Hadi, kalk

122 7 55
                                    

Taehyung'dan

Jennie ve annesi hastaneden taburcu olalı 2 hafta oldu. Her şey normaldi.

Jennie eskisi gibi hep gülmeye çalışıyordu. Fakat rol yaptığını herkes çok iyi biliyor.

Annesiyle araları o kadar iyi olmasa bile, hastanedekinden daha iyi.

Annesi Jennie'ye alıştı, fakat, arabir öfke nöbetleri, krizler geçiriyor, Jennie'nin de yüreğini hoplatıyordu.

Bu gün grupça yemeğe çıkacağız, ve Lisa, Rosè, ve Jisoo da gelecek. Jennie'ye söylediklerinde annesini yalnız bırakamayacağını söyledi, fakat, kızlar ısrar edince 'gelirsem size haber veririm' dedi. Kızlar şu anda ondan haber bekliyor.

Jennie'den sonunda mesaj geldiğinde her kes heyecanla Rosè'ye bakmaya başladı.

Rosè mesajı okudu:

"Geleceğim. Annemi teyzemlere bıraktım. Teyzemi hatırladı ve oraya gitmek istedi. Nasıl bir mekana gideceksiniz? Ona uygun giyineyim."

Rosè anında mesaj yazdı.

"Rahat bir şeyler giyin Jen. Ama eşofman falan değil. O kadar da rahat olma"

"Pekâla"

Geliyordu.

Her kes ayaklanınca Jennie'yi alacağımızı anladım. O sırada Jimin Jennie'yi arayıp onu alacağımızı söyledi ve onay alınca kapattı.

Biz Jennie'yi beklerken Jennie kendi arabasından inip, yanımıza gelmeye başladı. Büyük ihtimal annesini götürmüştü.

Yanımıza geldiğinde herkesle sarılıp selemlaştı. Sıra bana gelince bana da sarıldı.

Jennie birisini dışlamaktan nefret ederdi.

Anında karşılık verdiğimde küçük bir gülümseme yayıldı dudaklarına.

Sonunda mekana vardığımızda herkes yemekleri sipariş etti.

Daha sonra konu konuyu açarken, çoktan restoranda 3 saatimizi geçirmiştik.

Ama birden Jennie'ye bir telefon geldi.

Jennie telefonu kapattı.

Ardından birkez daha ve bir kez daha.

Telefon bir kaç kez çaldığında Jennie müsade isteyip, telefonu açmak için gitti.

Fakat koşarak gelip, çantasını alıp çıktı.

Bize hiç bir şey söylemeden çıkıp gitti.

Her kes ters giden bir şeyler olduğunu anlamıştı.

Suga hyung, Jimin ve Jungkook, Jennie'nin ardından çıkıp, peşlerine takıldılar.

Jennie teyzesinin evine geldi. Kapıyı çaldı.

Fakat kapı'nın  zaten açık olduğunu fark etti. 

Anında içeri koştu, fakat, karşılaştığı manzara ile ağzından bir çığlık firar etti Jennie'nin.

Annesi göğsüne bıçak saplanmış, parmakları kopmuş ve bileklerinden bağlanıp-asılmış bir vaziyyetde tavanda asılı duruyordu.

Jennie'nin bacakları ayakta tutamadı onu. Yere çöktü Jennie.

Ağlayarak yalvarmaya başladı annesinin cansız bedenine.

"Anne, güzelim, hadi kalk annem. Kalkta evimize gidelim. Seni hastalık öldüremedi anne, bir piçin kurbanı olma. Hadi kalk gidelim. Lütfen.."

Sona doğru sesi kısıldı. Sonunda çocuklar taksiden indiklerinde koşarak Jennie'nin yanına geldiler, fakat, gördükleri manzara iç yakacak türdendi.

Jennie annesine yalvarmaktan ümidi kesmiş, teyzesine yalvarıyordu.

"Teyze, annem bu sıralar biraz haylaz. Hiç söz dinlemiyor. Ama senin sözünü kesin dinler. Hadi kalk, ona da kalkmasını söyle. Hadi, kalk teyze"

Jennie arkasından gelen Jungkook'un hıçkırığını duyduğunda koşarak yanına gitti ve 3 genci dışarı çıkarmaya çalıştı.

"Ahh, hayır, ağlamayın. Onlara hiç birşey olmadı. Hadi çıkın dışarı. Bu gördükleriniz çok ağır. Siz kaldıramazsınız ki. Hadi, dışarı çıkın"

Fakat, hiç biri söz dinlemedi.

Jennie hiç birinin kalkmayacağını anladı ve çaresizce ağlamaya başladı.

_______________^-^_______________________

Bu bölüm biraz kısa oldu. Her hangi bir yanlışım varsa affola<33

❖ƬʜᴇDifficult Life༻ᴛᴀᴇɴɴɪᴇWhere stories live. Discover now