1.Bölüm

284 39 15
                                    


Selammm!!!

Multimedyada baş karakterimiz var.





İyi okumalar!!


Yazın son demleri Zemistan şehrinde kol geziyordu. Serin hava üşütecek cinstendi. Yinede en sevdiğim elbiseyi giymekten geri kalmamıştım. Yaz güneşinin altında toprakla uğraşmaktan kavrulan beyaz tenim açıktaydı. Omuzlarımda ortaya çıkan çillerim göz kırpıyordu. İnce zincir askılar tenimde baskı yapıyordu. Buğday sarısı saçlarımı başımı sallayarak geriye attım. Rüzgarla ileri geri salındı. Soğuklaşan güneş tenimi yalayıp geçti.

"Bir gün sarı saçlarını yolup kendi kafama monte edeceğim." Sofia kıskançlık dolu tatlı sesiyle konuştuğunda dudağımın kenarı yukarı kıvrıldı.

"Esmer tenine sarı kafa iyi gider." Benim ten rengime zıt kendisi koyu tenliydi. Giydiği mavi elbisesi parlak görünüyordu. Akademinin ilk günlerinde henüz dersler yoğunlaşmamışken arka bahçede güneşleniyorduk. Güz Akademisine nazaran, Zemistan Akademisine kış mevsiminin erken geldiğini duymuştum. Adı gibi kış mevsimi çetin geçiyormuş. Buraya geleli daha bir kaç gün olmuştu. Evimin olduğu Güney Quelan çiftçilik için oldukça uygun bir bölgeydi. Sıcak kasabamı şimdiden özlemiştim. Babamın eve geliş zamanını kaçıracağım için ayrı hüzünlüydüm. Kendisi Krala bağlı gönüllü askerlerdendi. Onu yılda üç kez anca görüyordum. Ve bu yıl üçüncü hakkımı kaçıracaktım.

"şündümde vazgeçtim." Sofia gözünde canlandırdığı görüntüyü beğenmemiş olacakki yüzünü buruşturdu. "Viona, gibi olduğumu düşünsene. Siyahi tenine zıt saçlarını tuhaf bir sarı yapmıştı." Yüzümüzü aynı anda buruşturduk. Sonra tepkimize güldük. Asla ırkıçı biri değildim. Karşımdaki insanın sadece onurlu olup olmadığına bakardım. Kendinden acizine nasıl davrandığı önemliydi. Özelliklede o kişi yöneticiyse. Qveen Woods'ın Kralı oldukça adildi. Üstelik kendisi nadir ten rengine sahip bir siyahiydi.

"Renk tonu güzel değildi. Birde havasından yanına yaklaşılmıyordu. Kabullenip değiştirse bu kadar dikkat çekmezdi."

Pozisyonumu değiştirip yan uzandım. Dirseğimi sabitleyip yanağımı avucumun içine yasladım. Sofia, dirseklerini geriye doğru yaslamış, yüzünü güneşi doğru çevirmişti. Yansıyan güneş ışığından kahve gözleri kısıktı. Kahve kısa saçları dalgalıydı. Açık renk geçişleri güneş ışığı sayesinde belirginleşmişti.

Tek kaşını kaldırıp kısık gözleri ışığa meydan okurca aralandı. Bana yandan bir bakış attı. "Alanını seçtin mi? Yarın konsey toplanacak." Herkesin kendine özel element büyü kristali olurdu. Tam göğsümüzün üstünde bu taşla doğardık. Ergenliğe gelince büyümüz canlanırdı.

Ateş, su, hava, toprak, şifa ve gölge elementi olarak sınıflanırdı. Gölge en nadir element büyüsüydü.

"Ne istediğimi zaten biliyorsun." Benim için endişeleniyordu. Bu yüzden en iyi kararı vermem konusunda emin olmaya çalışıyordu. Sofia ile birinci sınıftan beri yakın arkadaştık. Aynı akademiye geçiş yaparak birbirimizden hiç ayrılmamıştı. Zemistan Akademisine alışmamız zor olmamıştı. Qveen Woods Krallığının iki büyük önemli akademisi vardı. Güz Akademisi ve Zemistan Akademisi. Çoğu birinci sınıf bizim gibi Güz Akademisinden gelmişti.

Zemistan AkademisiWhere stories live. Discover now