Onüç: En doğru karar

7 2 0
                                    

Bölüm şarkısı: Barış Akarsu~Rüzgar

Ben.
Ben.
Ben.
Bundan sonra "ben" diyerek başlamaya kararlıydım. Fark etmiştim sonunda. Ayrılmıştı benden ve bende ondan ayrılmıştım. Bundan sonra gelsede kabul etmezdim. Edemezdim.
Kararlıydım, onu seviyordum belki hâlâ ancak bu saatten sonra aşk'ta bir efsane, bir masal, bir hikaye olarak kalıcaktı. Çünkü ben bir kere karar değiştirmiştim ve ben kararlarımı iki defa değiştirmezdim, ikinci şansıda vermezdim.
Çünki herkez ikinci bir şans isterken, hiçkimse ilk şansında bozduğu şeyi düzletmek için çaba bile göstermezdi.
Bıkmıştım, kendime bir daha nirşey yapmayacaktım, zaten yapamazdım...

Hani insanlar bağzı olacak şeyleri önceden hissedebilirlermişya hani. Bende. Tamda o şekilde hissediyordum olacak şeyi. Herkzamanki gibi kimsenin anlamayacağı, anlam veremeyeceği şeyler yapıcaktım, çünkü sonunu biliyordum. İçim rahattı. Çok rahat. Huzurluydum.

Aradan 5 gün geçeli çok olmuştu, Gül ne zaman gitse Safiye odaya gelirdi, birbirlerine zaten hiç ısınamamışlardı doğru düzgün, ancak son olanlardan sonra Gül Safiye'ye baya sinir olmuştu, bana ihanet ettiğini düşünüyordu. Pek yanılmıyordu aslında, fakat Safiye, Ahter'in yakın arkadaşlarından biriydi ve bizi tanıştıranda Ahter'di buyüzden onuda anlıyordum. En azından bunu becerebiliyordum.

Gül: "Ay ben bi çıkıp, bir iki birşey halledip geri gelicem, tamam mı?"

Aykız: "Tabii, hallet ne işin varsa, zaten becerebilirsem iki gün sonra çıkıcam burdan. Ben iyiyim yani."

Gül: "Tamam ben gelirim ozaman birazdan."

Gül çıktıktan yaklaşık 10 dakika sonra Safiye girmişti odaya.

S: "Müsade var mı?"

AY: "Tabii, buyur gel."

S: "Ee nasıl oldun bakalım Aykız anlat biraz."

AY: "Ne anlatmamı istiyorsun?"

S: "Nasıl olduğunu işte."

AY: "Böyleyim gördüğün gibi, yatıyorum, oturuyorum. Bukadar."

S: "Ahter hakkında n-"

AY: "Hiç. Hiçbirşey düşünmüyorum."

S: "Nasıl yani? Bunu okadar seven sen değilmiydin?"

AY: "Artık sevmiycem ben. Daha doğrusu kalbime gömücem. Başka birşey yok."

S: "Bu koşa koşa geri gelse, ayaklarına falan kapansada mı affetmiyceksin?"

AY: "Oldu birde eteğimi öpsün istersen. Hiçbirşey yapmasın. İstemiyorum."

S: "Oyyy tripde atarmışş."

AY: "Sen ciddi misin? Ne diye birşey bekliyim bundan? Ben belki onu özlüyor olabilirim. Belki onu seviyor olabilirim, fakat emin ol. Hissettiklerimden sonra onu hayatımda dahi istemiyorum. Çok yorgunum çünkü."

S: "Anlıyorum seni. Ne demek istediğinide biliyorum, ama birazda onun tarafından düşün. Oda hiç kolay şeyler yaşamadı. Onund-"

AY: "Ben ona çok kez şans verdim, dinlemek, ona yardım etmek istedim, her yolu denedim. O istemedi. Bende annesi değilim onun. Peşinden falanda koşamam, hem yeni kızlarla falan takılmaya başlamışya ordan bulur kendine yaralarını saracak birini."

S: "Öyle deme ya..."

AY: "Nasıl demiyim?"

Safiye derin bir nefes çekti, pes ettim dermiş gibi bir ifadesi vardı.

S: "Tamam. Haklısın. Ben sanırım pek yardımcı olamiycam sana bu konuda."

AY: "Gerekmiyorda zaten, yinede çok teşekkür ederim."

Kulağa fazla sert mi geldim acaba diye düşünürken gülümsedim ona tatlı ve samimi bir şekilde, beni yanlış anlamasını istemiyordum. Lakin son zamanlarda hiçkimseyi düşünecek vaziyette değildim.

S: "Ahter.."

AY: "Nolmuş ona?"

S: "Senin buraya yatırıldığın gün bir araba kazası geçirmişti ya..."

AY: "Biliyorum."

S: "Onu senin için gelir-"

AY: "Lafını kestiğimin farkındayım, affedersin bunun için. Ama lütfen. Yalvarıyorum sana. Hiç, hiç uğraşma bizi tekrar bir araya getirmeye falan. Sakın. Herşeyi yapabilirsin, fakat bunu yapma."

S: "İşin aslını bilmiyorsun bile!"

AY: "Herşeyi çok iyi biliyorum ben. Onun araba size inanmadığını, bana laf attığını ve bir aptal gibi araba sürerken gazete okurken kaza yapıp hastaneye ambulans tarafından getirildiğini. Hepsini biliyorum."

S: "Ahh.. ahh.. siz.. neden...?"

AY: "Siz deme. Öyle birşey yoktu, yok ve olmiycakta hiçbir zaman. O, ben. Bukadar. Siz/biz yok."

S: "Adım bile yanyana gelmesin diyorsun."

AY: "Ne dediğim önemli değil, ben doğru olanı söylüyorum. Hem sende fazla takılmasan iyi edersin. Yakında bu sana başka yenge getirince onunlada aran iyi olucak. Oda şimdi takmasın kafasına birşey, yormasın kendini."

S: "Sen Ahter'i bukadar seviyorken ne olduda şimdi onun başkasıyla bile olabileceğini kabullendin?"

AY: "Kendi ağzın ile söyledin. Ben sadece kabullendim. Olanı görmeye başladım. Görmek istediğimi değil. Gerçek bu. Ondanda zaten bir ömür beni düşünmesini bekleyemezdim, beklememde. Hayatına devam etsin, zaten ben hiç yokmuşum gibi, hiç olmamışım gibi yaşıyor. Bırak aynen öyle devam etsin."

Safiye'nin gözlerinin dolmaya başladığını fark ettim, sanki o benden daha çok üzülmüş gibiydi. Haha. Komik.

S: "Sen... bilmiyorum ya... ne diyeceğimi bilemiyorum. Siz, yani sen ve Ahter çok güzeldiniz beraber, çok yakışıyordunuz. Ne oldu yaa.."

AY: "Takma. Üzülme.

S: "Bunu benim sana demem gerekmezmiydi...?"

Sadece omuzlarımı silktim ve gülümsedim. Zaten ondan sonrada Safiye gitmişti. Gül'ün gelmesine fazla yoktu, onunla bir alakası yoktu ama neyse..
Bugün sonda bir şiir yazmak istemiyorum. Sadece bir söz yazmak istiyorum...

Sen önünde olanı hiç görmedin, sen seni seveni hiç görmedin. Sen beni görmedin.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Umarım bu bölüm hoşunuza gitmiştirr:]
Bu bölümüde biraz daha uzun yazdım, bölümde olacak olaylara göre değiştirmeyi düşünüyorum bölümlerin uzunluklarını.
Eğer beyendiyseniz takip etmeyi, yorumlamayı ve beyenmeyi yani votelemeyi unutmazsanız çok sevinirim!:]

Birdahaki bölümde görüşmek dileğiyle!
Hepiniz ayrı ayrı çok seviliyorsunuz!

-venus

Yeni tarihe geçen aşk | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin