karşılaşma

92 17 7
                                    

Kuroko anlatımıyla

Öğlen yemeği yedikten sonra koç ve kapatan akşam bir restoranda buluşacağız diyip bizi eve gönderdiler. Hoşgeldin yemeği yiyecekmişiz. Genelde rasız olurum onca insanın yanında ama nedense içimde bir heyecan var. Hazırlanmak istiyordum, elbise seçmek , bu yakışır mı yoksa yakışmaz mı tiribine girmek istiyorum. Uzun zaman sonra dişarı çıkmak için heyecenlanıyorum .

Eskiden ; kise, aomine, Akashi, murasakibara, midorima  ile beraber hep dışarıya çıkardık. Bazen de önemli işleri olsa bile sırf benim için bile benimle dişarıda geziyorduk.

Gözlerimin dolduğunu hissettim ama ağlamadım. Bunu aşmıştım, artık bunlara takılmayacaktım.

Duş alarak hazırlığıma başladım . Şampuan olarak vanilyalı kokusu olanı tercih ettim. Duşumu aldıktan sonra saçlarımı kuruttum. Bedenimi saran havluyla beraber dolabıma yöneldim. Dolabımı açıp giysilerime baktım. Elbiseler, gömlekler , pantolonlar, tulumlar ...

Omega olamanın güzel yanı istediğini giyebilirsin. Bizim türümüzde giysilerin cinsiyeti yok . Elbise giymek istiyorsan ve erkek bir omega olamak zorundasın. Beta yada alfa olan kadınlar istediği gibi elbise giyer ama erkek beta ve alfa için aynısını söyleyemem. O yüzden sadece omegalar için onlarca alışveriş mağazası var. Bu omega mağazaları yüzünden bazen aomine göz yakıcı olan gazların mağduru oldu. Aomine ' nin o halini hatırlayınca gülümsedim ama sonra hemen düz ifademi tekrar takıldım.

Dolobımdan bir şey seçmeye çalışıyordum ama bir türlü karar veremiyorum. Birden dirseğime kadar gelen gömleğim ve onun yanında ki siyah kemerime gözüme  takıldı . Tam onları alcakken sokakta ki alfaların bana bakışları gözümde canlandı. Böyle şeyleri sadece eskiden giyebiliyordum. Aomine, Akashi ve diğerlerinin yanında özgürce giyebiliyordum. Onlar beni koruyabiliyordular. Hatta bir kere bir alfa gözü sürekli benim açık kalan bacaklarıma bakıyordu ve bunu aomine far ettiği zaman o alfayı hastanelik etmişti. Ama şimdi onlar yoktu ya yine aynı şeyleri yaşarsan . Başımı iki yana sallayıp direk bir pantolont ve bir üst alıp dolabı kapattım.

Üstümü giydikten sonra takılarımın ve makyaj eşyalrımın olduğu yere gittim. Sevimli bulduğum bir şapka seçtikten sonra hafif kırmızı olan parlatıcımı dudağıma sürdüm. Aynaya baktığımda uzun zaman sonra ilk defa kendimi beyenmiştim. Şapkamın altımda kalan uzun saçlarım beni güzel kılmıştı. Dudağımdaki parlatıcı ruj ise yakışmıştı . Aynaya gülümseyip bel çantamı alıp , merdivenlerden aşağıya indim.

İndiğimde annem ellerindeki içinde  bardak olan tepsiyle mutfağa geçerken beni gördü. Şok olmuş bir şekilde yüzüme bakıyordu . Elindeki tepsiyi yere düşürdü.

Acaba çok mu çirkin olmuştum

Atsushi: oğlum , s- sen çok gü- zel olmuşsun

Annem dolmuş yüzüyle bana bakıyordu. Hemen koşarak oturma odasına gidip telefonunu aldığını gördüm. Yanıma gelip birkaç fotoğraf çekmeye çalıştı. Fotoğraf çekmekten nefret ediyorum yeminle - bu ben- .

Atsushi: oğlum bir yerinde dursana

Başımı iki yana salladım

Atsushi: tamam tamam neyse arkadaşın gelene kadar otursana

Tamam anlamında başımı salladım. Tam gidecekken annem bana seslendi

Atsushi: anneciğim

Ona döndüğümde sevgi dolu gözlerle bana bakıyordu

Atsushi: seni tekrar böyle giyindiğini gördümya ölsemde gam yemem.            - böyle mi söyleniyordu-  çok güzelsin oğlun.

Gülümsedim. Ve arkamı dönüp oturma odasına doğru gitmeye başladım. Annemin böyle tepki vermesine şaşırmadım. O olaydan sonra neredeyse siyah giyindim . İlk başlarda annem çok üzülsede sonra alıştı. Şimdi onu böyle görünce içim bir kıpır kıpır oldu.

kuroko no basket- akakuroWhere stories live. Discover now