Ben senin kızınım!

164 6 40
                                    

Taehyung'dan

Jennie'nin koşmasıyla çığlık atması bir oldu. Hemen yanına koştuğumuzda gördüğümüz manzarayla donup kalmıştık.

Jennie'nin annesi bir kız tarafından yastıkla boğuluyordu.

Jennie gördüğü an koşup, kızın üzerine atladı. Kızı tekmeliyor, saçılarını yoluyor ve ısırıyordu.

Kız ise acıyla inliyordu.

Hepimiz birden Jennie'ye koştuğumuzda Jennie kızı dövmeyi bırakıp bize döndü. İşaret parmağını bize sallayarak bizi uyardı.

"Sakın! Sakın ayırmaya çalışmayın! DUYDUNUZ MU?!"

Sinirliydi. Gözlerinden ateş püskürüyordu. Jennie kendini kaybetmiş bir şekilde kıza döndü, ve kızı dövmeye kaldığı yerden devam etti.

Kimse onu ayırmaya cesaret edemiyordu. Bir kere Suga hyung ayırmaya çalışmış, fakat dizine tekme yemişti.

Kavgayı, hiç kimse ayıramıyorken, güçsüz bir ses bunu başarmıştı.

"Jennie, yapma"

Jennie durmuş, usul hareketlerle sesin sahibine- annesine dönmüştü.

Deminki kız yoktu.

Sanki, tüm siniri birden uçup gitmişti.

Annesinin yanına yaklaşıp, yere çöktü Jennie. Önce annesinin elini, kendi elleri arasına aldı. Minik-minik öpücükler kondurdu. Daha sonra bir eliyle annesinin elini tutmaya devam edip, diğer eliyle saçını okşadı genç kadının. Saçlarına da öpücükler kondurmaya başladı.

"Annem, hayatım, kendini zorlama bebeğim. Tamam mı? Merak etme annem, iyileşeceksin. Bitecek bu çile"

Gözünden bir yaş aktı Jennie'nin. Bu yalana kendisi bile inanmamışken, annesini inandırmaya çalışıyordu.

İyilik meleği gibi.

O sırada bir felaket gerçekleşti.

Jennie'nin annesi Jennie'nin elini ittirip bağırdı.

"Sen de kimsin?! Ne diye tuta biliyorsun benim elimi?!"

Jennie şoktaydı.

Öylece annesine bakıyordu.

Gözlerinden yaşlar firar etti Jennie'nin.

Konuşamadı. Kelimeler Jennie'yi kendi yalnızlığında, tek başına bıraktı.

Jennie ayağa kalktı. Daha demin dövdüğü kızın yanına geldi ve öfkesini kustu.

"Seni sürtük. NE YAPTIN ANNEME! NE YAPTINDA BİRİCİK KIZINI HATIRLAMIYOR!"

Jennie kendisi de çok iyi biliyordu kızın bir şey yapmadığını, tüm bunların hastalığın semptomları olduğunu.

Fakat inanmıyordu.

İnanmak istemiyordu.

Kız zorla konuştu.

"B-ben bir şey... yapmadım"

"YAPMAMIŞ HALİN BU MU?! NE DİYE BOĞUYORDUN ANNEMİ?! NE SEBEPLE?!"

Kız cevap vermedi. Jennie daha da sinirlendi.

"DEMEK CEVAP VERMİYORSUN, HA! PEKÂLA, BUNU SEN İSTEDİN"

Dediği an kızın saçına yapıştı. Kafasını yere vurmaya başladı. O sırada, Jennie'nin annesi tüm gücüylü bağırdı.

"HEY, SEN! BIRAK KIZIMI! NE YAPTI O SANA?!"

Jennie şok olmuş biçimde annesine baktı. Sendeleyerek ayağa kalktı ve annesinin yanına geldi.

"Annem, senin kızın benim. Jennie'yim ben. Kim Jennie. Senin kızınım ben."

Jennie'nin annesiyse iğrenerek kızına baktı.

"Yalancı! Annen baban sana yalan söylememeyi öğretmedi mi?! Çık şimdi dışarı!"

Jennie sendeledi. O sırada düşmemek için benim koluma tutundu. Ben de onu belinden kavradım.

İyi değildi.

Gözyaşları düz yol çizerek akmaktan bıkmamıştı.

O sırada, Suga hyung ve Jimin geldi Jennie'nin yanına. Kollarına girip, dengede durmasını sağladılar.

Doktor girdi içeri.

"Bayan Kim, lütfen dışarı çıkın."

Jennie başını iki yana salladı.

"Doktor hanım, onun kızı olduğumu söyleyin. İnanmıyor bana. Benim onun kızı! Hadi siz de söyleyin inansın."

"Bayan Kim, lütfen dışarı çıkın"

Suga hyung ve Jimin, Jennie'yi dışarı çıkarmaya başladı.

Her kesin morali bozuktu. Bu gün her kes, özellikle de Jennie çok ağır şeylere tanıklık etmişti.

Her kes dışarı çıktığında gördüğü manzara ile iç çekmişti. Jennie yere çökmüş, kafasını duvara yaslamış, bir şeyler sayıklıyordu.

Yanına yaklaştığımızda, dedikleri şeyler daha net duyuluyordu.

"Hayır, iyi olacak. Sen onun kızısın Kim Jennie. Güçlü ol. Annen güçlü bir kadın. Atlatacak herşeyi. İyi olacak."

İşte bu mırıldanmalar her kesin yüreğini burkmuştu.

___________________^-^___________________

❖ƬʜᴇDifficult Life༻ᴛᴀᴇɴɴɪᴇWhere stories live. Discover now