2.BÖLÜM

252 20 10
                                    


İyi okumalar...

Telefondan kalın bir erkek sesi geldi...

"Üsteğmen" dedi.

Yasemin "kasap (Diego)?"

Diego "ta kendisi"

Yasemin'in tam da tahmin ettiği gibi Diego yaşıyordu. Zaten yaptıkları son toplantıda Diego'nun yaşadığına dair ellerine birkaç bilgi geçmişti ve bu konuşma da Diego'nun yaşadığını kesinleştirmişti. 2 gün sonra ki operasyon da zaten onun içindi.

Yasemin sinirli bir şekilde "Annemin telefonunun sende ne işi var lan, annem nerde! Eğer onun kılına zarar gelirse senin yedi ceddini-"

Diego Yasemin'in lafını keserek "şşş sakin ol Üsteğmen, sakin ol. Annen en güvenli yerde, benim yanımda." dedi ve ardından o pis kahkahasını attı.

Yasemin "Bana bak Diego babamı benden aldınız ama annemi benden almanıza izin vermeyeceğim. Seni bulduğum yerde kelleni alıcam, seni döve döve öldüreceğim. Benden kork Diego! Benden kork!" Dedi ve telefon kapandı. Çünkü Diego hem bu konuşmadan korkmuş hem de yer tespiti yapamamaları için konuşmayı 2 dakikadan fazla tutmamış ve konuşmayı hemen kapatıp hafıza kartını parçalamıştı.

Evet, Yasemin'in babası Yasin'i hain bir pusu ile Diego şehit etmişti.

~Yasin'in şehit edildiği gün~

Kış günü, saat sabah 8 civarı, her tarafı sis kaplamış, bir yandan da lapa lapa kar yağıyordu. Yasin Özer ve otuz askeri dağda pusmuş hainleri bekliyorlardı. Bu operasyon onlar için çok önemliydi. Hainlerin başı Anastasya diye bir kadını ve onun sağ kolu olan Kasap Diego'yu ele geçireceklerdi.

Ama ters giden birşeyler vardı. Şuan burda bir buluşma olması gerekirken etrafta ölüm sessizliği vardı. Yasin etrafı biraz daha gözetledikten sonra taburu aradı ve "yuva, şahin konuşuyor." Dedi.

"Yuva dinlemede. Ne oluyor orda şahin (Yasin), şuan buluşmanın gerçekleşmesi gerekirdi."

"Komutanım burda ters giden birşeyler var."

"Ne gibi şeyler?"

"Komutanım etrafta hiç kims-"

Yasin daha lafını bitiremeden sol omuzundan bir kurşun sıyırdı ve çatışma başladı.

Yuva "Şahin!. Şahin cevap ver ne oluyor orda. Şahin!" Dedi.

Yasin çatışmanın yoğunluğundan cevap verememişti.

Yuva cevap alamayınca timin olduğu bölgeye bir destek ekibi çıkarmak istedi ama hava şartlarından dolayı helikopter kaldıramıyorlardı. Yolların durumunu da bilmedikleri için araba da gönderemiyorlardı. Bu yüzden elden sadece havanın dinmesini beklemek gelirdi.

***

Aradan 45 dakika geçmişti ama çatışma hâlâ son hızıyla devam ediyordu. Hainler Yasin'in timinden oldukça kalabalıktı.

Üç askerimiz şehit olmuştu. Yasin dahil on beş askerimiz yaralanmıştı. On askerin durumu çok ağırdı, beş askerin durumu diğerlerine göre daha iyiydi.

Askerlerimiz biraz zorlansa da yaralı olmasına rağmen pes etmeyip hâlâ çatışmaya devam ediyorlardı.

Tabii olayın sıcaklığından çok fazla acı hissetmiyorlardı.

Teröristler yavaş yavaş askerlerimizi sıkıştırmaya başlamıştı.

Yasin ağır yaralı haliyle zor da olsa bir teröriste tam hedef almıştı ki teröristin alnının ortasından bir mermi girdi ve terörist bir anda yere yığılı verdi. Yasin kafasını kaldırıp etrafa baktığı sırada destek ekibi PÖH'lerin geldiğini gördü. "Allah'ım sana binlerce kez şükürler olsun" dedi ve ardından bağırarak "beyler PÖH'ler burda." Diye devam etti. Herkes hep bir ağızdan "çok şükür Yarabbim" dedi.

~HUDUT KARTALLARI~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin