Onaltı: Cesaret

9 3 0
                                    

Bölüm şarkısı: Harun Kolçak~Yanımda Kal

Ahter'in ağzından:

Bıktım! Bıktım! Bıktım! Kahır etsin bıktım! Yapamıyorum sensiz! Neden? Ben nasıl bu duruma geldim?! Hayır sensiz geçen bu bi iki ayımda aklım başıma gelmedi! Büyümedim!
Seninle tanıştığım gün ben büyümeye başlamışım onu şuan fark ediyodum.
Sen...
Sen varya...
Sen benim hayatıma girdiğin günden beri mutluluk hiç peşimi bırakmadı. Ondan öncede mutluydum tabii, ancak seninle tanıştığım günden beri sana karşı hissettiğim şeyin tarifi yok. Büyüleyici birşey. Tanımlayamıyorum. Sanki kalbim seni ilk gördüğü an demiş gibi;
"Bu kız senin kaderin, nasibin ve aynı anda imtihanın. Ömrün olucak bu kız."
Biliyor musun inanıyorum böyle olduğuna, ama sanki ben daha çok senin imtihanınmışım gibi oldu, seni çok sevdim ve hâlâda seviyorum ben güzelim.
Renkli hayatımda, bana renklerimi gösterdin.
Işıklardan gözlerimi açamadığım hayatımda gözlerimi açtın.
Sen bana sevgiyi, aşkı öğrettin. Ben yalnızlıktan gelmiş biriyim. Hep yalnız bırakıldığımdan değil, ben kendim seçtim yalnızlığı, çok güzeldi, sessiz sakin, kimse karışmıyordu. Fakat sen bana o yalnızlıkta bulduğum huzurun bin katını verdin sevgilim. İnsanın değişikliklere alışması sürermiş, insan bilmediği şeyden korkarmış, ben sana karşı olan aşkımdan çok senin aşkından korktum sanırım... bir insan tarafından bu şekil sevilmek... korktum. Çok korktum. Biliyorum, farkındayım, korkağın tekiyim ve okadar konuştuğumuz her tip'den dahada beterim şuan. Ama sana yalvarıyorum! Herşeyi düzelticeğime dair sana yemin ediyorum! Seni ben çok seviyorum! Aşk! Bu bahs ettiğim şey aşk! İlk defa! Ömrü hayatımdailk defa birini bukadar seviyorum! Sana ağşığım! Çok hemde! Seni çok seviyorum! Bunu tüm caddeler, sokaklar duysun diye camının önünde bağırmak isterdim. İnan bana.
Gelçi bir bakımdan bana inanmanı beklemek fazla büyük bir istek. Sana çektirdiğim acılardan, seni kandırmalarımdan, gidişlerimden sonra... ama senin benden tek istediğim şey gerçek aşk ve cesaretti sevgilim bunun farkındayım... ben cesaretimi toplamıştım artık! Sendin yaşamak için tek ihtiyacım olan şey!

Aykız'ın ağzından:

Kaçmamıştım, gitmiştim. Doktorların haberleri vardı gidişimden, kalmak istemiyordum, zaten kalmak içinde herhangibi nedenim yoktu. Ahteri hâlâ çok seviyordum, ancak onun yaptıkları sonucu onu affedemezdim... okadar korkak biri... her koşulda ilk vazgeçeceği kişi benmişim meğersem.. hıh.. komik. Çook komik hemde. Seven bir insan ömrü billah sevdiğinden vazgeçmez! Yapamaz!
Çok mu özlüyorum onu? Belki. Ancak bunu asla kabullenmiycem! Niye kabulleneyimki? Ne demeye kabullenebilirim ki böyle birşeyi? Ağlamıyorum artık. Çünki ağlayacak mecâlim kalmadı.
Herneyse, gittiğim yerde ilk kitabımı basına çıkaracaktım. Aynı şekilde senaryomu kabul ettirme şanslarım büyüktü ve prodüksyonda kendi payımda büyük olacağından gitme kararım kesindi. Gittiğimde senaryo, oyunculuk, prodüksyon ve hafif yönetmenlik benden olacaktı. İki yönetmen olacaktık, fakat herşey istediğim gibi olacaktı, diğer oyuncular vs orada zaten hazırdı. Çok mutluydum, sonunda hayallerimi gerçekleştirebilecektim!
Ahter? Az öncede dediğim gibi; seviyorum, ama bu saatten sonra asla gözünde zerre değerim olmayan biri için hayallerimden vazgeçemem! Çünki çok büyük birşey fark ettimki, beni yaşatan şeyler dört şeyden oluşuyor; aşk, depresyon, adrenalin ve hayallerim. Hiç biri benimle kalmıyormuş bunu gördüm, lakin hayallerimi ben kontrol edebiliyorum ve tamda buyüzden beni hiçbir zaman bırakmıyorlar.

Birden kapının çalışı ile irkildim, Turhan gelmişti. Yanında Safiye ile Gül vardı.

AY: "Hoşgeldiniz!"

T: "Hoşbulduk:]"

AY: "Gelin içeri, buyurun."

S: "Aykız sen neredeydin?!"

G: "Neden kaçtın?!"

AY: "Ee ne içersiniz? Kahve? Çay? Su? Soda?"

G: "AY SORUMA CEVAP VER!"

AY: "Çay mı? Tamam. Siz ne istersiniz?"

G: "AYKIZ BİRŞEY DEDİM SAN-"

T: "Tamam sakin ol. Kaçmadı, gitti. Doktorların haberleri vardı."

S: "Sende bunu şimdi mi söylüyorsun?"

T: "Aykız kimseye birşey söylemememi istedi."

S: "Ay sanırım bize bir açıklama borçlusun."

AY: "Yakında şehirden de gideceğim. Burada kalmak için hiçbir nedenim kalmadı, zaten uzun zamandır aklımda olan bir projeyi gerçekleştirmeye gidiyorum. Geri gelmeyi düşünmüyorum, zaten gelmek içinde hiçbir sebebim yok."

G: "Ne yani biz senin için yeterli bir sebep değil miyiz?"

T: "Tamam Gül, sen sanki bilmiyorsun ne demek istediğini."

S: "Turhan haklı Gül... ama Ay!"

AY: "Ne oldu?"

S: "Ahter seni gerçekten çok seviyor! İnan bana! Senin aşkından yanıp kavrulzyor!"

AY: "Şimdi yüzde yüz gidiyorum. Zaten kesin gidiyordum, ama kararımı komplett kesinleştirdin!"

S: "A-ama..."

T: "Kızlar bırakın istediğini yapsın, ben onun ne istediğini biliyorum. Bırakalım başarsın istediğini."

S&G: "Sen bi sussana!"

Baya uzun bir tartışma üzeri konu kapanmıştı, artık hiçkimse ve hiçbirşey yoktu beni engelliyebilecek. Mutluydum sanırım, ama wmin değildim. Onun adını bile anmak istemiyordum. Eskiyi özlüyordum sadece. Çok ölüyordum. Onunla tanışmadığım zamanı özlyüyordum, ondan önceki hayatımı. Bunun onunla alakası yoktu. Alakası ozamanlar bir çocuk olmamdı.... özlüyordum. Eski herzaman bırakamadığım kopamadığım birşeydi. Anlamı büyüktü.

Bölüm sonu şiiri/sözü:

Büyüyordum.
Zaman durmuyordu ve ben büyüyordum.
Üzülüyordum, fakat bunlardan büyüyordum.
Kırılıyordum, ancak buda beni büyütüyordu.
Düşüyordum ve kendim kalkmak beni büyütüyordu.
Affediyordum... ve buda beni büyütmekten başka hiçbir işe yaramıyordu, sarmıyordu yaralarımı. İyileştirmiyordu beni....

Ben hep büyüyordum, ama istemiyordum...

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Umarım bölüm hoşunuza gitmiştir!
Beyenmeyi yani votelemeyi, yorumlamayı ve takip etmeyi unutmazsanız çok mutlu olurum!

Birdahaki bölümde görüşmek dileğiyle!

Hepiniz çok seviliyorsunuz!

-venus



Yeni tarihe geçen aşk | Yarı TextingDonde viven las historias. Descúbrelo ahora