16.BÖLÜM

36 11 1
                                    

İyi okumalarr...

İlk katıldığım şehit töreni değildi ama bu görüntü her defasında beni bitiriyordu. Her zaman ki olduğu gibi dik durmak zorunda olan askerler, ağlamaktan harap olmuş aileler, daha ne olduğunu anlayamayan çocuklar. İşte bizim hayatımız da bundan ibaret.

Savaş, aşk, mutluluk ve hüzün.

Her askerin dileği belki de şehit olmaktır ama bunun için önce geride bırakacağımız ailelerimizi de düşünmemiz lazım.

Şehitlerin naaşının gelmesi ile birlikte kafamda ki düşüncelerin hepsini bir kenara attım.

İşte bakması en zor olan görüntü şimdi geliyor...

Helikopterin yere inmesiyle görevli askerler aldığı komutla al bayrağa sarılı tabutları omuzladılar ve tabutlar için hazırlanan yere bıraktılar.

Ardından şehitlerimiz hakkında bilgiler verilip saygı duruşunda bekledikten sonra görevli askerler aldıkları komut ile tekrardan tabutları omuzalyıp cenaze aracına koydular. Oradan da İcadiye Şehitliği'ne gittik.

Şehitlerimiz defnedilirken şehitler için saygı atışı yapıldı.

Ben böyle anlatırken herşey kolay gibi görüne bilir ama yaşamayan bunun nasıl birşey olduğunu bilmez.

Mesela şehitlerin naaşı geldikten sonra ailesinin hâli.

Evet, şehitlik mertebesine ulaşmak herkese nasip olmaz. Ne mutlu ki bu mertebeye ulaşanlara.

Üzülüyoruz. Şehit haberi duyduğumuzda dünyaya sığamıyormuş gibi hissediyoruz ama bütün bu hislerimizi bastıran birşey var o da Bakara Suresi/154.ayetinde geçen "Allah yolunda öldürülenlere 'ölüler' demeyiniz. Bilâkis onlar diridirler, lakin siz anlayamazsınız"dır.

Biz boşuna 'şehitler ölmez, vatan bölünmez' demiyoruz.

~Yasemin'den~
Gece uyku tutmadığı için sabahlamıştım. Şimdi de deli gibi uykum vardı. Ama akşam olmadan da pek yatmaya niyetim yoktu.

Törende ne oldu acaba diyeceğim de sormaya pek de gerek yok. O kadar şehit törenine katıldım ki o görüntü artık zihnimin bir köşesinde canlanıyor.

Güçlükle ayakta duran aileler, daha hiçbir şeyin farkında olmayan çocuklar, şehitlerimizin intikamı için ant içen askerler. Ve maalesef ki görmeye alıştığımız birçok sahne.

Andım olsun ki bütün şehitlerimizin intikamı için savaşmaya devam edeceğim. Sadece intikam için de değil; şehitlerimizin kanıyla sulanmış bu toprakları hiçbir haine vermemek için, masum insanların ölmemesi için, başka çocuklar öksüz/yetim kalmaması için. Ben, Kıdemli Üsteğmen Yasemin Özer kanımın son damlasına kadar savaşacağım.

Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak. Gerekirse memleketin her bir tarafındaki soysuzları temizleyeceğiz ama asla şehitlerimizin kanını yerde koymayacağız.

Bana kalsa şu dakika görevimin başına geçerim ama emir demiri kesiyor işte.

1 aylık bir süre benim gibi bir askere çok fazla. Bunun için elimden geleni yapıp bir an önce askeriyeye dönmem lazım. Ve biliyorum ki en az 3 hafta geçmeden görevime geri dönemeyeceğim.

Telefonuma gelen mesaj sesi ile telefonumu elime aldım. Gelen mesaj Mehmet'tendi.

'5 dakikaya dışarı gelmen lazım' yazıyordu.

Söz konusu yakın olduğum insanlar olunca sorgulama gereği duymadığım için 'tamam' yazdım ve kapının arkasındaki anahtarı alıp evden çıktım.

~HUDUT KARTALLARI~Where stories live. Discover now