6.Bölüm

102 21 7
                                    



Multimedya; Jaon


İyi okumalar!!


"Ne?" Ölü fısıltımı ben dahi duyamadım. O kadar bitik haldeydim. "Duydum sizi." Duymuştu! Korku ve telaş daha fazla arttı. Lord Drake'ın yapabilecekleri beni korkuturken, Roan'ın öğrenmesi beni dehşete düşürdü. Gözlerimin önü benek benek oldu. Yer altımdan kaydı sandım. Geriye doğru sendeledim. Kaslı kolu belimi sardı. Düşmemi engelledi.

"Maren?" Saf endişe dolu gözleri baha eski Milo'yu anımsattı. Öfkeli olduğu kadar artık nefret dolu değildi. Yalnızca acıma verdi. Onca ay çektiklerimi hissetmiş gibi bakıyordu. Acıyan gözlerden tiksindim.

"İyiyim." dedim belli belirsiz. Telaş sarmıştı. "Ona söyleme. Lütfen Milo. Yalvarırım söyleme." Bu kadar güçsüz olduğuma inanmak istemiyorum. Resmen herkese yalvarır duruma düşmüştüm. Ben akademinin en iyilerindendim. Yanından geçtiğim bana çekinerek bakardı. Aşkın beni düşürdüğü durum ise acınasıydı. Rezil durumdaydım.

Sonu gelmeyen yalvarışlarımı durdurmak isterce yanaklarımı tuttu. "Tamam sakin ol. Söylemeyeceğim. Şimdilik.." Son kelimesine kadar umutlanmıştım. Son kelimesinde yine hüsrana uğradım. Yılgınca gözlerimi yumdum. Tutamağımı yaşlar bir bir aktı. "Geçecek." Ne yaşadığımı biliyormuş gibi anlayışla doldu. Beni kollarının arasına çekip sıkı sıkı sarıldı.

Uzun zamandır sarılamadığım bedene sıkı sıkı sarıldım. "Yoruldum Milo." Titreyen bedenim düşmemek için ona yaslanmıştı. "O kadar çok yoruldum ki." Hayat ağırdı. Hemde çok ağırdı. "Ben yanındayım. Bana söylemediğin için hesabını ayrı soracağım. Ama artık merak etme ben yanındayım. Halledeceğiz." Bir yanım umutla dolarken diğer yanım hüsrana uğramaktan korkuyordu. Yorucu bir ikilemin arasında kalmıştım.

"Nasıl?" derken geri çekildim. "Duymadın mı hasıl tehdit ettiğini? Şimdi oturup ne yapacağını beklemekten başka çarem yok."

"Birincisi babana bir şey yapmasından korkuyorsun. Ama korkma krallığın en iyi avcısı aylarca tek başına krallık dışında yaşayabilmiş biri. Sana gelince de akademinin içindesin kim ne yapabilir ki?" Söyledikleri içimi ferahlattığı kadar düşündürdü. Canını yakamaza bile yakmak için elinden geleni yapardı. Huzurunu bozardı. Hatta belki iftira attırıp sürgün bile ettirebilirdi. Tüm bunları nasıl unutabilirim. Kendi canıma söz gelince umrumda bile değildi. Kendimi korurdum. Yetenekliydim. İyi savaşırdım.

"Yapabileceği çok şey var Milo. Anlamıyorsun." Başımı hüsranla iki yana salladım. "Senden istediğim tek şey lütfen ona söyleme. Şimdilik olsa bile. En azından benden duysun. Ama bana zaman ver. Lütfen." Emin olmasada isteksizce başını salladı. Bunları söylemeseydim Milo'yu ikna edemezdim. Hemen gidip söylerdi. Bu ortalığı karıştırmaktan başka işe yaramazdı.

Daha fazla ayakta kalamayacağımı anlayan Milo beni kızlar yatakhanesine bıraktı. Oraya girdiğimde kısa bir duş alıp yatağıma kuruldum. Uzun bir uyku istiyorum. Lütfen, kabussuz uzun bir uyku!

Zemistan AkademisiWhere stories live. Discover now