Hatıralar ve eskiler

137 6 63
                                    

Taehyung'dan

Suga hyung ve Jungkook, Jennie'nin peşinden koştular. Kadınlar tuvaletinin önüne geldiklerinde bir an duraksadılar.

Girseler mi?

Ya kadınlar varsa?

Ama hiç ses yoktu ki.

İkisi de bir anlığına bir-birlerine dönüp bakıştılar. Ardından ikisi de omuz silkti.

Suga hyung 'ayıp diye bir şey var' demeden, çat diye kapıyı açıp içeri girdi.

Tuvalet boştu.

Jennie çoktan kabinlerden birine girmiş hıçkırarak ağlıyordu. İçeri birilerinin girdiğini duyunca iki elini de ağzına bastırdı kendisini susturmak için.

Fakat nafile. Ağzından hıçkırık firar etti Jennie'nin.

Çocuklar anladı burda olduğunu. Jungkook konuşmaya başladı.

"Nini'm, lütfen hadi gel konuşalım. Anlıyorum, yaşadıkların çok ağır ama güçlü olmalısın. Sen güçlü bir kızsın. Gücünü geri kazanmalısın Jenjen'im."

Suga hyung devam etti.

"Evet, minik kuş'um. Lütfen Nini'm. Bak biz yanındayız. Yalnız değilsin bebeğim. Hadi gel çıkalım."

Jennie tereddüte düştü.

Çıkmalı mıydı?

Sonuçta her zaman yanında olan arkadaşları yine onun yanında olmak için kadınlar tuvaletine kadar gelmişti.

Peki, annesinin söylediklerine dayana bilecek miydi?

Hayır, dayanamayacaktı.

Peki, dayanamasa bile, ne zamana kadar bu tuvalette kala bilirdi ki?

Ne kadar kala bileceği tartışılır, fakat, sonsuza kadar burada kalamayacağı aşikardı.

Çıkmaya karar verdi.

Yavaşça, usul hareketlerle, kabinin kilidini açtı. Kapıyı yavaş hareketlerle araladı ve dışarı ilk adımını attı.
Ardından ikinci adımı, üçüncü ve dördüncü.

Artık, yanına gelen çocukları net görüyordu. Jungkook Jennie'yi gördüğü an koşup sarıldı. (Al sana bestfriend jenkook moment)

Suga öylece kenardan bakmaya devam ederken Jennie onun kolundan tutup kendine çekti ve grupça sarıldılar.

Şimdi tek eksikleri Jimin'di, fakat, onun da tuvalet kapısında belirmesiyle, grup tam kadro tamamlandı. Jennie Jimin'e elini sallayıp 'gel' işareti yaptı. Jimin ise bunu bekliyormuş gibi, koşarak sarıldı onlara. Jennie minik bir tebessüm sundu, yakın arkadaşlarına.

Fakat, gözünden minik bir yaş süzüldü dudaklarına.

Grupça ayrıldıklarında Jungkook, Jennie'yi kolları altına aldı. Jennie ise kafasını Jungkook'un omuzunun altına yasladı. Boyu oraya kadar yetişiyordu.

Jimin konuşunca herkes başını salladı onaylar biçimde.

"Jenjen, istersen kızlara söyleyelim seninle kalsın. Ya da biz kalalım, ha? Annenle yalnız kalma, koca evde."

Jennie bu fikre tepki gösterdi.

"Merak etme oppa, iyiyim ben. Hem yalnız kalırsak bana daha çok ısınır belki?"

Kimse itiraz etmedi, çünki, hepsi sonunda Jennie'nin söylediği şeyin olacağını biliyordu. İtiraz etmek anlamsızdı.

Jennie konuşmaya başlayınca kaşlar çatıldı.

"Çocuklar, hepinize ne kadar teşekkür etsem az. İyi ki, varsınız. İyi ki, tanımışım sizi. Ve özür dilerim, sizin işinizi-gücünüzü bırakıp, benim yanıma gelmenize sebep olduğum için."

Suga hyung konuştu.

"Jennie, saçmalama. Arkadaşız biz. Arkadaşı bırak, kardeş gibiyiz. Bize birşey olsa, ilk sen koşarsın JenJen. Sana da birşey olsa, ilk biz koşarız. Arkadaşlık, kardeşlik bunu gerektirir."

Jennie gülümseyip, Jungkook'a daha çok sokuldu.

Onları gizlince izleyen ben ise, bunu hiç beğenmedim.

Bu manzara moralimi bozmaya yeterken, çocukların yanına döndüm. Aslında kıskanmam saçmaydı. Hem boşanmıştık, hem de en yakın arkadaşlarıyla sarılması çok normaldi.

Fakat, elimde değildi ki. İster-istemez kıskanıyordum.

Yanımıza gelen dörtlü ile herkes çıkışa doğru ilerlemeye başladı.

Jennie annesinin tekerlekli sandalyesini sürmeye devam ederken, bir yandan da annesine bakıyordu.

Annesi ise epey rahatsız duruyordu.

Sonra annesi Jennie'ye bakıp konuştu.

"Benim kızım nerede kalacak?"

Jennie dilinin altında mırıldansa da, annesinden başka herkes duymuştu.

"Sikeyim senin kızını. Seni öldürüyordu, hala kızım diyor"

"Bir şey mi dedin, Jennifer?"

Jennie annesine tepki gösterdi.

"Jennie, benim ismim Jennie"

Annesi Jennie'ye aklındaki soruyu sordu.

"Jennie ne demek? Neden senin ismini Jennie koydular?"

Jennie ise dilinin altında geveledi.

"Koydular değil, sen koydun anne."

Sonra ise yüksek sesle konuştu.

"Anlamı 'bereketli' demek. Bu yüzden."

Jennie bir an dejavu yaşadı.

Küçükken aynı soruyu Jennie annesine sormuştu. Annesinden ise aynı cevabı almıştı.

Aklına gelen hatıralarla gülümsedi Jennie.

Jennie'nin annesi onu hatıralardan ayırarak alakasız bir soru sordu.

"Peki, bir dilek hakkın olsa, ne dilerdin?"

"Hiç birşey, istediğim herşeye sahibim" diye cevapladı Jennie.

Lakin, içinden gerçek cevabı dile getirdi.

Eski annesinin geri gelmesini diledi, ve tekerlekli arabayı sürmeye devam etti.

________________^-^______________________

Sizi seviyoruum<33

❖ƬʜᴇDifficult Life༻ᴛᴀᴇɴɴɪᴇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin