[14]

28 5 44
                                    

"Ne saçmalıyorsun?"

Jennie'nin eli beline doğru gitti. Biranda Jennie bıçağı çekti. Soyeon'un yüzüne doğru gelmek üzere olan bıçağı ıskaladı.

Soyeon kafasını eğmişti.

Soyeon tek hamlede doğrulduğunda Jennie'ye fırsat vermeden dizine sert bir tekme savurdu.

Vuracağı yeri biliyordu.

Jennie acıyla dizini tuttuğunda elindeki bıçağı bırakmamıştı. O sırada anlık gözüm sokağın başındaki bedene kaydı.

Taehyung geliyordu.

Kafamı geri çevirdiğimde tam Soyeon yumruk atacağı sırada, Jennie bıçağı Soyeon'un karın boşluğuna saplamak üzereydi.

O sırada oldu herşey.

Ryujin olduğu yerden çıkıp koşarak Soyeon'un önüne atladı.

Artık bıçak, Ryujin'in karın boşluğundaydı.

"RYUJİN!"

Jennie, Ryujin ile göz göze geldiğinde artık korkusu tüm bedenini sarmıştı. Bıçağı saplayıp, geri çıkardığında elinden düşürdü. Ryujin, Soyeon'un kollarındayken beraber yere bıraktılar kendilerini.

Tam o sıra Minho çıktı yerinden.

Koşarak yerdeki bıçağı aldığında Jennie kafasını hızla çevirdi. Bu sefer Minho elindeki bıçağı tek hamlede Jennie'nin kalbine sapladı. Jennie yere düştüğünde Minho bıçağı defalarca aynı noktaya sapladı.

Jennie hareketsiz kaldığında merdivenden gelene çevirdim kafamı.

Taehyung tam anlamıyla Minho'yu ceketinden tutup kaldırdığında burnuna bir yumruk attı.

Taehyung sınırını çoktan aştı.

Taehyung bir kere daha Minho'ya yumruk atmak üzereyken omzundan tutup sert bir şekilde kendime çevirdim.

"Benim olana dokunamazsın Taehyung."

Tüm gücü elimde toplayıp en sağlam yumruğu attım. Tökezleyerek yere düştüğünde yan taraftan Minho, ayağıyla kana bulanmış bıçağı ittirdi yanıma. Bıçağı elime aldım ve beklemedim.

"Bu Minho'ya elini sürdüğün için."

Diyerek yumruk attığı elinin avuç içine sapladım bıçağı. Çok isterdim daha acı bir biçimde ölmesini. Ama bitirmem lazımdı. Bıçağı elinden çıkarıp son bir kez baktım yüzüne iğrenerek.

Sert bir şekilde boynunu kestim.

Nefes alıp vermesi dakikalar içinde durduğunda arkamdaki korkunç manzaraya döndüm.

Ryujin fazlasıyla kan kaybediyordu.

"Hayır, Ryujin dayan ne olursun."

Soyeon ağlayarak konuştuğunda Ryujin bilincini kaybetmek üzere gibiydi.

"Unnie..."

Zorla elini haraket ettirmeye çalıştı. Kan gölüne dönmüş zeminde, kırmızının en koyu tonuna boyanmış ellerini Soyeon'un elinin üstüne koydu.

"...seni seviyorum."

Söyleyebildiği ilk şeydi bu. Belki yıllarca söylemek istediği ama söyleyemediği. Belki de beraber geçirecek koca bir ömürleri, uzunca seneleri vardı. Lakin Ryujin kendi seneleri de vermişti artık Soyeon'a.

Tam anlamıyla, ömrünü ömrüne katmıştı.

"Düzeleceksin Ryujin. Beraber yaşayacağız, kapatma gözlerini yalvarırım."

Hurricane | Minsungजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें