SENİ ÇOK ÖZLEDİM!

89 47 15
                                    

     Ayçiçekleri solmuş, herşey sarıdan çok kara bulutlara dönmüştü.

Sabah uyandığımda saatin 09:30 olduğunu görünce hızla yataktan fırlayıp nisayı omzundan tutup sirkeliyordum "kalk nisa! Kalk! geç kalmışız" nisa gözlerini kocaman açtı gözleri kıp kırmızıydı saat kaça kadar izledilerse çok yorgun görünüyorlardı Nisa hızla yerinden kalktı banyoya koştu cemre sesimize uyandı hızla yanıma koştu " mine geç kalmışız" evet geç kaldık üstümüzü giyelim sen burda giy ben banyoda giyerim cemre banyoya ilerlerken nisanın duş aldığı aklıma geldi "cemre dur nisa var banyoda" cemre çoktan açmıştı boş boş bakıyordu nisa gözlerini kocaman açmış bize bakıyordu "lan ne bakıyorsunuz kapatın kapıyı cemre utanmış gözlerle özür diledi nisa duş alırken  üstümüzü giydikten  sonra saçlarımızı yapmak için aynayanın karşısına geçtik saçımızı aynı tarak ile tarayamazdık cemre çantasına ilerledi bir tane kırmızı tarak çıkartıp bana uzattı cemreye şaşkın şaşkın bakıyordum neden tarağını bana veriyordu ki cemre yanıma yaklaştı "bu tarağı yeni aldım senin saçların daha berbat al sen tara senin olsun benim saçlarım düz ben elimlede taraya bilirim sorun değil" cemrenin omzunu okşadım "sağ ol çok iyi bir arkadaşsın" cemre  gülseyerek beni izliyordu tarağı elime aladım tarağı incelerken bir şey fark etmiştim bizim yazlık evimizdeki tarağımın aynısıydı cemre bana bakıyordu"bir şey mi oldu mine" aynı benimde böyle tarağım vardı yazlık evimizde çok seviyordum "banada anlatır mısın yazlık evini" bakışlarımı cemrenin aynadaki yansımasına çevirdim "tabi anlatırım da benim kafam çok karışık cemre" bana duygularını anlata bilirsin çekinme yani " çekinmiyorum herşey kabus gibi içimde anlamını bilmediğim bir duygu var beni güçsüz eden bir his" anlıyor sende çok düşünüyorsun düşünme ben her zaman gözlerimi kapatırım bunların hepsi geçici ve geleceğe dair bir kesin bilgi yok yaşayınca ancak o zaman üzülmemin gerektiğini anlıyorum " cemre ben merti çok özlüyorum" mert kim sevdiğin çocuk mu yoksa "evet benim sevgilim onu özlüyorum onu her gördüğümde mutlu oluyorum ondan önce ayçiçeğine aşıktım severdim şimdi o şapşala, çok iyi ve çok samimidir kapının önünde nisa bizi dinliyormuş "kankkaa senin sevdiğin çocuk mert mi aaa....Aaa çok iyiymiş kanka yanılmamışım demek" mırıldanarak bu kız hiç düzelmiyecek! cemre kikirderken Nisayla beni izliyordu " nisa senin şu gizli gizli dinlemelerin beni deli ediyor kızım sen niye bizi dinliyorsun hem sen niye bornoz var üstünde giysene üstünü geç kaldık" cemrede araya girip "nisa zorla bana filim izletti tam uyuyorum omzumdan tutup beni cemre..cemre! Uyan uyan diyor" nisa üstünü giyerken biz odadan hızla çıktık ayakkabılarmızı giyecekken çantalarımızı  hatırlayıp nisanın elinde çantalarımız ile göz göze geldik"beni neden bırakıyorsunuz kızlar " cemre ile şaşkın şaşkın nisaya bakıyorduk sen onu bırakta nasıl üstünü giydin o ne hız senin özel güçlerin mi var" nisa gülerek çantalarımızı bize uzattı nisada ayakkabılarını giyerken hızla dışarı çıktık telefonu mu ellime aldım Mert'in okunmamış mesajlarına baktım
"Sevgilim yazlık eve ne zaman geliceksin"
"Seni rahatsız eden var mı"
"Neler yaptın"
"İyi geceler canım 🌻"
"2 ay sonra Cumhuriyet meydanında yarışma olucakmış güzel sanatlar yarışması sadece lise öğrencileri katılabilirmiş,resim,müzik,dans gibi üç yarışma.
"Benim sesimin iyi olduğunu biliyor musun mine!"
"Hayır bilmiyordum senin sesin güzelmiydi şarkı sözlerin var mı yazdığın"
"Şuan yok ama yazada bilirim bilemem"
"İyiymiş bir gün banada söylersin"
Tuaf bir şey fark etmiştim mert mesaja cevap vermemişti sanki yapmak istediğimiz şeylerden olmayacakmış gibi kaçıyordu yada ben mi yanılıyordum.
"Nisanın ince sesiyle gözlerimi kocaman açtım" ne bağırıyorsun nisa kulağımın dibinde " kanka senin boyun kısa  sesi iyi  duyuyon nasıl oluyor cemre bizi izliyor ve kikirdiyordu "kara göründü nisanın espirilerini yenmişim gibi bir şey aklıma geldi ve söylemek istiyordum sonra yerimizde duraksadık "Okul mu? Cemre Hayır! diye cevap verdi"peki ya Kabus mu? Bunuda arkamızda sessizce bizi takip eden siyah saçlı çocuk cevapladı "Kabus! doğru mu mine!" çocuğa şaşırmış gözlerle bakıyordum kekeleyerek ee..evet nerden bildin  "çünkü bende sizin peşinde olduğunuz o karanlık kolidorları merak ediyorum siz üçünüz dersten sonra okul bahçesindeki bankta beni bekleyin sizler ile birşey konuşmak istiyorum aynı şekilde kafamızı sakladıktan sonra çocuk hızla yanımızdan geçti  nisa bana ağır çekim varmış gibi döndü "kanka bu neydi şimdi bu nerden tanıyor bizi odun yok...yok kütük!
"Nisa espiri zamanı değil"koşarak sınıf çıkarken merdivenlerden gelen ayak sesleriyle yerimizde duraksadık sonra sıra bizim merdivenlere gelirlerken Didem hoca ve sınıf arkadaşlarımız olduğunu görünce cemre nisa ve ben hocaya kocaman gözlerle bakıyorduk nisa arkadan ellime dokundu mesajını biliyordum hocaya karşı çok samimi dürüst konuşmam nisanın mesajı buydu "Günaydın hocam dün arkadaşlarımla pijama partisi yapmıştık filim izledik çok geç yatmıştık yarışmayla ilgili konuşmuştuk zamanın nasıl geçtiğini de anlayamadık dürüst bir şekilde size söylediğim gibi geç kaldığımız için çok özür dileriz hocam"Didem hoca bana göz gezdirip sonrada bana yaklaştı sırtımı sıvazlayarak"senin özrün kabul edildi sen çok dürüst ve açık konuştuğun için teşekkür ederim" Didem hoca bakışlarını nisaya cemreye çevirdi "siz ikinizde okul bahçesinde basketbol toplarını alıyorsunuz yüz kere basket atıyorsunuz ok" Nisayla cemre çok komik görünüyorlardı birbirlerine bakıyor birbirilerini suçluyor ve eleştiriyor gözleriyle bakıyordu  herkes hocanın arkasından yürürken Cemre nisanın omzuna vurdu "ah ne vuruyon cemo elin çok sert" sen zorla filim izletirmeseydin biz okula çoktan gelmiştik hala yorgunum okul bahçesinde herkes sevdiği şeyler ile meşgulken cemre nisa basketbol görevini yapıyorlardı bende merdivenlerin duvarında bir yere oturup ayakları mı aşağı saldım yavaşça biri omzuma dokunduğunu fark ettim irkilerek arkamı dönüp baktığımda Didem hocanın olduğunu fark ettim iyi misin minecim diye ince bir ses ile konuştu"iyiyim hocam siz: bende iyiyim canım sana bir şey demek istiyorum sana Bir görev vericem bu sınıftan birine vermek zorundaydım senin dürüst olduğunu görünce mine olabilir dedim "çok sağ olun da! Ne görevi bu "Herkesten duymuşsundur zaten karanlık kolidorları o kolidorlara girmek yasaktır bu anahtarı sakla dönem bitene kadar sende dursun içimden çok seviniyordum bağırmak istiyordum anahtarı gizli gizli almaya gerek kalmamıştı kızlara söylemek için hocanın konuşmasını bitirmesini bekliyordum hoca nihayet sustu yerinden kalktı kantine doğru ilerledi koşarak kızların yanına gittim kızlaarr! Kızlaarrr! Koşun yanıma gelin "98 oldu ah...çok yoruldum cemre hoca görmeden minenin yanına gidelim" "tamam  kızlar yanina oturup soluklanırken nisa bana döndü"noldu kanka bir şey mi oldu"evet oldu kanka bak elimde karalık kolidorların anahtarı var" nisa tam bağıracakken ağızını kapattım "sus...sus bağırma ne bağırıyon" mine heyecanlandım nasıl alabildin "Didem hoca verdi" cemre bana döndü "iyide sana nasıl verdi oda işin içinde nasıl verir" az önceki olanlar hani dürüstce konuşmam hocanın çok hoşuna gitmiş o yüzden bana inanarak verdi dönem bitene kadar bende Didem hocanın kızı hastalandı sanırım kızının yanına gidicekmiş  Zil çaldı siyah saçlı çocuğun dediği gibi bekliyorduk ama gelmiyordu sonra bize doğru ilerleyen birini gördüm arkasında biri daha geliyordu bize yaklaştıklarında Berkin olduğunu fark ettim bakışları mı nisaya çevirdiğimde nisa oldukça sakin duruyordu sonra bize el salladılar "evet kızlar iyi misiniz? İyiyizde sen bize karanlık kolidorları anlatsan daha iyi olucak çocuk gülerek zaten onun için geldim merak etme onun dışında değil aklıma dediğim sözcükler geldi ağzımda düğümleniyordu sanki yutkunamıyordum sonra bize dönüp "sizlere karanlık kolidorların peşindeyim demiştim o kolidorlara sizlerde gidecek siniz sanırım Berk söyledi bakışlarım kızlara kaydı cemre utangaçtı çocuğun gözüne bakamıyordu yerinde duramıyor elindeki tokayla oynuyordu nisaya baktığımda nisa yerinden hızla kalktı "hiç şaşırmadım diyip yanımızdan uzaklaştı çoçukta konuşmaya devam etti " o kolidorlara bir erkek olmadan asla gidemezsiniz ben ve Berk sizinle geleceğiz sizler içeri girersiniz bizde kapıda bekleriz" çok iyi bir fikir tamam kabul elerimizi anlaştık anlamında birleştirdik sonra gittiler.

AYÇİÇEĞİ GÜNEŞE BAKARWhere stories live. Discover now