TATLI GÜLÜŞLER

152 103 19
                                    

Sabah kalktığımda duvarımdaki saate baktım 09:00 hemen banyoya ilerledim yüzümü soğuk suyla yıkadım aynaya baktığımda saçım dağılmamıştı çünkü akşam örmüştüm tarağıma uzandım ama tarağımın olmadığı nı fark ettim hemen aklıma dün akşam tarağımı aşağıda masanın üstünde unuttuğumu fark ettim banyodan çıktım yavaş bir şekilde kapıyı açtım içime bir üzüntü duygusu kapladı nerdeyse ağırlayacaktım mert kapımın yanında kıvrılmış oracıkta uyuyordu hemen eğildim nazik bir şekilde omzuna dokundum "mert uyan!" diye seslendim mert sesimi duyunca hızla ayağıya kalktı ani kalktığı için başı döndü
"Mert neden kapımın dibinde uyuyorsun" beni biri mi kaçırıyor
Mert elimi tuttu hiç beklemediğim şeyleri bana söyledi

" Mine annene söz verdim seni korumam gerek çünkü... Kelimeler boğazında düğümleniyordu "çünkü sen benim tek arkadaşımsın!" Aklıma bihtere söylediğim cümle geldi aynı bende demiştim sen! Benimle evlenecek kadınsın seni korumam gerek bana evinizi açtınız benimle arkadaş oldun Mert'in her dediği cümle beni daha da çok şaşırtıyordu elim ayağım titriyordu yutkunamıyordum boğuluyordum kalbim bir top gibi ordan oraya çarpıyordu mert bana herşeyi anlatıktan sonra dizlerimde bir gevşeme hissettim "Benn...ben iyi değillim" dedim ve yere yığıldım mert aşağıya indi bir bardak su alıp yüzüme işaret orta parmağıyla suyu serpti bana kıyamıyordu gözümü araladığımda kendimi hastanede buldum mert ayağıya kalktı bana sarıldı özür diledi yerine oturdu annem eklinde bir şişe su ile yanıma geldi "kızım iyimisin nasıl bayıldın ne oldu" hiç bir şey demeden bakışları mı merte çevirdim mert kafasını cama çevirdi bende kahvaltı yapmadığım için oldu diye cevap verdim mert bana döndü "tost ayran istermisin" dedi bende evet anlamında kafa salladım mert hızla ayağıya kalktı kapıya ilerledi annem bana döndü "Güzel kızım birşey mi dedi mert sana"
"Hayır anne bir şey demedi "merti savundum çünkü oda benim böyle bayılmamı istemezdi.
kapıya birisi vurdu sonra gell! diye cevap  verdik. kısa boylu siyah saçlı erkek doktor geçmiş olsun mine hanım sanırım bayılmışsınız yere kafanızı sert vurmuşsunuz serum size iyi geldimi?
Bende doktorun sorularına cevap verdim
Bende evet serum iğnemi alıcakmısınız çok rahatsız edici zaten serum bitti doktor yaklaştı arkadan hemşire geldi iğnemi yavaş bir şekilde aldı kolumda iğne olması o kadar rahatsız edici ki elimi kaldıramıyordum bile doktor tekrar geçmiş olsun dedi ve artık gidebilirsiniz dedi mert elinde tost ayran ile geldi bana tostu uzattı annemde Mert'in elinden tuttu odadan çıktılar bende tostumu yiyor birde onların ne konuşuyor diye merak ediyordum "sakın mineye söyledim deme"
" çok üzgünüm söyledim ama minenin böyle olacağını bilseydim asla söylemezdim"
"Bak mert biliyorum bu konuyu ben açtım sen küçüksün minede küçük böyle şeyler büyümce konuşulur"
Minenin annesi Mert'in başını okşadı
Mert ise minenin annesine sarıldı
İçeri girdiklerinde mine çoktan üstünü giymiş dimdik ayaktaydı "hadi ne bakıyorsunuz gidelim!" Annem çantasını omzuna aldı bende önden yürüdüm mert arkamdan annemde geliyordu asansöre bindik mert gözlerini benden kaçırıyordu annem telefonu ile uğraşıyordu bende içimden bir of çektim"Ben şimdi en iyi en yakın arkadaşımla mı evlencem ama neden... neden mert asansör açıldı çıkış kapısına ilerledik annem ile yolda yürüdük mert arkamızda  otabüslerden birisine bindik içerde yaşlı 60 yaşlarında kadın vardı beni görünce bana gülümsediğini fark ettim sonra bende gülümsedim en arka cam kenarına oturdum yanıma mert annemde Mert'in yanınan oturdu camdan dışarıyı sakin bir şekilde izliyordum cam açıktı denizi görebiliyordum rüzgarın tenimde bıraktığı his gibisi yoktu gözlerimi kapattım birden Mert'in bana baktığını hissedip merte döndüm mert karşıya bakıyordu hala kafamda binlerce düşünce uçuşuyordu dikkattimi denize verdim gözlerimi kapattım birazcıkta olsa düşüncelerden uzaklaşmıştım gözlerimi şımsıkı kapattım rüzgarın hissetirdiklerine fark ettim gözlerimi açtığımda deniz yoktu güneş gözüme vuruyordu ayçiçekledini gördüm ve yüzümde ufak bir gülümseme belirdi merte döndüm merte benim baktığım yere bakıyor gülümsüyordu mertin gülmesi çok tatlı gamzeleri çıkıyordu büyünce nasıl masum iyi bir çocuk olabileceğini görebiliyordum
Otabüs durdu önce yaşlı teyze inerken bana döndü el salladı bende teyzeye el salladım neden bana el salladı "of...mine sende herşeye bir soru buluyorsun mert bana şaşkın şaşkın bakıyordu mine bana mı birşey dedin annem telefonunu cebine koydu kapıya ilerledi annem mert indi bende  atladım mert bana "mükemmel atlayış on üzerinden on !"dedi mert ile kikirderken annem çantasını karıştırıyordu nihayet anahtarı aldı kapıyı açtı annem her zamanki gibi mutfağa girdi ben odama ilerlerken mert arkamdan geldi kapıyı açtığımda gözdüğüm manzara karşısında şok oldum heyecandan ne yapacağı mı bilmiyordum karşımda 6 aydır yurt dışında çalışan babam vardı hızla koşarak babama sarıldım babam " benim prensesim büyümüş babam sımsıkı sarıldım babam bakışları nı merte çevirdi birden gözünden yaşlar akmaya başladı"mert oğlum sen yaşıyorsum mert gel sarılayım sana" mert babama yaklaştı babam sımsıkı sarıldı ben tekrar sinirlendim "artık biri bana açıklaya bilir mi annem panik içinde odaya geldi çocuklar bihter hamile diye kelime çıktı heyecandan merti omzundan tutup sirkeliyordum mert zar zor konuşarak"boğuldum bırak mine bırak ölüyommm!" Bakışları mı babama çevirdim babam önce anneme sonra bana baktı "bak kızım ben ve annen Mert'in annesi ile babasıyla çok yakın arkadaş dost herşeydik  mert ile çok iyi arkadaştınız her mertler ile dışarıya çıktığımızda sen Mert'in kolundan tutup o hep yapmayı sevdiğiniz ayçiçekleri arasında koşardı ız öyle bir gülerdiniz ki  herkes cama çıkardı sonra Mert'in annesi annene ben ölürsem Mert ve mine meslek sahibi olunca evlendir demiş annende mecbur söz verdi o yüzden mertle iyi anlaş birbirinizden ayrılmayın babamın söylediklerini anlaya biliyordum o yüzden ayçiçeğine bakınca veya merte baktığımda mutlu oluyordum o içimdeki gülen çocuğu hatırlıyorum nerdeyse ağılayacaktım annem mutfağa indi yemek yapmak için babam mert ben ise sohbet ediyorduk babam bize her gün yeni maceralar yaşayın budasizin elinizde dedi ayağıya kalktı babam dolabımın kenarında duran hediye paketini çıkardı mert ve bana uzattı paketi beraber yırttık içinden çıkana inanamadık bir tane fotoğraf makinesi albümü çantası herşeyi vardı ama en çok mert sevinmişti ayağıya kalktık babama sımsıkı sarıldık babam birden durun sesi duyuyor musunuz dedi  tuaf bir şekilde "ben ses duymuyor" dedim babamda karnım sana mineee... Ben açım diyor mertle gülmekten yere düştük yerde can çekişen tırtıl gibi yuvarlandık babam birde bunun üstüne bizi gıdıkladı sonra babam fotoğraf makinesiyle yaşadığınız maceraları çeker albüm yaparsıniz sonra albüm elinize geçince biz neler yapmışız dersiniz babam biraz daha konuştuktan sonra babam aşağıya indi bende merte döndüm "sana çiçek koleksiyonumu göstereyim dedim mert hangi çiçeği daha çok seviyorsun mert bi anda durdu ayçiçeğini eline aldı sende mi ayçiçeğini seviyorsun dedi mert evet dedi neden babanın dediği gibi yapmıyoruz maceralar yaşamıyoruz  yoksa beni sevmiyor musun arkadaşlığımız bu kadar mıydı hayır tabiki seviyorum sen benim en iyi arkadaşımsın annemden izin alalım dışarı çıkarız salıncağa gidelim sen beni salarsın şöz söz mü  mert serçe parmağını büktü benimde yapmamı istedi parmağını benim parmağımla bileştirdi bende merte bakışları mı çevirdim "bu çok saçma oldu !" elini benim elimin üstüne koy ayçiçeği diye bağırcaz "üç,iki,bir" Ayçiçeeeğğiiiii!"

AYÇİÇEĞİ GÜNEŞE BAKARWhere stories live. Discover now