3. Bölüm: Açıklamak

164 105 8
                                    

Randevu saati gelir gelmez odaya girdim. Neyse ki doktordan başka içeride kimse yoktu. Karşısındaki koltuğa oturdum. Beni yarım yamalak süzdükten sonra sorunun ne olduğunu sordu. Elim ayağım dolaştı ama anlatmaya başladım.

- Kendimi uzun süredir iyi hissetmiyorum. Bütün hayat enerjim yok oldu sanki.

- Ne kadar süre geçti?

- Bir aya yakındır böyleyim.

- Nasıl hissediyorsun?

- Dediğim gibi. Kafamda bir deli ile yaşıyorum. Bana asla düşünmek istemediğim şeyleri düşündürüyor.

- Ne gibi düşünceler?

- Her türlü kötü düşünce. Aklınıza ne gelirse. Cinsel, dinsel vs. Kafamdaki kişiyi susturamıyorum. Susturmaya çalıştıkça daha da kötü oluyorum. Rüyalarımda da devam ediyor bu sorun. Sanırım kafayı yedim. Bunun dışında önceden yaptığım çoğu aktiviteden şu an zevk alamıyorum. Müzik dinlerken çok rahatlayan bir insandım ya da resim çizerken. Ama artık onlar da zevk vermiyor.  Kalbimdeki yumru günden güne büyüyor. Her gün onunla uyanmak bana o kadar acı veriyor ki. Kendimi öldürme isteğim çok fazla. Bakın doktor hanım. Ben hayat dolu bir kızdım. Yaşamaktan her anlamda zevk alırdım. Hiçbir şey hissedemiyorum. Göz yaşlarım tek tek akmaya başladı.Bir daha eski kendime dönemeyeceğim diye korkuyorum.

Doktor bir iki yudum su aldıktan sonra açıklamaya başladı.

- Bu obsesif kompulsif bozukluk. Bu tür hastalar kötü düşünceleri durduramıyor. Neredeyse günün 24 saati sadece kafalarında o tür obsesif takıntılar var. Aynı zamanda yaşadığın bu hissizlik depresyon yüzünden. Sana vereceğim ilaç hem okb için iyi geliyor hem de depresyona.

- Peki kendimi nasıl daha iyi hissedebilirim? Eski hayatıma dönmek istiyorum. Yine şen şakrak bir kız olmak istiyorum.

- Öncelikle bu tür düşünceler aklına gelince onlarla savaşmayı bırak. Hayatı akışına sal. Bu düşünceler sana ait değil merak etme. Arkadaşlarınla bol bol vakit geçir.

Doktorun hayatı akışına sal cümlesi zoruma gitmişti. Bu kadar kolay mı gerçekten? Bu düşüncelerle ben de savaşmayacagımı biliyordum sadece bu kadar basit anlatması garipti. Konuşurken de sürekli lafımı bölmesi ve göz teması kurmaktan çekinmesi de cabası. Son söylediği cümle en çok kıran cümleydi. Arkadaşlarınla bol bol vakit geçir mi? Arkadaşım yoktu ki? Birileri ile ne zaman arkadaş olsam sürekli kendilerini anlattıkları için onlarla irtibatımı bozardım. Telefonda aradıkları zaman Aden nasılsın bile demeden kendi sorunlarını anlatırlardı. İnsanların sıkıntılarını dinlemekten sıkılmıştım. Sanırım bu yüzden arkadaşım yoktu.

Doktor ilacı yazdıktan sonra teşekkür ederek odadan ayrıldım. Annem beni bekliyordu. Bir an önce eve gidip bu günü unutmak istiyordum.

ZEMHERİWhere stories live. Discover now