Gizlenen olaylar

685 77 14
                                    

Bu bölümde düz yazı devam etmek istedim ^^

Bölüm şarkımız;
Doja Cat, paint the town red

Yorum ve oy bırakmayı unutmayın bebeklerimmm

Taehyung's pov:

Yüzüme vuran acı verici ışıkla açtım gözlerimi. Dün geceyi olduğu gibi hatırlıyordum ve yerin dibine girmek istiyordum. Nasıl sarhoş olup ta Jungkook'un kapısına dayanmıştım?! Offf!

Başımı çevirip sağ tarafıma bakınca yüz üstü uyuyan Jungkook ile burun buruna geldik. Oh tanrım mışıl mışıl uyuyordu hala. Bu hemen kaçıp gitmem için mükemmel bir fırsattı.

Usulca üzerimdeki pikeyi çekip ayak tabanlarımı zemin ile buluşturdum. Soğuk parke sıcaktan kaynayan ayaklarıma işlerken yüzümü buruşturup kendimi ayağı çektim.

Etrafıma bakıp kıyafetlerimi ararken aklıma dün gece duş alıp banyoda bıraktığım geldi. Bu bile beni sinirden inletirken hemen arkamda uyuduğunu düşündüğüm arkadaşım Jungkook'un sesini duydum.

"Bana haber vermeden gideceğini mi düşündün ayyaş seni!" Ciyaklarak konuştuğunda arkamı dönüp onunla göz göze geldim. Yeni uyandığı her halinden belliydi bu yüzden bahane bulabilirdim.

"Şey... hayır ben uyandım da yüzümü yıkamaya gidecektim. Evet aynen öyle oldu." Onu telaşla cevaplarken, Jungkook elini uzattı tutmam için. Hiç düşünmeden uzattığı elini tutup ayağı çektim onu.

Aniden tökezlemesi sonucu göğüslerimiz çarpışınca nefesim tekledi. Ah siktir yakından bakılınca yüzünde hiçbir kusur olmadığı belli oluyordu. Oldukça güzel bir yüze sahipti.

Eli elimi bırakıp omuzlarıma tutununca bende ellerimi beline doladım. Nefesi yüzüme vuruyordu an be an ve bu benim heyecanlanmamı sağlıyordu.

"Günaydın~" Dedi incelttiği sesiyle gözlerimin içine bakarken. Bende aynı şekilde karşılık verince usulca bedenimden çekti ellerini. Bu benim canımı acıtmış olsa bile sesimi çıkarmadan onu izlemeye başladım.

Arkasını dönüp banyoya ilerlerken bende peşinden ilerledim. Kapıyı açıp içeri girmeden önce durup bana döndüğünde kendimi frenleyemediğim için burun buruna gelmemiz kaçınılmaz olmuştu.

"Ne oldu?"

"Kıyafetlerim içeride, alıcam da onları."

Kafasını iki yana salladı hemen. "Sen uyurken onları aşağı kattaki çamaşır makinesine koyup çalıştırdım. Yani şimdi istesen de giyemezsin." Dediğinde yüzüm düştü. Ne ara yapmıştı ki bunları? Hiç te haberim yoktu üstelik.

Kafamı sallayıp iki adım gerilediğimde önüne dönüp banyonun kapısını çarparak kapattı.

^^

Bugün cumartesi günüydü bu yüzden bütün aile gezmeye çıkmışlardı. Jungkook'un söylediğine göre burada kaldığım için benimle kalmıştı. Bu benim kötü hissetmeme neden olsa da Jungkook'un güler yüzüne karşılık vermeye çalışıyordum.

Şimdi ise birlikte kahvaltı hazırlamaya çalışıyorduk. Daha doğrusu Jungkook harikalar yaratıyor, ben ise onu dikkatle izliyordum. Bu konuda berbat olduğunu öğrendiği an beni tezgahtan iki metre uzak tutmuştu. Hoş, benim için hava hoştu.

Kulağıma dolan telefon sesiyle gayriihtiyari irkildim. Ancak sesin tam olarak önümdeki telefondan geldiğini duyunca bakışlarımı kısa süreliğine Jungkook'a çevirip telefonumu elime aldım. Arayan yeni arkadaşlarımdan biri olan, Elroy'dan başkası değildi. İyide neden beni arıyordu ki?

Hızlıca çağrıyı cevaplarken telefonu kulağıma yaklaştırdım ve onun telaşlı sesiyle karşı karşıya kaldım.

"Taehyung! Hemen buluşmamız lazım çok acil!"

"Ne oldu tanrı aşkına?" Diye kısık sesle sorduğumda Elroy ofladı. "Lan sokuk ben sana demedim mi şehir dışında yapın diye?! Sikerim seni de o Bogum itini de!" Dediğinde başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Ne yani biri görmüş müydü?

"Sorun ne Taehyung?" Jungkook arkasını dönüp şüpheli bakışlarını üzerime diktiğinde başımı iki yana salladım ve elimle 'herşey yolunda' demeye çalıştım. Gülümseyip önüne döndüğünde iç geçirip hızlıca mutfaktan ayrıldım.

Alt katın tuvaletine girdiğim gibi telefondaki erkeğe cevap verdim. "Ne diyorsun sen? Biri gördü mü yani?" Diye endişe içinde sorduğumda burnundan soluduğunu duydum telefonun ucundan.

"İhbar bile edilmiş amına koyayım! Allah'tan yüzünüzü görmemişler oradan geçenler yoksa naneyi yemiştiniz."

"Daha ilk aydan bu işlere bulaştığıma inanamıyorum, annem bu halimi görse suratıma tükürürdü. Neyse bir dahakine daha dikkatli oluruz."

"Neyin kafasını yaşıyorsun tam olarak? Bir daha yapacaksın?!"

"Eğer bu yaşananları birinden duyarsam, yemin olsun seni öldürürüm duydun mu?"

Bana cevap vermek yerine suratıma kapattığında elimdeki cihazı karşımdaki aynaya fırlatmamak için kendimi zor tuttum. Kendini ne sanıyordu bu velet Tanrım aşkına?

Hışımla kapıdan çıktığım gibi mutfağa döndüm. Beni meraklı gözlerle izleyen Jungkook'a birşey söylemeden sandalyeye kuruldum.

Son olarak kızartılmış ekmekleri masaya koyup yanıma oturdu ve eline aldığı çatalı masaya gürültüyle bıraktı.

"Neler oluyor? Sabah uyandığından beri bir garipsin. İyi misin?" Diye sordu sert tavrıyla. Bu içimi titretti anlayamadığım bir sebepten ötürü. Neden ondan birşey sakladığım için kötü hissediyordum?

Neden her üç düşüncemden biri Jeon Jungkook'tu?



Gece kuşlarına selam olsun 🤜🤛


Freak Show 2 ✔️ | T.KWhere stories live. Discover now