~20.Bölüm:Özlem~

272 40 61
                                    

Keyifli okumalar.

Yazardan:

Eiko, Chuuya ile arasında geçen bu konuşmadan sonra hızlı adımlarla evine doğru ilerlemeye başlamıştı. Kendini kırılmış hissediyordu ama bunu hissetmesinin hata olduğunu da çok iyi biliyordu. Eğer kendisi başından beri 'saf ve mafyalardan uzak kız' rolünü oynamasaydı bunların hiç birinin olmayacağını biliyordu. Bir yandan da şu an hissettiği kırılmışlık duygusunun nedenini çok iyi anlamaya başlamıştı.

Evet, Eiko az önce kavga ettiği o şarap delisi, şapkalı cüceye aşık olduğunu anlamıştı.

Aslında kendisi uzun zamandır bu aşk duygusunun farkındaydı. Ancak ne varki bunu kabullenmek istememişti. Bunun aslıca nedeni Chuuya'nın düşmanı olmasıydı. Ayrıca Chuuya'nın her şeyi öğrenince böyle tepki vereceğini biliyordu. Eğer bunun üstüne duygularını itiraf etseydi Chuuya Eiko'nun duygularından da şüphe edecek ve onu yalanlayacaktı.

Ya da bunlar sadece Eiko için bahanelerdi. Belki de Eiko duygularını açıklama konusunda korkmuştu.

Eiko kendi düşüncelerine dalmışken evine vardığını fark etti. Belkide artık üzülmemeliydi. Sonuçta artık kardeşi yanındaydı. Ne kadar ikisi de birbirini uzun zamandır görmeselerde aralarında bir bağ vardı. Ve bu bağı zaman bile kopartamazdı.

Eiko evinin kapısının önüne gelince cebinden anahtarını çıkarttı ve tam kapıyı açarken birisi kolunu Eiko'nun omzuna attı.

"Vay be kardeşim, demek burası senin evin."

Eiko gözünün yanıyla kardeşine baktı. Kaito yüzündeki alaycı gülümseme ile ona bakıyordu. Eiko bunu görünce kardeşinin hiç değişmediğini fark etti. Buna karşılık Eiko yarım bir şekilde gülümsedi.

"Benim evim senin evin kardeşim."

Kaito bir an zaferle gülümsesede aklına gelen düşünceler ile somurtmaya başladı.

"Hadi ama Eiko senden büyüğüm bana kardeşim demek yerine abi demen gerekir."

Eiko eve girerken Kaito'yu sitemkar bir sesle cevaplamıştı. "Kaito aramızda sadece iki dakika var. Bence bu sana abi demem için yeterli değil."

"Sen iyi misin kızım? Aramızda sadece iki dakika yok, tam tamına bir gün var." Eiko'nun peşinden içeri girerken konuşmuştu Kaito.

Eiko şaşkınlıkla durdu ve arkadından gelen Kaito'ya döndü. "Asıl sen iyi misin yoksa matematik yoksulu musun? Sen gece on biri elli dokuz geçe doğdun, ben ise on ikiyi bir geçe doğdum. Sence arada bir gün mü var gerizekalı?"

Kaito sadece omuz silkti. "Gece on ikiden sonrası sonraki gün oluyor."

Eiko göz devirdi ve Kaito'ya sırtını dönerek oturma odasına doğru ilerlemeye devam etti. "Sana sadece ölürken abi derim."

Kaito, Eiko'nun bu sözleri ile onun ensesine sert bir tokat attı. "Öyle söylemesene aptal, ölmeni istemem."

Eiko sanki ikizi ona sert bir şekilde vurmamış gibi yürümeye devam etti. "Eh, ne yapalım. O zaman sana hiçbir zaman abi demeyeceğim."

Kaito, Eiko'nun kolundan tutup onu kendine çekti ve sıkıca sarıldı. "Sadece bu seferlik sen kazandın. Ama bir gün ölüm gelmeksizin bana abi diyeceksin."

Eiko, Kaito'ya cevap vermek istesede sustu ve başını Kaito'nun göğüsüne yaslayarak onun sarılışına karşılık verdi. Sonuçta en son kardeşine on dört yıl önce böyle sarılmıştı.

"Eiko senin değiştiğini düşünmüştüm ama hiç değişmemişsin. Özellikle boyun... Omzuma anca geliyorsun lan."

Duyduğu sözlerle aniden başını kaldırıp çatık kaşlarla Kaito'ya baktı Eiko. "Sussana be, aramızda en fazla kaç santim olabilir ki?"

【İ𝖓𝖐𝖎𝖘𝖆𝖗】 𝑪𝒉𝒖𝒖𝒚𝒂 𝒙 𝑹𝒆𝒂𝒅𝒆𝒓Where stories live. Discover now