0.9

847 84 0
                                    

Artık iki kitaba da düzenli bölüm atacağım gibi. Haberiniz olsun. Oy vermeyi unutmayınn seviliyorsunuzz

🫧

Bende ona kollarımı sararak karşılık verdiğimde bir süre öyle kaldık. Sanki buna ikimizin de ihtiyacı varmış gibi. Gibisi fazlaydı. Şuan benim birine ihtiyacım vardı. Onun da büyük ihtimalle bana. Kulağa fazla acımasız geliyordu. Bunun farkındaydım fakat daha adını bile bilmediğim biri için ona ihtiyacım var demek saçma geliyordu. Yine de yaptığı şey için ona minnettardım. 

İlk çekilen ben oldum. Fazla zaman geçmişti ve her an her şey olabilirdi. Abimin bir anda uyanıp beni kontrol etmesi gibi. Arada böyle şeyler yapıyordu çünkü.

"Eve gitmem gerekiyor," dedim gözümü  açmadan. Beni onayladığına dair bir kaç ses çıkarttı. Daha çok eve gitmem gerektiği için homurdanıyormuş gibi gelmişti bana ama fazla üzerinde durmadım. Arkamı dönüp gözlerimi açtığımda bakışlarının hala üzerimde olduğunu hissediyordum.

"Pat diye arkamı dönüp kim olduğunu görsem ne yapabilirsin ki?" dedim yarı alaylı bir şekilde.

Bir kaç saniye sonra telefonuma bir bildirim düşünce onun da duyabileceği bir şekilde güldüm ve mesajını açtım. 

Shawty: Sen pat diye arkanı döndüğün anda ben de pat diye seni öpebilirim.

"Öpsene," dedim muzırca. Karşımdaki abimin arkadaşıydı. Adını bile bilmiyordum. Kim olduğunu da öyle. Yine de içimdeki bazı dürtülere de engel olamıyordum. 

Shawty: Zamanı değil Shawty.

Shawty: Zamanı değil.

Shawty: Ama zamanı gelince, istemeyeceğin kadar çok öpeceğim seni

"Hadi bakalım. Sen önce bir karşıma çık da." Sözlerimin üzerine güldü. "Neyse, muhabbetine doyum olmuyor ama gitmem lazım," diyerek arabama yöneldim. Kapıyı kapatıp arabayı çalıştırdığım da Shawty de peşime takıldı. Güvenli bir şekilde eve varmam için bunu yaptığını biliyordum ve bu içimi sıcacık etmişti.

O anda içimden bir şey yapmak geldi ve Shawty'i aradım. Aynı zamanda enerjik bir şarkı açtım. Aslında tüm bu yaptığım kafamı dağıtma çabasıydı. Shawty telefonu hemen açtığında gülümsedim. Şarkıya eşlik edip söylemeye başladığımda o da dinliyordu. Yüksek sesle şarkıyı söylerken bir yandan da arabanın kontrolünü kaybetmemeye çalışıyordum. Belli etmesem de biraz önceki olay beni etkilemişti.

"Sen de söylesene! Merak etme anlaşılmaz sesin!" diye bağırdım müzikten söylediğim şeyi duyması zorlaştığı için. Tek başıma söyleyince mükemmel -abime göre berbat- sesim fazla belli oluyordu.

Dediğimi yaparak o da şarkıya eşlik etmeye başlamıştı. Şarkıyı bilmesine şaşırmıştım açıkçası. Hiç olmadığım kadar eğleniyordum. Bir süre sonra yanlış yola girdiğimi fark ettim. Neyse ki buradan da eve gidiliyordu ama anayol üzerinden. İçimden polislere yakalanmamayı dua ederek yola devam ettim. 

Bunları düşündüğüm anda yandaki trafik polisi tabelası gördüğümde bir küfür savurdum. Her şeyin gizli bir kaçamak yaptığım gece üst üste gelmesi haksızlıktı. Oflayarak müziği kapatıp durduğumda Shawty de durdu. Gece geç bir saatte olduğumuz için yolda başka kimse yoktu ve trafiği aksatmamıştık. Bu iyi bir şey gibi görünse de otobanın ortasına iki aracın aniden durması feci halde dikkat çekiyordu.

"Shawty, boka battım. İleride trafik polisi var ve benim ehliyetim yok."

"Bekle," dedi sesini duyurmaktan korkmayarak. Sesi çok güzeldi. Bu sesi daha önce de duyduğumu hatırlıyordum ama kime ait olduğu hakkında pek bir fikrim yoktu.

Shawty || Yarı Texting Where stories live. Discover now