Birleşirken ayrılmak

471 39 9
                                    

İsim vermiyorum istediğiniz acıklı şarkıyı açabilirsiniz. Ağlamaya hazır olun!

^^

Dolan gözlerimi saklamaya çalışıyordum ama o bunu çoktan fark etmişti. Yolun sonunu görüyorduk artık, başlayamadan bitmiştik. Ailesi onu benden alıyordu...

"Bebeğim, ağlamak yok dememiş miydik? Dün gece benim olan çocuk şimdi son kez kocaman sarılacak ve beni yeni maceralara yolcu edecek, öyle değil mi?"

Ellerini yanaklarıma koyup kısık sesle konuştuğunda başımı salladım hiç düşünmeden. Dediğini yapmaya hazırdım her daim, sevdiğimin son isteğini yerine getirmeliydim.

"Kalbim senin için atıyor olucak eğer olur da tekrar buraya gelirsen... sana sevdalı bu çocuğu görmeye gelirsin."

"Kurban olurum sana." Dedi alnıma ömrümde aldığım en güzel öpücüğü bırakmadan önce. Nasıl olmuştu hiçbir fikrim yoktu...

"Ölene kadar kalbimde kalacaksın Kim Taehyung. Tanrı her daim yanında olsun." Dedim başımı göğsüne saklarken. Saçlarımda hissettiğim parmaklar nefes almamı sağlıyordu şimdi.

Usulca sevdiğim adamdan ayrılıp abisi Jimin'in yanına adımladım. Dolan gözlerim şimdi saf nefret ile bakıyordu karşımdaki yaşlı bedene.

En az benim kadar ağladığını gördüğümde histerik gülüşümü ortaya koyup konuşmaya başladım.

"Siz içimdeki sevda canımı nasıl yakıyor bilemezsiniz. İkiniz varya ikiniz! Ömrüm boyunca gün yüzü görmemeniz için tanrıya dua edeceğim! Sevdiğim adama daha dün kavuşmuşken bugün kolundan tutup ayırıyorsunuz bizi!"

Bakışlarımı Jimin'den çekip Taehyung'umun yanındaki beyaz tenli erkeğe çevirdim.

"Siz sevmeyi izdivaç sanan aptallarsınız. Birini çok sevdim hemen nikah basayım ile olmuyor bu işler. Ben yanındaki adama ilk gördüğüm an vurulmuştum, şimdi çok uzaklara gidiyorsunuz!"

"Jeongguk..."

"BENİM ADIM JEONGGUK DEĞİL!"

Öyle bir bağırmıştım ki tüm havaalanının sesimi duyduğuna emindim. Çekinmeden, hiçbir şey umrumda olmadan içimi döküyordum. Eğer susarsam bir daha bu cesareti bulamazdım.

"Anlamıyorsun Jungkook, sen hiç kardeşini kendi ellerinle ateşe attın mı? Hayatta en değer verdiklerinden birinin ölüsünü yakmak zorunda kaldın mı? Şimdi bir aydır tanıdığın çocuktan az biraz hoşlandın diye atar yapma."

Jimin konuştuğunda suspus kesildim. Taehyung anlatmıştı, onların arkadaşı ölmüştü on sekiz yıl önce.

"Üzerinden neredeyse çeyrek asır geçmiş bir olayı neden ısıtıp önümüze koyuyorsun ki? O ölen her kimsede beni gram alakadar etmiyor anladın mı? Ölüm ve ayrılık aynı şey değil."

"Sonuçta ikisinde de biri gidiyor biri kalıyor, bırak ta annesi kavuşsun Taehyung'a. Sende evine dön ve onu unutmaya çalış. Çünkü bir daha görüşmeyeceksiniz."

Yoongi'nin sözlerinden sonra aramızdaki mesafeyi kapatıp sevdiğimin kucağına atladım. Kollarım sımsıkı boynuna dolanırken parmak uçlarımla okşadım ensesindeki saçları. Geç buldum çabuk kaybediyordum...

"Aşkım... beni hep ara tamam mı? Unutma sakın, başkasına gönlünü kaptırma, sana söz veriyorum geri döneceğim. Seni bırakmak gibi bir niyetim yok hele ki dün geceden sonra."

Kulağıma fısıldayan sesi gözyaşlarımı akıttım tekrar ve tekrar. Söylediği şeyler mutlu olmamı gerektirirken tam tersi oluyordu.

"Ne zaman geleceksin? Seni özlerim ki ben. Kokun burnumdan silinmeden gel, yoksa and olsun çeker gelirim Güney Kore'ye."

Freak Show 2 ✔️ | T.KWhere stories live. Discover now