Bir Gezer Meselesi/Yarı Texting

Bölüm2/Çıktı Halim

Leydimadam: Neyse halimiz, çıksın falımız...

Uygulamadan hızlıca çıktığımda kapı açıldı ve 80 yaşındaki edebiyat hocası içeriye girdi.

"Kızım kalk bakayım..."

Kendince yüksek çıktığını düşündüğü tiz sesiyle ağır ağır konuştu.

"Öykü hoca gene mi gitti?"

İdil, bakır saçlarını arkaya doğru savurarak dudaklarını yaladı.

"Kadın 18. hamileliğini yaşıyor..."

"Maşallah..."

"Bu yaşlı teyzenin ismi ne?"

"Behiye."

"İsmi kadar kendisi de beter gözüküyor."

İdil, sen öyle diyorsan öyledir bakışını atarak, başını, kolunun üzerine yasladı.

Sağ elimi cebimden çıkartarak, sıra altından telefonumu açtım.

Leydimadam: 1 kere 1, 8 kere 8...

Leydimadam: Hey maşallah yiğitlerim...

Cevap, gecikmedi.

Leonardodavinci: Leydim, okulu protesto ediş şekliniz mi?

Leydimadam: Kes sesini çömez, sen bilmezsin.

Leonardodavinci: İsminizi bahşedin bana prensesim...

Leydimadam: Seni soytarı, kodese attıracağım seni...

Yaklaşık 20 gündür bu uygulamadan birkaç kişi olarak konuşuyorduk. Yani sadece 3 kişiydik...

Ve kimse kimseye ismini söylememişti. Bu bir kural değildi fakat kendimiz bulmayı tercih ederdik.

Yani öyle ediyordum...

Leydimadam: Kuralımı çiğneyen olursa, bir lokma ekmek yok burada...

Pablopicasso: Telefon cebimde titreyip duruyor.

Pablopicasso: Sessiz olun ders dinliyoruz.

Grubumuzun çalışkanı Picasso Bey...

Leydimadam: Ben köleyim, sen bir prensessin öyle mi ha?

Leonardodavinci: Devirler yandı...

Pablopicasso: Ne?

Leydimadam: Nenenin burnunu ye, köle!!!

Leonardodavinci: Hjhjjfhdshss...

"Kızım!"

Kulağımın dibindeki tiz ses, adımı bir kez daha tekrarladı.

"Efendim hocacım..."

"Dil nedir?"

Dil nedir?

"Hocam bakın şimdi, dil..."

Dilimin ucunu hafifçe çıkartarak elimle gösterdim.

"Budur hocam..."

"Otur yerine!"

Yaşına rağmen sesi oldukça sert çıkmıştı.

"Yanlış bir şey söylemedim ki..."

Tam oturacaktım ki kadın tekrardan bana bakarak hızlıca konuştu.

"Adın ne senin?"

"Eliz..."

"Çağrı senin kardeşin mi?"

"Evet, hocam o da geçen sene mezun oldu."

Başını salladı fakat tahtaya giderken içinden bir şeyler mırıldanıyordu.

"Abisi neyse kardeşi de öyle..."

Canım abim, aynı ben...

"Ah, şu gençlik değil mi hocam?"

Evet.

Çok iyi kaşınıyordum...