1.6

812 47 9
                                    

"Bence arkadaşının kardeşine yan gözle baktığın için kendinden utanmalısın," dedim ayıplar gibi.

"Bence seni sadece arkadaşının kardeşi olarak görmeyen birine bu cümleyi kurmamalısın."

"Kafam karıştı. Anlamadım cümleyi."

"Boşver. Ne söyledin abine numaram konusunda?"

"Hesap da mı vereceğim?" Diyerek yanından uzaklaştım. Evet, sarhoş olabilirdim ama bu kendimi rezil edeceğim anlamına gelmiyordu. Yalanlarımı her türlü saklardım.

Abimlerin yanına ulaştığımda Beren'in hemen yanına geçtim. Sırf Asrın'dan uzak olmak için.

"Doğa'yı buldun mu?"

"Bir arkadaşıyla konuşuyordu. Bölmedim ben de."

"İyi yapmışsın."

Abimler kendi aralarında konuşurlarken ben de kokteylimi yudumluyordum. Saymamıştım ama bu beşinci kokteylimdi galiba. Hepsi de farklı farklı kokteyllerdi. Mideme bir zarar vermemelerini umut ediyordum.

"Ben bir arkadaşımı gördüm. Selam verip geliyorum," diyerek yanımızdan ayrıldı Asrın. Gözümle onu takip ederken biraz ilerimizdeki erkek grubuna girdi.

O orada biraz oyalanırken ben de instagramda gezinmeye başladım. Şuan ortamda hiçbir şey dikkatimi çekmiyordu.

"İyi misin?" Dedi abim yanıma gelerek.

"İyiyim, sadece üzerime bir ağırlık çöktü. Uykum geliyor."

"Eve gidelim ister misin?"

"Gerek yok. Biraz daha kalalım."

Abim tam bir şeyler söyleyecekti ki az önce Asrın'ın yanlarına gittiği grubun arasından sesler yükselmeye başladı.

"Güzelim, burada kal," diyerek olaya bakmak için gitti. Bir kaç arkadaşı da onun peşinden gittiğinde ben de dikkatlice Asrın'ı görmeye çabalıyordum.

Sonunda abim Asrın ile beraber çıktığında derin bir nefes vermiştim. Ta ki Asrın'ın patlamış dudağını görene kadar. Neyse ki başka yerinde bir şey yoktu ama feci halde sinirliydi.

"Oğlum, burada kalamazsın. Eve git."

"Batu! Sana ne dediklerini söyledim."

"Söyledin, hatta ben de çaktım onlara bir kaç tane. Sen gittiğinde devam da edeceğim ama önce senin gitmen gerekiyor."

"O heriflerin ağzına sıçmadan bir yere gitmiyorum!"

"Gidiyorsun. Hatta Enfâl'i de alıp gidiyorsun. Onu bizim eve bırak. Sonra da geç evine ve uyu."

Sırf beni bırakma bahanesiyle onu yollamak istediğini anlamıştım. Bu yüzden ses çıkartmadım.

Asrın dönüp bana baktığında bakışları yumuşadı. Gerçekten çok sinirli görünüyordu. Onu daha da yumuşatabilmek adına gülümsedim.

"Tamam, anahtarınız var değil mi?" Abim başını iki yana salladı. Gözlerini bana çevirince çantamın yanımda olmadığını fark ettim.

"Kahretsin, çantamı evde unuttum."

Abim bir süre düşündükten sonra tekrardan bize döndü.

"Tamam, direkt Asrın'a geçin. Ben alırım seni. Yeter ki bir an önce gidin," dedi o gruba bakarken. Hâlâ kendi aralarında bir şeyi tartışıyorlardı.

Asrın da onlara bakınca koluna dokundum.

"Hadi. Gidelim."

Asrın gözlerini onlardan çektiğinde ortamdan uzaklaşmaya başladık. Mekandan çıktığımızda içime derin bir nefes çektim.

Asrın arabayı çalıştırdığında camı açtım. Biraz başım dönüyordu ve uykum da vardı. Belki bir nebze de olsa iyi gelirdi.

"Orada ne söylediler?" Diye sordum merağıma engel olamayarak.

"Boşver, boş boş konuştu a-" Kendini zorlukla susturduğunda kıkırdadım.

"Ben de küfür edebiliyorum. Neden yanımda hiç küfür etmiyorsunuz?"

"Saygılı çocuklarız biz," dediğinde başımı 'kesin öyledir,' der gibi salladım.

Garip bir hareketlilik hissettiğimde irkilerek gözlerimi açtım.

Asrın'ın kucağındaydım.

"Nereye gidiyoruz?"

"Odama."

"Ne yapacağız odanda?"

"Sen ne yapmak istersin," dedi sırıtarak.

"Uyumak," dedim esnememe engel olamayarak. Gerçekten çok uykum vardı.

"Güzel. Şimdi güzelce uyu."

"Sen de uyuyacak mısın?"

"Yok. Ben uyumuyorum."

"Neden, zombi misin sen?"

"Zombi olmamı mı isterdin?"

"Yok. Böyle daha yakışıklısın. Zombi olursan çirkin bir şey olursun."

Asrın gülerek odadan çıktı. Ben de gözlerimi kapattım.

Shawty || Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin