Kısım 5 - BİRKAÇ OLAY

19 2 0
                                    

Yeni bir sabah, yeni bir gün. Bugünün nasıl olacağını bilmiyordum ama güzel olacakmış gibi bir his vardı içimde.

Sabah rutinimi yaptım ve okula gitmek için çantamı alacağım sıra bir mesaj geldi telefonuma. Sms olarak gelmişti, pek önemsemedim ve çantamı alıp çıktım. Dolmuşu beklediğim sırada bu mesaja bir bakmak istedim. Baktığımda tanımadığım bir numara atmıştı mesajı.

Mesajın içeriği şu şekildeydi, "Gelen araca bin!". Çok önemsemedim ama sonradan Hans aklıma geldi. Bunları düşünürken bir araba tam önümde durdu. Araç Audi Q7 idi ve camının içi görünmüyordu. Biraz duraksadım. Aracın sağ ön pencersi açıldı ve bir adam binmemi söyledi. Bindim.

Araç konforluydu, bir mafya arabası gibiydi ama daha modern bir mafya... Herneyse, yanımda bir adam vardı. Toplam dört kişiydik. Hem solumdakine dikkat etmeye hem de öndeki kişileri izlemeye çalışıyordum.

Sağ ön koltuktaki adam orta yaşlı ve pala bıyıklı bir adamdı. Şoför otuz yaşlarında ve hafif karizma idi. Yanımdaki adam da orta yaşlarının sonunda ve tipsiz birisi gibi görünüyordu. Pala bıyıklı adam konuşmaya başladı "Seni niye buraya getirdiğimizi biliyorsun diye tahmin ediyorum.". "Biliyorum... Hans'ın adamlarısınız değil mi?" dedim.

Cümlemin sonunda herkes anlık olarak bana bakıp ufak bir şaşkınlık yaşamışlardı. Pala bıyıklı devam etti "Hans mı? O da kim? Biz seni Wiz hakkında konuşmak için bindirdik arabaya." deyince ben de biraz şaşırdım. "Wiz mi? Onunla ne işiniz var?!" diye sesimi biraz yükseltince şoför "Sakin ol biz Wiz'in amcasının adamlarıyız. Amca onun için biraz endişelendi ve sen de onun yakın bir arkadaşı olduğun için sana sormak istedi." deyince hem rahatladım hem de şaşırdım. Amca mı?

Amca Wiz'den ne istiyordu ki? "Wiz okulda gayet normal. Amca boşuna endişelenmiş olmasın?" dedim. Pala bıyıklı boğazını temizleyip "Wiz evde odasına çok kapanıyor ve yemek yemiyor." deyince biraz düşündüm. "Benim bir fikrim yok. Okula gidince sorarım, ağzından laf alırsam bu numaraya yazarım." dedim. Adamlar kabul etti ve beni okula bıraktılar. Dolmuştan daha hızlı varmıştım.

Okula varınca Wiz ile konuşmak için sınıfına gittim. Kapıyı açıp sınıfa bakınca Wiz ortalıkta yoktu. Çantasına baktım ama onu da göremedim. O sırada Tomris beni yanına çağırıyordu, sabah olan araba mevzusunu ona anlatamazdım, Wiz'e ne olduğunu öğrenmeden olmaz.

Tomris O hakkında biraz konuşuyordu. O'nun kardeşinin bir internet kafe açması gibi bazı şeyler söyledi. Paraları çoktu, ama insan yinede şaşırıyordu. Anlatacakları bitince ve daha zamanım var olduğu için ben de telefonumu çıkarmıştım. Telefonumu yanımda getirmiştim. Instagrama bakarken yan hesaplarımdan birini gösterdim. Tomris mesajlar kısmına bakarken spam kutusunu gördü ve bakmak istedi, ben de olur dedim.

Baktı, bir tane çocuk limon atmıştı. O çocuğa biraz yazdı ve o instagram hesabını kendisine vermemi istedi. Akşam biraz dalga geçmek için yazacakmış. Verdim.

O gün Wiz okula gelmemişti ve öğlen arası o numaraya Wiz bugün okula gelmemiş yazdım. Gün geçmiş ve akşam olmuştu. O gün biraraya gelip toplantı yaptık ama sonuçlar değişmemişti.

Akşam Wiz'i aradım ama cevap yoktu ve instagrama girmek istemedim, uyudum.

Sabah rutinimi yapıp okula gittim. Çantamı sınıfa bırakıp yukarı kata çıktım. Wiz ve Tomris'in sınıfına gittim ama Wiz tekrardan okula gelmemişti. Numaraya aynı şeyi yazıp Tomris'in yanına gittim. O akşam çocuk ile yazışmalarını gösterdi. Ağzım açık kalmıştı.

Gece boyunca baya iyi arkadaş-flört ilişkisi yaşamıştı. Garip bir hali vardı, tarif edemiyorum. Herneyse, zil çaldı ve sınıfıma gittim.

Öğlen arası geldi ve öğlen arasına girdikten on dakika sonra sınıfta sadece bizim ekip varken (Wiz hariç) benim telefonumun ekranı simsiyah olup H harfi belirmişti. Bu Hans idi. Direktmen "Bu sefer ne var!" diye çıkıştım. "İçinizden birisi hasta olduğu için ona daha sonra iletirsiniz bu diyeceklerimi. Kırmızıya güvenme." dedi. Telefon eski haline dönmeye başlamıştı.

Bu adam bize mesajlarını arama yolu ile yolluyordu. Ve son söylediği şey de ne demekti? Kırmızı da neydi veya kimdi? Bu konu üzerinde düşünecektik ama içimizden biri hasta derken Wiz'i kastediyordu. İçim rahatlamıştı, Wiz sadece hastaydı. Onu ziyarete gitmek istiyordum en kısa sürede.

Okul bitti ve ben de Wiz'in evine gitme kararı almıştım. Wiz'in evine gitmem yarım saatten biraz daha uzun sürmüştü. Eve vardığımda Wiz evde uyuyordu. Kardeşine sorduğumda yarım saat önce uyuduğunu söyledi. Tam okul çıkışında uyumuş.

Wiz'i uyandırmak istemedim ve yüzünü görüp çıktım. Çıkarken "Abine dikkat et. Hızlı iyileşsin de okulda brni yalnız bırakmasın." dedim.

Eve gidince ödevlerimi yaptım, yemeğimi yedim ve uyudum. Bu mesele umarım kısa sürer. Uyumadan hemen önce bir şey geçmişti aklımdan, neden uyumadan önce gelmişti ki aklıma o şey? Kırmızıya güvenme...

Kod Adı - 53Where stories live. Discover now