0.6

28K 1.2K 285
                                    

Karargâha geldiğimizde önce Albay'ın odasına gidip rapor verdim. 

"Binbaşı Demir Öztürk İstanbul emret komutanım!" Albay'ın odasından çıkarken Binbaşı içeri girdi ve Albay'a selam verdi. Sonra bende ona selam verdim. "Umay bekle," Albay'ın emriyle tekrar oturdum. "Hoşgeldin Binbaşı'ım, senin tim gelene kadar izinlisin. İstersen Umay sana askeriyeyi gezdirsin. "

Dönüp bakınca Binbaşı'nın bana çok benzediğini farkettim. Neredeyse abim gibiydi!

Onlar konuşurken telefonum çaldı. Albaydan izin isteyip çıktım odadan ve odama geçtim. "Alo, Umay Şimşek ile mi görüşüyorum?" diye sordu bir kadın. "Buyrun benim?" ardından birkaç tuş sesi geldi.

"Umay hanım yarın saat 12:00 ***** Hastanesi'ne gelebilir misiniz? Bir hemşiremizin ihmali sonucu 2 bebeğin de yanlış ailelere verilme ihtimali var."

Ne?

Duyduklarım vücudumda kurşun etkisi bırakırken ne diyeceğimi bilemez hâldeydim.
Telefon kapanınca yere çöktüm, dizlerimi karnıma doğru çekerken başımı duvara yasladım.

Kapı tıklandı. Ayağa kalkıp kendime çeki düzen verdim. "Gel," Baran Yüzbaşı gelmişti. "Ee Umay Yüzbaşı'm nasılsın bakalım?"

"İyiyim, siz nasılsınız?" Yalan, bok gibiyim.

"İyiyim bende de diyorum ki eğer işiniz yoksa bir kahve içelim?" Bana çok büyük bir umutla bakıyordu "Eh içelim madem" cevabım üzerine kalktı "Ben kahveleri alıyorum, sen de bahçeye çık." Onu başımla onayladım ve bahçeye indim.

"Komutanım, bizim yanımıza gelsenize hem yeni gelen Binbaşı da burada" Mert yanıma gelip, beni timin yanına çağırırken gözüm timdeydi Binbaşı ve tim öyle dikkatle izliyordu ki...

Özellikle de Yiğit, onun hakkında ne düşünmeliyim bilmiyorum. Gerçekten yakışıklı biri ve adı gibi yiğit bir askerdi. İlk önce ona kızsamda Alev olduğumu öğrenince benden çok özür dilemişti.

"Ee Umay yok mu hayatında biri?" Baran komutanla havadan sudan sohbet ederken konu birden aşk hayatına gelmişti. "Yok, Yüzbaşı'm." Verdiğim cevap sanki onu mutlu etmiş gibi gülümsedi.

"Hadi ya, bu kadar güzel bir kadın bekâr mı?" Anlamıyordu ben askerdim kimseye umut veremezdim.
Bir gece ansızın şehit haberi gönderemezdim kimseye.

"Bekârım da ne kadar abarttınız herkes evli olacak ya da herkesin sevgilisi olacak diye bir şey mi var?" Sözlerimin ardından güldü.

Eli ile saçımı kulağımın arkasına attı. Ve bana yaklaştı. "Hâlâ anlamadın mı Umay?" Kaşlarımı çattım neyi anlamamıştım? "Ne diyorsunuz Yüzbaşı'm?" Ondan uzaklaşacakken elimi tuttu. Sertçe elimi çektim, sinirlenmiştim artık. Bütün askeriye bizi izliyordu. "Sana aşığım Umay, seni ilk gördüğümden beri sana hayranım. "

Ne? Bugün hayat bana kıçıyla gülüyordu herhalde!

"Kaç kere gördünde hemen aşık oldun  Yüzbaşı!?" Ayağa kalktığım için o da ayaktaydı.

"Anlamıyorsun Umay-" sözünü kestim. "Ulan neyi anlamıyorum, sen gelmişsin aşık oldum diyorsun! Bitir bu aşkı Yüzbaşı. Ben senin aşkına karşılık veremem."

Hızlı adımlarla onun yanından uzaklaştım ama bakışlarını hâlâ hissediyordum. Beni kaç kere gördüde aşık oldu? Ne saçmalıyordu ?

Ben sinirli sinirli yürürkem Cesur önüme çıktı, arkasında da bir asker "Komutanım, tutamadım kusura bakmayın." O konuşurken ben Cesur'a bakıyordum kendimi iyi hissetmediğimde hep yanıma gelirdi. "Tamam aslanım sen git"

Cesur kucağımda -çok ağırdı bu arada- bir banka oturdum. Yaklaştı ve yüzümü yalamaya başladı. Ben de onun kafasını okşadım. "Ah be Cesur sende olmasan kimsem yok."

Kimsem yok derken aklıma hastaneye gitmem gerektiği geldi. Yarın hastaneye gitmeliydim gidip Albay'dan izin almalıydım. Cesur'a yaklaştım "Bak bebeğim ben hemen geleceğim seni Ateş'in yanına bırakacağım kimseye zarar vermek yok." kafasını ve ardından yanaklarını öptüm.

"Yani komutanım biz bu canavara mı bakacağız?" gelen soruyla göz devirdim.

"Hayır Mustafa yanınızda kalacak sadece ve köpeğime bir daha canavar dediğini duymayacağım." Sonlara doğru sertleşen sesimle Mustafa'nın alaylı ifadesi kayboldu.

"Yüzbaşı Umay Şimşek İzmir emret komutanım!" Albay'ın odasına gelmiştim. "Otur kızım. "

Oturmayınca Albay yeniden emretti. "Komutanım bir konu vardı." Devam etmem  için kafasını salladığında devam ettim. "Komutanım bir telefon geldi ve yarın saat 12:00'de DNA testi için ******Hastanesi'ne çağırdılar. Yani bir hemşirenin ihmali sonucu 2 bebekde yanlış ailelere verilmiş gibi bir olay var."

Sözlerimin ardından Albay şoke olmuş bir şekilde bana bakıyordu.
"Yani izin istiyorum birkaç saatliğine."

Albaydan iznimi alıp selam vererek odadan çıktım. Bizimkilerin yanına vardım.

Cesur, Binbaşı ile Yiğit'in arasında oturmuş beni bekliyordu. Gittim ve sandalye çekip oturdum. "Ya komutanım diyoruz ki akşama beraber yemek yemeğe gidelim. Ne dersiniz?" Onlarla yemeğe gidemeyecektim. "Kusura bakmayın akşam gelemem. Çok yorgunum"

Çok ısrar etmemişlerdi zaten. "Şey komutanım siz neden Baran Yüzbaşıyla kavga ettiniz?" Mert korka korka sorusunu sordu. Binbaşı bile merakla bana bakıyordu. Ulan askeriye mi dedikodu merkezimi belli değil.

"Baran yüzbaşı bana karşı olan hislerinden bahsetti bende onu kibarca reddettim. Olay bu."

Daha laflarımı bitirmeden timden 'Oooo' nidaları yükseldi. "Ateş timi!" hepsi birden suspus oldular.

------_/)_\)_------

Sabah alarmın sesiyle uyandım. Saat 06:00'ydı.  8'e kadar time eğitim yaptırdım. Şuanda kahvaltı yapıyorduk. Dün bahçede olan bazı askerlerin bana ve Baran'a bakarak konuştuklarını duyabiliyordum.

"Umay Yüzbaşı'yacbak sanki daha dün Baran komutanla herkesin önünde kavga etmemiş gibi..."

"Oha yani Baran komutanı mı reddetmiş?"

"Yuh"

Bunlar iyice tepenin tasını arttırırken Baran'ın sesini duydum. "Naz yapıyor." bu bardağı taşırmıştı işte.

"Asker önüne dön. O kahvaltıya muhtaç ederim seni. Komutanınım ben senin kendine gel yerini bil. Benim hayatım sizi ilgilendirmez, benim kim olduğumu unutmayın."

Bağırmamla sesler kesilmişti.

-_-_-_-_-_-_-_-_-_

Arabamı park edip hastaneye girdim. Danışmaya gidip DNA testi için geldiğimi söyledim ve o da beni 3. kata yönlendirdi.  Merdivenleri çıktım ve odanın kapısına geldim kapıyı açıp içeri girmemle bütün gözler bana döndü.

Asker olacağımı söylediğimde bana demediğini bırakmayan aile bir yanda onlar hakkında hiçbir şey bilmediğim aile bir yandaydı.
Birkaç dakika sonra benimle karıştırılan kızda geldi.

Vatanım için her damlasını feda edeceğim kanımı bu kadar gereksiz bir konu için bir iğneyle benden aldıktan sonra beklememizi söylediler.

Telefonumu aldım ve istihbarattan bir arkadaşımdan Öztürk ailesini araştırmasını istedim.





Evveettt bir bölüm daha bitti. Bu bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz bence güzel oldu. Kendinize iyi bakın sağlıcakla kalın. Oy vermeyi unutmayınnn. ❤️🥺🇹🇷

ALEVWhere stories live. Discover now