2. Bölüm: Alışkanlık

191 108 9
                                    

Sabahları keyifsiz olarak uyanacağımı bile bile bir an önce uyumak istiyordum. Uyandığımda kalbimdeki ağrıyı hissetmek istemiyordum artık. Kafamda milyon tane kötülük vardı ve düşünmesi bile rahatsız edici idi. Her gece yatmadan önce Tanrıya ertesi gün daha iyi hissetmek için yalvarıyordum. Tanrıya dua etmek hep rahatlatıyordu ama bu dönemlerde yanımda sadece o vardı. İnsan hep kötü olduğunda tanrıyı anıyor diye içimden kızıyordum. İnsan oğlu neden bu kadar nankör ki!

Annemin de desteği ile hastane randevusu aldım. Tam olarak 20 gün geçti. Geçen zamanda daha da kötü hissettiğim çok zaman oldu. Hayat dolu bir insanın ölümü düşünmesi çok saçma. Artık hayat dolu hissetmiyorum. Hatta en çok istediğim şey olsa bile mutlu olamayacağımı biliyorum.( En çok istediğim şey ünlü bir yazar olup herkese yardımcı olabilmekti) Nasıl hissettigimi babama aciklasam da yine umurunda değildim.( Her zamanki gibi) Benim çok abarttığımı ve kurdugumu söylüyordu. Açıkçası bu dönemde insan birileriyle konuşunca daha rahat hissediyor. Ama babam hiçbir zaman benim yanımda değildi. Onun varlığını bir kere bile hissedemedi. Hayatım hep arkadaşlarımın babaları ile olan ilişkilerini imrenmekle geçti. Babamın tek düşündüğü şey giyim kuşamımdı.( Bazen o kadar çok  yüklendiği günler oluyordu ki kendimi tam bir fahişe gibi hissediyordum. Üstelik eşofman ve tişört ile) Evren de insanı tam olarak olgunlaştırmak  için korktuğu ya da istemediği olayları başına veriyordu.( Buna o kadar çok inanıyordum ki) Tek desteğim annem ile hayatta kalmaya çalışıyordum.

Randevu günümü beklemekten başka yapabileceğim bir şey yoktu. Doktora ne söyleyeceğimi bilemiyordum. Ya ağlarsam diye endişeliydim. Ya içinden bana deli derse! Annemden ne söyleyeceğime dair yardım alıyordum. Sonuçta o bu konuda uzmandı. Ben küçüklükten beri panik atak için ilaçlar kullanıyordu. Onu önceden anlayamasam da şimdi çok iyi anlıyordum. Sonunda o gün geldi çattı. Kalbimin ağırlığından uyuyamamistim. Duygularımı yitirdiğimden beri hiçbir şey hissedemiyordum. Korku ne idi ya da heyecan? En önemlisi mutlu olmak nasıl bir duyguydu? Hepsini unutmuştum. Tek hatırladığım hüzün idi.

Hastane birkaç saatlik uzaklıkta olduğu için erkenden hazırlandık. Metroya binmekten nefret ediyordum ama yol uzaktı ve babam araba ile götürmek istemiyordu. Çok stres yaptığım için bacaklarım zangır zangır titriyor, annemde sakinleşmem için sırtımı ovuşturuyordu. Tüm yol boyunca düşünmeden kafamı annemin omzuna koyarak hastaneye vardık. Artık her şeyi söyleme vakti.

ZEMHERİWhere stories live. Discover now