7

11.7K 1.5K 954
                                    

Haiiii ben geldiiim. Pazartesi bitti, salıdan devam ediyoruz ksmhjdshf çarşamba ve perşembe için aklımda güzel şeyler var ama bakalım. 

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

Ertesi gün (Salı)

Taehyung, beni dün duştan çıkarttıktan sonra havluyla kurulanmama ve kıyafetlerimi giymeme yardımcı olmuş, beni yatağa taşımıştı.

Tüm bunları yaparken sessizliğini korumuştu, sanki konuşmamaya yemin etmiş gibi...

Sonrasında ise ateşimi düşürmesine rağmen eve doktor çağırmış ve istemeyerekte olsa kalçamdan iğne yemiştim.

Her ne kadar iğnenin etkisiyle ayağım uyuşup götüm sızlasa bile sabah uyandığımda gerçekten düne oranla daha iyi durumdaydım. Vücut ağrılarım dinmişti.

Akşam yemeğini de birlikte yeriz diye umut etsem de odama çalışanlardan birinin emriyle çorba ve yemek bıraktırtmıştı.

Yemeği üstüme boca etmeden yemeği başarmış ve sonra da iğnedeki ilaç karışımının etkisiyle göz kapaklarım ağırlaşınca uykuya dalmıştım.

Hayal meyal de olsa, kabus görürken gece Taehyung'un yanıma geldiğini anımsıyordum. Belki de bu sadece rüyaydı...

Yataktan çıktığımda, kalçamdaki ağırlık hissini fark edince yüzümü buruşturarak kalçamı avcumun ayasıyla ovuşturdum. Bu biraz yumuşatırken odadan çıktım.

Taehyung'un kapısı önüne geldiğimde, yavaşça kapıyı tıklattım. Tam o sırada kapı açıldığında istemdışı irkildim. "Günaydın Taehyung."

"Günaydın başımın belası." diyerek karşılık verdiğinde şirince sırıttım. Ellerimi yüzüme yerleştirerek yanaklarımı avuçlarımın arasına alırken ona tatlı tatlı bakıp gözlerimi kırpıştırdım. "Tatlı belanım bence."

Başını önüne eğerek gülümsediğinde gözlerim irileşti. "Güldün! Tatlı belanım işte, gerçekten-"

Başını kaldırdığı gibi yüzü ciddi ifadesine geri bulanırken, "Jeon cidden başım çatlıyor." diye huysuzca homurdanarak sözlerimi ağzıma tıkıştırdı.

"Bitki çayı yapayım mı? İstersen kahvaltı hazırlayayım ve ilaç-" Parmaklarını dudaklarıma bastırarak beni susturdu. "Gerek yok, galeriye geçeceğim. Ve sen de evde yatıp dinleniyorsun, takılmıyorsun peşime."

Parmağını dudaklarımdan indirip yanımdan geçip koridora yöneldiğinde arkasında bakakaldım. "Ama ama ama..."

Peşinden koştururken, "Ben de geleyim. Hani haftanın 7 günü yanında olacaktım her koşulda? Şimdi sen mızıkçılık yapıyorsun!"

Duraksayarak bana doğru geri döndü ve aramıza açtığı birkaç adımlık mesafe öteden bana baktı. "Dün havale geçirmek üzereydin, inadı bırak ve evde kalıp dinlen. Hastasın."

"İyiyim ben." diyerek koşturup yanında bittim. Giydiği ceketinin tozunu almak ister gibi omzunu hafifçe silkeleyip avcumla pat pat vurdum.

"Bir de şey..." diyip duraksayınca kaşları çatıldı. "Bir de ne?"

"Dün gece ben kabus görürken yanıma geldin mi? Küçük yastığı kollarımın arasına sıkıştırıp ateşimi kontrol ettiğini anımsı-"

Kaşları iyice çatılırken başını çevirip avcunun içine öksürdü. "Gelmedim yanına." diyerek kestirip attığında gülümsedim. "Kabus görmeye devam etmeyeyim diye şarkı da mırıldanmadın yani..."

SEVEN DAYS A WEEK • TAEKOOK  ✓Where stories live. Discover now