47.Bölüm

116 8 2
                                    

Bu fotoğraflar nasıl çekildi? Yada...
Bu fotoğraflar çekildi mi?

Aniden kapı açılınca elimdeki fotoğrafları yere düşürdüm. Karşımda uzun boylu esmer genç bir adam vardı.

"Direkt konuya gireceğim. Oktar'ın kardeşiyim ama yaptığı karaktersizliklere tahammülüm kalmadı. Köyün yöneticisi değilim sadece yöneticinin yerine geçtim. Ya benimle gücünü birleştirirsin ve tahtı aldıktan sonra Oktar'ı yok ederiz, yada acı bir şekilde idam edilirsin ve arkadaşların önce bu sahneyi izler sonra da idam edilir. Kabul etmek için 10 saniyen var."

"Sen benim hakkımda ne biliyorsun ve nereden biliyorsun?"

"1... 2..."

"Soruma cevap ver, oyun oynamıyoruz."

"3... 4... 5..."

"Beni nereden biliyorsun? Bu fotoğraflar... Nasıl buldun?"

"6... 7..."

"Salak mısın?"

"8... 9..."

"Kabul, ama sözüne ihanet etmeye kalkarsan..."

"Aynısı senin için de geçerli."

Arkasını döndü, odadan çıkmak için adım attı.

"Ben burada mı kalacağım? Arkadaşlarım burada mı kalacak? Tahtı almam için yardım edeceksen bizi oyalama."

"Çok konuşuyorsun."

Göz devirdim. Odadan çıkmam için geri çekildi. Odadan çıktım ve çıkıp kapıyı kapattı. Bizimkilerin yanına doğru ilerliyorduk.

"Peki nereden bileceğim bunların bir oyun olmadığını? Ya Oktar'la plan kurduysan..."

"Başka şansın yok."

"Senin de."

"Ne?"

"Oktar'ı alt etmek için benden başka şansın yok."

"Emin misin?"

"Evet, başka şansın varsa beni öldür ve devam et."

Derin bir nefes aldı.

"Arkadaşların ve sen akşama kadar kasabadasınız, işlerim var. Yarın sabah yola çıkıyoruz."

"Ya Oktar?"

"Onu salmak zorundayım, lanet olası kan bağı."

Odanın kilidini açar açmaz hepsi aynı anda yerden kalktı ve adamın üzerine yürümeye başladı.

"Durun, durun."

"Mahperi bu kim?"

"Bu arada ben Ozar."

"Adın da garipmiş."

"Teşekkürler, durumu açıklarsın."

Umursamaz bir şekilde yukarı çıktı.

"Ne oluyor amına koyayım?"

Durumu kısaca açıkladım.

"Nasıl güveneceğiz?"

"Güvenmek zorundayız, sırayla ölmeyi bekleyemeyiz. Düşmanlarımız da aynı."

"Yanımızda birde bu yönetici bozuntusu mu olacak yani?"

"Evet."

"Peki sen tahtı aldıktan sonra ona ne olacak?"

"Geri dönecek. Yani.. Umarım."

Yukarı çıktık, kasabada üzerimizi değiştirdik ve karnımızı doyurduk, en son ne zaman doğru düzgün yemek yediğimizi bile hatırlamıyorduk. Bazı özelliklerimizden dolayı yemek yemeye de ihtiyacımız olmuyordu zaten.

Vampirler GerçektirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin