1.8

398 22 0
                                    

Ben daha ne olduğunu anlamazken kalbimin atışları çoktan düzensizleşmeye başlamıştı. Asrın da aniden geri çekilince kendimi koltuğa bıraktım. Asrın da kuzenini içeriye getirmek için kapıya yöneldi.

Onlar salona gelene kadar ben de içinde bulunduğum garip ruh hâlinden çıkmaya çalıştım.

Bir anda beni öpmesini beklemiyordum ama itiraf etmek gerekirse, hoşuma gitmişti.

Asrın ve kuzeni salona geldiğinde mutfağa gitmek için ayaklandım. Tam o sırada kapı çalınca oraya yöneldim. Asrın ve Arya da kendi aralarında konuşuyorlardı.

Kapıyı açtığımda abimi görmemle boynuna atıldım. Abim de bana karşılık vererek başımın üstünden öptü.

Asrın da kimin geldiğine bakmak için kafasını uzattığında abimi gördü.

"Hoş geldin Batu, geç içeri."

"Batu mu geldi?" Diye sordu içeriden Arya. O abimi nereden tanıyordu?

Abim Arya'nın sesini duyduktan hemen sonra içeri girdi. Ben abimi beklemeden salona yaklaştım.

"Enfâl, Batu'nun mu kardeşi?" Dedi Arya. Şaşırmış olduğu sesinden belliydi.

"Evet."

"Ve sen en yakın arkadaşının kız kardeşine mi aşık oldun?"

Asrın'ın cevabını beklemeden salona girdiğimde ikisi de sustu. Hemen ardından da abim salona girdiğinde Asrın abime sarıldı. Arya ile de sarıldıklarında aralarında ufak ama anlamlı bir bakışma geçti.

Birlikte biraz daha konuştuktan sonra abim ayaklandı.

"Bizim artık eve gitmemiz gerekiyor. Annem Enfâl'i görmeden rahat etmez."

"Tabii, ben sizi geçireyim," dedi Asrın.

"Gerek yok oğlum, bir de kibar rolü yapıyor. Normalde olsa görüşürüz demeye tenezzül etmezsin." Asrın abimin bu sözleri üzerine güldü.

"Bozmasana beni kuzenimin yanında."

Onlar karşılıklı gülüşürlerken biz de Arya ile göz göze geldik çünkü abim ve Asrın arasındaki muhabbet biraz garipti.

"Asrın, bırak da kız evine gitsin, rahat rahat dinlensin."

"İyi, tamam. Siz gidin o zaman," diyerek kalktığı yere geri oturdu.

"Kardeşim var yanımda, biraz nazik ol," dedikten hemen sonra aklına bir şey gelmiş gibi bana döndü. "Ne yaptınız siz gece? Öküzlük yaptı mı sana karşı?"

Abimin bu sorusunun üzerine, Asrın'ın beni öptüğü anlar yeniden gözümde canlandı. Bu ister istemez yüzümde bir gülümseme oluşmasına neden olurken Asrın ile göz göze geldik. Neyi hatırladığımı o da anlamıştı. Bu yüzden sırıtıyordu.

"Yok abi, bir şey yapmadı. Zaten ben hiç odadan çıkmadım resmen."

Asrın anlaşılmayacak bir şey mırıldandığında gülmemek için kendimi zor tuttum.

Sonunda Asrın'ın evinden çıktığımızda abimin yüzünde bir gülümseme vardı. Daha önce onda hiç şahit olmadığım bir gülümsemeydi bu. Yine de sessiz kaldım. Bu konuyu onun açmasını istiyordum. Tabii böyle bir şey varsa.

Abimin arabasına bindiğimizde keyifli bir müzik açtı. Zaten Asrın ile evlerimiz yakın olduğundan yaklaşık 2 şarkı sonra eve varmıştık.

Dairemizin kapısının önünde soluk soluğa annemin kapıyı açmasını bekliyorduk. Ben asansöre binemediğimden abim de bana eşlik etmişti.

Annem kapıyı açtığında abim içeriye dalarak girdi. Annem ise hemen kollarını bana sardı.

"Yavrum, nasıl özlemişim seni," dedi yanağımdan öperken.

"Anne, ben de seni özledim ama bir gün görüşmedik sadece. Abartmıyor musun?"

"Anne olunca anlarsın beni."

İçeriye girdiğimde babam da mutfaktaydı. Saat öğlene yaklaşmıştı ama bugün annem ve babamın izin günü olduğu için bu saate kadar uyumuş olmalıydılar.

"Kızım, hoş geldin," dedi babam. Hepimiz mutfağa geçmiştik ama bir tek ben ayaktaydım. Abim zaten eve girer girmez kahvaltısını yapmaya başlamıştı.

"Kızım otursana," dedi annem de.

"Ben yaptım kahvaltımı. Yeteri kadar da doydum."

"Bari bir iki lokma ye de gözüm görsün."

"Yok anne. Gerçekten doydum," dedim karnımın üzerine elimi koyarak.

Annem sonunda ikna olduğunda odama geçtim. 

Shawty || Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin