15

12.6K 1.5K 1.2K
                                    

Haiii, ben geldiiim. Bu fici yazmayı çok seviyorum cidden, final yapmaya kıyamıyorum, 20de final yapamayacağım bu yüzden. Birazcık daha uzayacak gibi görünüyor şimdilik :')

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

Ne yapacağımı şaşırmış ve kapıyı iterek Taehyung'un suratına kapatmıştım.

Kapı kulpundaki elimi oradan ayırıp çırpınan kalbimi tuttum.

"Jungkook, kapıyı açmazsan bu gece kapında yatacağım." diyerek kapıya tıklattığında ağzım bir karış aralandı.

"Blöf yapıyorsun." diye fısıldadım. Tam kapıyı açmak üzereyken başımı iki yana sallayıp vazgeçtim. Kesinlikle blöf yapıyordu.

Kapıdan uzaklaşıp koridora yöneldim. Elimdeki bira şişemle birlikte salona giriş yapacağım sırada bakışlarım duvardaki ferforje aynasındaki yansımama kaydı.

Duraksama yaşarken yavaşça aynaya doğru vücudumu döndürdüğümde bakışlarım dudaklarıma kaydı. Parmaklarımı yavaşça dudaklarıma dokundurduğumda gözlerimi yumdum.

"Vazgeçtiğim halde neden öpücüğü hoşuma gidiyor..." diye fısıldadım. Karşılık vermek isteyecek kadar hoşuma gitmiş olsa bile, kendimi güçlükle kontrol altında tutmayı başarmıştım. Kırgındım. Kızgındım.

O, öfkesini benden çıkarmıştı, şimdi ben öfke topuna dönüşmüştüm. Tüm her şey içimde birikmiş bir çığ gibi büyümüştü.

Benden gerçekten şans istediği gerçeğini düşünürken gözlerimi araladım. "Benden vazgeçtiyse, asla uğraşmayacak." diye fısıldadım aynadaki aksime bakarak.

Benim uğraştığım gibi uğraşmayacak, benim çabaladığım gibi çabalamayacaktı.

Gerçi, kabul etmemiştim teklifini. Yani tek kelime etmeden kapıyı suratına kapatmıştım. Onun bana yaptığı gibi yapıyordum aslında. Yani onun bana davrandığı gibi kaba bir karşılık vermiştim.

Dudaklarımı şişirerek ofladım. "Neden her şey bu kadar zor, her koşulda neden üzülen ben oluyorum lanet olsun!"

Söylene söylene salona geçtim ve sanki kafam dağılacakmış gibi televizyondan netflixe girip dizi açtım.

Bacaklarımı sehpaya uzatıp koltuğa yayılırken ensemi koltuk başlığına iyice yerleştirip biramı yudumladım. Bira tenekesinin ağız kısmını alt dudağıma çarptırırken iç geçirdim.

"Hayatını yaşa, onu düşünme..."

-

Dizinin bölümü bitince diğer bölüme geçmeden durdurdum ve bitirdiğim biramın tenekesini avuçlarımda ezerek koltuktan kalktım.

Doğruca mutfağa gidip büzüştürdüğüm tenekeyi çöp kutusuna fırlattım. Ardından mutfağın camının perdesini hafifçe çekiştirerek dışarıya baktığımda gözlerim irileşti.

"Hasiktir..." diye fısıldadım. Taehyung kapının önüne çökmüştü. Yere oturmuştu, zemine uzattığı ayakkabılarını görebiliyordum bulunduğum açıdan.

Gerçekten de söylediği gibi kapımda mı yatacaktı? Hadi ama... Blöf yaptığını düşünmüştüm. Neredeyse 1 saat olmuştu kapıyı suratına kapatalı ve o hâlâ kapımdaydı.

Kapıyı çalmayı kestiği için gittiğini zannetmiştim oysaki.

Burnumdan derin nefes çekip mutfaktan çıkarak doğruca koridora ve oradan da sokak kapısına yöneldim.

SEVEN DAYS A WEEK • TAEKOOK  ✓Where stories live. Discover now