-6-

125 12 25
                                    

Naruto'nun kapısı ilk çalışımda açıldı. Naruto hızlıca kollarını vücuduma doladı, gözleri doluydu. Göz altları şis ve mosmor halde vücudumu incitmek istemiyormuş gibi sarmıştı. Kendini ağlamamak için zor tutan bir sesle konuştu. Ettiğimiz kavga için binlerce kez özürler diledi, nasıl gözüne uyku girmediğini ve üzüntüden mahvolduğunu anlattı. Fakat bunların hiç biri benim duymak istediklerim değildi, merak ettiğim başka bir şey vardı.

"İçecek bir şeyler rica edebilir miyim Naruto? Mümkünse kahve."

Naruto kahveleri getirdi. Terasına oturduk ve bir kaç dakika sessizce mahalleyi izledik. Naruto telefonundan hafif bir müzik açtı ve kahvesini yudumladı, buna ihtiyacı varmış gibi görünüyordu zaten. Şarkının ortalarında artık konuşmam gerektiğini fark ederek söze daldım.

"Naruto, Sasuke'nin dolabından hediyemi aldın mı?"

Naruto böyle doğrudan bir soru beklemediğinden olsa gerek, boğazına kaçan kahveyle öksürerek cevap verdi.

"Neyden bahsediyorsun Sakura?"

"İşleri yokuşa sürmeye lüzum yok. Aldın mı almadın mı?"

"Sakura, bak aramızdaki güveni sarstığımı biliyorum fakat beni bununla suçlayabileceğin ne yaptım anlamadım."

Naruto'nun istediğimi cevabı vermeyeceğini fark ettikten sonra, küçük bir yalanın zararı olmayacağına karar verdim.

"Sasuke'yle konuştum bugün. Zaten kafam bozuktu, bir cesaretle verdiğim hediyenin hesabını sordum işte. Böyle bir hediye görmediğini, sana da hiç hediye vermediğini söyledi."

Naruto bi anda dona kaldı. Bir kaç kere ağzını açtı, fakat sonrasında hemen vazgeçerek geri kapıyordu. Sonrasında biten kahve bardaklarımıza uzandı.

"Ben kahve yapayım."

Neredeyse koşarak mutfağa yürümeye başladığında arkasından ona yetişmeye çalıştım. Kolunu tutarak onu kendime çevirdim.

"Naruto, bana dürüstçe ne olduğunu anlatmayacak mısın gerçekten?"

Sinirle kolunu salladı.

"Lanet olsun Sakura! Bu kadar aptal olmak zorunda mısın?"

Bağırmasıyla kolunu tutan elim gevşedi. Ne kastettiğini asla anlamıyordum. Tamamen benimle ilgili bi' olay hakkında nasıl bu kadar az bilgiye sahip olabilirdim? Kafamdan milyonlarca soru geçerken Naruto ondan beklemediğim bir kaç kelime daha etti.

"Çık evimden Sakura."

Gözlerim yaşlarla doluydu. Söyleyecek çok şeyim vardı fakat tek kelime bile hüngür hüngür ağlamama sebep olacağından dişlerimi sıkıp evden çıktım. Hinata'ya ona geleceğimi bildiren kısa bir mesaj çekip yola koyuldum. On dakika sonra onun odasında, yatağında oturuyorduk.

"...sonra da beni evinden kovdu Hinata inanabiliyor musun?"

Hinata'nın suratı düşmüştü. Sıkkın bir ses tonuyla konuştu.

"Her şey çok açık Sakura, o almış hediyeyi."

"İyi de neden yapsın böyle bir şey? Anlam veremiyorum."

Hinata'nın gözleri doldu, elindeki peluşa yüzünü gömmesiyle desi daha da boğuklaştı.

"Senden hoşlanıyor çünkü."

Gözlerim fal taşı gibi açılarak Hinata'ya döndüm.

"Ne saçmalıyorsun Hina? Naruto benim çocukluk arkadaşım. Birbirimize asla o gözle bakmadık ki. Ayrıca çocuk beni evinden kovdu diyorum sana, ne aşkı ne sevgisi ya?"

"Neye inanmak istiyorsan ona inan öyleyse Sakura. Uyuyacağım ben, evine dön sen de. Yarın görüşürüz okulda."
Ve böylelikle ikinci kez kovulmuştum.

Ertesi gün okulda Naruto yanıma oturmamıştı, Hinata yüzüme bakmıyordu. Saatlerce dün olanları düşünmüş, Hinata'nın söylediklerinin doğruluğunu tartıyordum. Öğlen vakti geldiğinde, kantinden aldığım poğaça ile bahçeye inip sürekli Hinata ile basketbol sahasını kestiğimiz banka oturdum. Sakince yemeğimi yerken düşüncelerim biri tarafından bölündü, her zamanki gibi.

"Sakura, derdin ne senin?"

Sasuke başımda dikilmiş, hesap sorar gibi bakıyordu. Ağzımdan istemsiz bir "Ne?" çıktı.

"Dün bana bir anda bağırmaya başladın, sadece seni Naruto'yla çift sandığım içinse biraz abartı oldu yani. Benimle başka bir derdin varsa söyle, çözelim. Eğer yoksa da elinden geldiğince düzgün davran lütfen."

Söylediği şeyleri on saniye kadar sessiz kalarak sindirdim, haklıydı. Büyük ihtimalle Sasuke'nin hiç bir konuda bir suçu yoktu. İçinde bulunduğum bilinmezlik durumumun stresini ona yansıtmıştım, hem de bağıra çağıra.

"Özür dilerim Sasuke. Zor bir dönem geçiriyorum, sana yansıttım öfkemi. Kusura bakma."

Ciddi ifadesi nispeten yumuşadı, yavaşça yanıma oturdu.

"Naruto'yla da aranız bozuk hala değil mi? Öbür mor saçlı arkadaşını da görmedim bugün yanında. Burada otururdunuz hep, bugünkü maçta yoktunuz."

Dikkatine karşın gülümsedim.

"İyi bir gözlemcisin. Evet, aramız bozuk arkadaşlarımla. Düzelecek mi emin değilim."

"Özel değilse neden küstüğünüzü sorabilir miyim?"

Sasuke'ye hediyeden bahsetmek için doğru zaman olup olmadığını düşündüm. Bu doğru düzgün ilk konuşmamızdı ve şimdiden hediyeyi anlatmak ona resmen açılmak olurdu. "Bir de çocuğun kucağına atla istersen Sakura." diye düşünerek ona bundan bahsetmeme kararı aldım.

"Naruto,benim için çok özel bir durumu mahvetti. Yani, öyle yapmış olma ihtimali yüksek. Bu konuyu konuşmak için ona gittiğimde beni evden kovdu. Sonrasında Hinata'ya olanları anlatmak için gittim, anlattım da tabi. Sonra o da Naruto'yu anlamıyorum diye beni kovdu. Şimdi de yüzüme bakmıyorlar."

Sasuke daha önce duymadığım, huzur verici bir ses tonuyla cevap verdi.

"Yaşanan o "çok özel durum" dan bahsetmek istemediğin için üstü kapalı bahsediyorsun sanırım, ne olduğunu bilmek isterdim fakat madem istemiyorsun... Zaten pek bir önemi yok, arkadaşların senin kıymet verdiğin bir olasılığı elinden almış. Eğer o olasılıkla karmaşık ve kötü bir niyet yoksa sen haklı gibisin. Bunu söylemek ne değiştirir bilmiyorum ama haklısın. Sonuna kadar."

Sasuke'nin yüzüne bakıp gülümsedim. İlk kez onu bu kadar yakından inceleme fırsatım olmuştu. Keskin çene hatları ve çekik gözleri vardı. Üst göz kapağının duruşu ona uykuluymuş gibi bir hava katıyordu, belki gerçekten öyleydi. Şekilli ve dolgun dudakları gülümsediğimi görünce kıvrıldı. Gaara'nın bağırışı, Sasuke'nin dudaklarına bakarken daldığımın farkına varmamı sağlamıştı. Utanarak başımı öbür tarafa çevirdim.

"Sasuke! Antrenman başlamak üzere."

Sasuke yavaşça ayağa kalktı.

"Canını sıkma Sakura, görüşürüz."

Tam gidecekti ki bir şey unutmuş gibi geriye döndü. Elini cebine atıp çıkardığı şeyi avucuma bıraktı.

"Senin olsun, iyi gelir."

Sasuke koşarak antrenmanlarının yapılacağı yere gitti. Ben de elimde bir paket sütlü çikolatayla gidişini izledim.
°°°°°°°°

hheyyyyoo nasilsinizzz

ben iyiyim, hayat cok yogun suan yoruluyorum cok... sinavlar da geliyor

neyse voteleri yorumlari unutmayin mutlu oluyorjm yorum geljnce okuyup sırıtıyorum gercekten🎁🎁🎀

last christmas without you | | sasusakuWhere stories live. Discover now