~10.Bölüm:İşkence~

339 45 32
                                    

Şimdiden uyarımı yapayım, bölümde rahatsız olabileceğiniz bir kısım var. O kısmın öncesinde uyarı koyacağım.
Keyifli okumalar.

Yazardan:

Chuuya büyük bir merakla evine gelmişti. Evine gelene kadar aklında kağıdın içinde ne yazdığı ve kadının eline ne olduğu soruları dönüyordu.

Kadının hala ismini bilmediğini fark etti Chuuya. Kendisi ona bir anda ismini söylemişti ama o sadece kadının ismini -arkadaşı olduğunu düşündüğü kızın deyişiyle- 'Ei' olduğunu biliyordu.

Chuuya bir an daldığı düşüncelerden çıktı. Ona neydi ki bu kadından. Sonuçta kadın onun hiçbir şeyi değildi. Fakat buna rağmen kadına karşı içinde bastıramadığı bir merak duygusu vardı Chuuya'nın. Bunun nedenini ise bilmiyordu.

En sonunda elindeki katlı kağıdı açmaya karar verdi. Kadının ne yazdığını merak ediyordu. Bir kadın kağıda ne yazıp ona verebilirdi? Telefon numarası, adı ve soyadı veya onu eve bıraktığı için sade bir teşekkür...

Düşünmeyi bırakıp katlı kağıdı açmaya başladı Chuuya. Kağıdı açınca biraz kötü ve aceleci bir yazı ile karşılaştı. Kadının sarhoş olduğu için böyle yazdığı belliydi. En azından yazılanları rahatça okuyabiliyordu.

Chuuya sakince yazılanları okumaya başladı. Ama okumak istemeyeceği yazılar olduğunu bilmiyordu. Kağıtta tam olarak 'Çok kısasın, cüce Chuuya.' yazıyordu.

"TEMEEĞĞ!!"

.
.
.

Eiko'dan:

Dün içtiğim alkoller şimdi başıma vuruyordu. Bu da yetmezmiş gibi Ren-kun beni aramış ve Watanabe-sanın beni karargaha çağırdığını söylemişti. Bende karargaha giderken Watanabe-sanın bana nasıl bir eziyet çektireceğini düşünmüştüm.

Karargahtan içeri girdiğim gibi gördüğüm ilk kişiye Watanabe-sanın nerede olduğunu sordum.

"Watanabe-san ve yöneticiler zindanda sizi bekliyor, Kadono-san." Sanırım çekeceğim eziyetin ne olduğunu anlamıştım. Hızlı adımlarla asansöre ilerledim.

Asansörde belli tuşlara basıldığında zindan diye adlandırdığımız karargahın bodrum katına inebiliyorduk. Zindanda yaptığımız işler normallerine göre daha yaşa dışı olduğu için sadece Watanabe-san ve yöneticilerin bildiği bu şifreyi koymuştuk.

Zindana indiğimde duyduğum yalvarış sesleri ve gölgelerin olduğu tarafa ilerledim. Yanlarına geldiğimde ilk konuşan Watanabe-san olmuştu.

"Eiko-san geldiğine göre ne yapacağını ona sen anlatırsın Ren-kun. Beni ararsanız ofisimde olacağım."

Watanabe-san gittikten sonra Ren-kun konuşmaya başladı. " Sandalyeye bağlı bu iki adam Liman Mafyası'nın çalışanlarından. Watanabe-san bir çeşit intikam ve senin de cezan olarak bu adamlara bir takım şeyler yapmanı ve bunları kayda almamızı istedi. Ayrıca elimdekileri giyecekmişsin." Ren-kun elindeki siyah pelerin ve maskeyi bana verdi. Bunlar kayıtta kimliğimin belli olmaması içindi.

"Eldiven yok mu? "

"Sadece bunlarlara izin verdi. " Eldiven olmadan zaten en önemli kişi kim olduğumu anlardı...

【İ𝖓𝖐𝖎𝖘𝖆𝖗】 𝑪𝒉𝒖𝒖𝒚𝒂 𝒙 𝑹𝒆𝒂𝒅𝒆𝒓حيث تعيش القصص. اكتشف الآن