~19.Bölüm:Dayı ve Kardeş~

300 37 71
                                    

Keyifli okumalar.

Yazardan:

Eiko düşünceleri ile toplantı odasından çıkıp evine doğru yol almaya başlamıştı. Şimdi ne olacaktı? Karşılacabileceği bir çok durum vardı ve hepsinin sonu kendi zararına çıkıyordu.

Chuuya'ya oldukça fazla yalan söylemişti. Bu yalanları sonraki gün ortaya çıkınca da Chuuya'nın tepkisini tahmin edebiliyordu ve bu Eiko'yu oldukça rahatsız ediyordu. Chuuya gibi konuşabileceği bir insanı kaybetmek istemiyordu. Ancak ne varki yarından sonra Chuuya'nın yanında olmayacağını biliyordu.

Tek sorun Chuuya değildi Eiko için. Eiko yarın karşılacağı çoğu şeyi bilmesine rağmen korkmasına engel olamıyordu. Duyacağı imalar, göreceği kişiler, aslında tanıdığı ama çok uzak kaldığı kişilerin sözleri... Eiko uzun yıllar sonra bu kadar korkuyordu belki de. Ortaya çıkacak sırlar tüylerini diken diken ediyordu.

Evine geldiğinde Eiko'nun ilk işi laptopunun başına geçmek olmuştu. Liman Mafyası ve Silahlı Dedektif Ajansı hakkında epey şey biliyordu. Ama müttefikkerini bilmesi dışında düşmanlarını da bilmeliydi.

Eiko o gece elinden geldiğince düşmanları hakkında bilgi edinmeye çalışarak geçirmişti ve şafak vaktine doğru bir iki saat uyumuştu.

Eiko'dan:

Sabah uyandığım gibi vakit kaybetmeden dolabımda bulduğun ilk takım elbiseyi giymiş ve siyah eldivenlerimi takmıştım. Saçlarımı ise kahküllerim serbest kalacak çekilde sıkı bir at kuyruğu yapmıştım. Normal şartlar altında tanınmamak için pelerin de giyerdim ama bugün buna gerek yoktu. Zaten sakladığım her şey ortaya çıkacaktı.

Eiko'nun kıyafeti temsili:

Eiko'nun kıyafeti temsili:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Siyah eldivenli düşünün.)

Kısaca bir kahvaltı ettikten sonra siyah, hafif topuklu botlarımı giyip evden çıktım ve karargaha doğru ilerlemeye başladım. Aslında takım elbise gibi rahatsız kıyafetler giymeyi sevmezdim ancak kendimi bugün kanıtlamam lazımdı. Eskisi gibi olmadığımı, güçlendiğimi, yıkılmayacağımı ona göstermeliydim.

Hızlı adımlarımla kısa sürede karargaha varmıştım. Karargahın önünde Watabane-san da dahil bütün yöneticiler ve fazla uzun olmayan siyah bir limuzin vardı. Eh, sanırım biraz geç kalmıştım.

Tam Watabane-sanın önünde durduğumda doksan derece eğildim. "Geç kaldığım için özür dilerim Watabane-san."

Beklemediğim bir tepki olarak Watabane-san beni iki omzumdan tutmuş ve beni düzeltmişti. "Sorun değil Eiko, bugünün senin için zor geçeceğini biliyorum. Bu yüzden sakin ol ve ona benim eğittiğim Kadono'yu göster."

Watabane-sanın bu sözlerine karşın onu sadece başımı sallayarak onayladım. Watabane-san sağ eli ile omzumu birkaç defa pat patladıktan sonra diğerlerine döndü ve başı ile limuzine binme emrini verdi. Sonunda Ren-kun şoför koltuğuna, ben yolcu koltuğuna, Kaori, Takeo, Hikari ve Watabane-san ise arka koltuklara oturmuştu.

【İ𝖓𝖐𝖎𝖘𝖆𝖗】 𝑪𝒉𝒖𝒖𝒚𝒂 𝒙 𝑹𝒆𝒂𝒅𝒆𝒓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin