Bölüm9/Mirket ve Bit

3 3 0
                                    

Leydimadam: Herkese günaydın...

Leydimadam: Cumartesi sabahları gibisin, karşim...

Leonardodavinci: Günaydın, prenses...

Leydimadam: Prenses mi, puuuu...

Leydimadam: Ben dışarı çıkıyorum.

Leydimadam: Günlük bilgilendirme formu...

Leydimadam: Herkes ne yaptığını yazsın.

Leydimadam: Yazın ulan!!!!

Leonardodavinci: Zıbarıyorum ben...

Pablopicasso: Ben de birazdan ders çalışacağım...

Leydimadam: Başka ne yapacaktın ki zaten...

Leydimadam: Kedi sevmek, kitap okumak, gezmek, lunaparka gitmek gibi birçok eğlence varken...

Leydimadam: Sen de haklısın.

Pablopicasso: ?

Leydimadam: .

Leydimadam:

Leydimadam: Gidiyorum lee ben

اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.

Leydimadam: Gidiyorum lee ben...

Leonardodavinci: Git loo sen...

Leydimadam:

Yataktan zıpladığımda üzerime ince bir hırka aldım

اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.

Yataktan zıpladığımda üzerime ince bir hırka aldım.

Allah'ım pijamayla dışarıya çıkıyorum.

Bir elimi de belime koyarsam tam da yaşlı teyzeler gibi olacaktım.

Sıcaktan çatlayan hava buz kesen lahmacuna dönmüştü.

Boş araziye doğru ilerlediğimde Mirket ve Bit' de beni görerek arkama takılmıştı.

"Kader mahkûmlarım benim, nasılsınız?"

Bu yurda ilk geldiğimde bu iki tatlı kediyi görmüştüm ve birinin ismini Mirket diğerinin ismini de Bit koymuştum.

"Alınmıyorsun değil mi kardeşim?" dedim. Bit 'in başını okşarken...

Çünkü ilk geldiğimde sırt kısmında bir tanecik diken vardı.

Yoksa ne alaka Bit...

"Miyavvv!"

Tam Mirket' i kucağıma alacaktım ki omzumda bir el hissettim.

"Allah belanı kaldırsın oğlum!" diye bağırdım.

Fakat o ise elleri cebinde beni izliyordu.

"Neden çıktın dışarıya?"

"Hesap mı verecektim sana?"

Dudağının kenarını yukarıya doğru kaldırdığında gamzesi ortaya çıkmıştı.

"Yani, üşürsün diye söylemiştim."

"Anladım."

"Bak..." dediğimde bacaklarıma dolanan iki kediyi gösterdim.

"Turuncu beyaz Mirket, öbürü de Bit."

"Bit mi?"

"Ne var ya?"

"İlk geldiğimde üzerinde diken vardı bende bağdaştırarak Bit koydum."

Dudaklarımı büzdüm.

"Kaçıncı sınıfa gidiyorsun sen?"

"11.Sınıf teyzeciğim..."

"Sen?"

"Bende..."

"Hangi şubedesin?"

"B, sen?"

"E."

"İyiymiş."

"Ne demek iyiymiş."

"Aynı sınıfa gitmemiz..."

Ofladım.

"Bak şimdi seninle anlaşma yapalım." diye mırıldandığımda ellerini cebinden yavaşça çıkardı.

"Neymiş o anlaşma?"

"Haftada bir şunları besle, tamam mı?"

"Tamam."

"Tamam mı?"

"Tamam dedik ya..."

"Trip atma be..."

Cıkladım.

"Çarşambadan çarşambaya..."

Başını salladı.

"Sen de numaranı versene..."

Ağzım açık ona bakıyordum.

"Yanlış anlama, belki burada olmam kediler aç kalmasın."

"Anladım."

"Çıkar telefonunu..."

Cebindeki telefonunu çıkarıp bana uzattı.

"Bu uygulamadan ben de de var."

"Pek girmiyorum."

"Bizim çocuklar açtı."

Başımı sallamakla yetindim.

"Galerine de giriyim mi?"

"Şaka. Şaka."

"Al."

Ve telefonu ona uzattım.

"Gidiyorum ben..."

"Tamam. Git."

"Sen?"

"Ben de birazdan giderim."

...


Bir Gezer Meselesi/Yarı Textingحيث تعيش القصص. اكتشف الآن