6. Bölüm: Uçurum

136 75 9
                                    

Keyifli okumalar dilerim💐

Günde iki hap almaya başladığımdan beri sabahları uyanmakta zorluk çekiyordum. Uyanmak istemiyordum. Uyandığımda kalbimin acısı ile başa çıkamıyordum. Bu günlerde kafam yine allak bullaktı ve sadece uyumak bir daha uyanmamak istiyordum. Bazense aklıma sadece 3 ayımın kaldığı geliyor ve mutluluktan kalbimin ağrısını bile hissetmiyordum. Uyanır uyanmaz elimde Goethe'nin yazdığı Genç Werther'in Acıları kitabı oluyordu. Ne kadar çok benziyorduk birbirimize. İkimizde sadece acı çekmek için gelmiştik bu dünyaya. Karşımda olsa ona kendini yalnız hissetmene gerek yok Werther. Ben de senin gibiyim. Demeyi çok isterdim. Bu kalbin acısı asla geçmiyor o yüzden intihar ettin değil mi?

Babamın yaşadığım şeylerden haberi olmaması çok canımı sıkıyordu. Ona göre ben her zaman mutlu ve iyi olmalıymışım gibiydi. Bazı günler ailemizi seçebilme imkanımız olsaydı acaba yine de seçer miydim onu babam olarak diye düşünüyordum. Sanırım seçerdim. Bilirsiniz kızlar küçüklükten beri babalarına çok düşkündür. Ben de öyleydim. Babam neden beni sevmiyordu? Ben onun kızı değil miydim?

İki gündür sadece uyukluyor ve kahvaltıdan başka bir şey yemiyordum. Annem sık sık odama gelip beni kontrol ediyordu. Kötüyüm anne demek istiyordum. Çok kötüyüm üzgünüm. Aklıma daha da çok gelmeye başlayan düşünceler ile mücadele etmek yorucuydu. İntihar etmeli miyim? Zaten mutsuzum. Hiçbir duyguyu hissedemiyorum yaşamaya gerek var mı? Tanrı neden beni yarattı? Bu nasıl bir imtihandı?

Yatmadan önce aklıma yeniden geldi bu düşünce. Rüyamda da intihar ettiğimi ailemin çok mutlu olduğunu gördüm. Sanırım ben ölünce herkes daha mutlu olacaktı. Herkesin başına bela oluyordum. Hayat enerjimin geleceği yoktu. Her şey beni çok zorlamaya başlamıştı. Birisi A dese ağlayacaktım. Babam haplarımı almak istemiyordu. Annemi sürekli üzüyordum. Kararımı verdim. Kendimi öldüreceğim.

Nasıl öldüreceğim peki?
Halatla mı ya da kendimi yüksekten mi atsam? Canımın ne derece yandığı zerre umurumda değildi. Tek isteğim bir an önce bu dünyadan göçmek, eğer başka dünyalar varsa oraya gitmek sadece mutlu olmaktı.

Bir gün yine uyuklarken babamın odama haşimle girdiğini gördüm. Gözlerimi zar zor açarken yüzüme tokat yedim. Hala ne olduğunu anlayamadan bir tokat daha yedim. Öyle sertti ki ayılmıştım. Ağlamaya ve bağırmaya başladım. Bağırışlarımı duyan annem aceleyle odama girdi. Ne oluyor burada? Niye ağlıyorsun kızım? Ne bu bağırış çağırş? Babam sinirle bu kızın hiçbir işe yarayacagi yok. Görmüyor musun? Her gün her saat uyuyor. Ölse daha iyi! Son cümleyi duyduğumda kalbimde inanılmaz bir acıma hissettim. Kalbim tabiri caizse ağlıyordu. Babam benim hakkımda böyle mi düşünüyordu?

İşe yaramaz eşeğin tekiyim. Sadece uyuyorum. Benim uyumaya hakkım yok. Hatta nefes almaya bile. Ne diye yaşıyorum ki daha? Kararım kesinleşti. Babamın küçükken kardeşimle beni götürdüğü o parka gideceğim. Kimse beni oradayken bulamaz. Bugün son günüm. Özür dilerim anne!

Yavaş yavaş yürüyerek parka doğru gidiyordum. Kafamda babamın söylediği o cümle yankılanıyordu. Ölse daha iyi! Doğru söylüyordu. Ölsem daha iyi. Adımlarımı hızlandırdım. Bir an önce ölmeliydim. Parka geldiğimde babamın bizi götürdüğü o uçuruma doğru ilerledim. Aklıma uçurumda kardeşim ile olan oyunlarımız geldi. Ne korkardık. Yaklaşamazdık bile. O uçuruma yaklaşamayan küçük kız bugün tam ucuna gidiyordu.

Uçuruma yaklaştığımda bir kişinin tam ucunda oturduğunu gördüm. Kimdi bu ve neden orada öylece oturuyordu? Yoksa kader ortağım falan mı? Sırıtmaya başladım. Ölüme bu kadar yakınken bile içimde en ufak bir korku dahi yoktu. Yanına yaklaştım. O da ne! Bu o çocuktu.

- Sen neden buradasın? Çok tehlikeli her an kayalar hareket edebilir.

Beni görünce şok oldu. Kayalar istediği kadar hareket etsin bugün
ölmek istiyorum!

Böyle bir yanıt beklemiyordum. Gerçekten de kader ortagimdi.
Senin burada ne işin var?
- Benim mi? Ben sadece sadece oturmak istedim. Manzara çok güzel. Küçükken babamla hep buraya gelirdik. Burada az yakan top
oynamadım.

- Yakan top mu? Burası yakan top için tehlikeli değil mi?

Gülümsedim ve başımı onaylarcasına hareket ettirdim.

-Gerçekten oturmak için mi geldin?

-Evet dedim ya! Buraya gelince güzel anılar aklıma geliyor tek sebebi bu.

Konuyu hemen değiştirdim.
- Sen neden ölmek istiyorsun? Yoksa benim gibi baban ise yaramaz mı dedi sana?

- Hayır. Tabii ki ailevi sorunların da etkisi var ama tek sebebi bu değil.
Meraklı bir şekilde sordum. Peki ne?

- Hatırlıyor musun? Geçen görüştüğümüzde kanserimin nüksettiğini söylemiştim. Sanırım durumum kötü. Doktor pek de hayırlı şeyler söylemedi. Her an her şeye hazırlıklı olmalıymışım.

Çok üzülmüştüm. İyi bir haber bekliyordum sadece. Bu haberi beklemiyordum. Ne diyeceğimi bilemedim. Kelimeler ağzımdan dökülmüyordu. Onu motive etmeliydim.

- Peki ne yapacaksın? Kendini uçurumdan mı atacaksın? Yaşadığın şeyin ne kadar zor olduğunu tahmin edebiliyorum ama bu Tanrı'nın imtihanı. ( Bu cümleyi kurduktan sonra bir rahatlama geldi. Bu yaşadıklarımız sadece bir imtihan.) Düşünsene belki de Tanrı sabrımızı ölçerek bizi cennetine kabul edecek.

- Keşke böyle olsa. Ama bazen dayanacak gücüm yokmuş gibi hissediyorum. Hayat çok zorlaşıyor.

- Sana doğruyu söyleyeceğim. Buraya kendimi öldürmeye gelmiştim fakat şimdi kararımdan geri dönüyorum. Çünkü yaşadığım her zorluğun bir mükafatı olacağını biliyorum. Aynı şekilde senin de öyle olacağını bil. Yaşayacak güzel günler vardır elbet.

- Belki de haklısındır. Yaşayacak güzel günler hatırına yaşamalıyız.

Başımı salladım. Aynen öyle. Yaşayacak güzel günler hatırına diye bağırdım.

- Yaşayacak güzel günler hatırına adını bilmediğim kız.

Yol boyunca öylesine sohbet ettik ki zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık. Bütün sorunlarımı, sıkıntılarımı sıkılmadan dinledi. Onunlayken rahatlamış ve arınmış gibi hissettim. Tuhaf bir hismiş gerçekten. Gözlerimin içine baktı ve

- Peki hayatımı baştan sona sorgulatan kişi. Adınızı öğrenebilir miyim?

Aden dedim sessizce.

- Güzel bir isimmiş. Bir anlamı var mı?

- İnternete baktığımda cennet bahçesi demekti. Ama o cehennem olabilir dedim gülerek.

Gülümsedi. Yarın görüşmek üzere Aden. Tanrı bizi yeniden buluşturacak merak etme.

ZEMHERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin