-8-

112 10 37
                                    

Çantama son olarak nemlendiricimi de koymuştum, soğuktan çatlamış dudaklarla gezmek istemiyordum. Heyecandan çantamı tutamayacak haldeydim. Ellerim titrerken bir yandan makyajımı yapmaya çalışıyordum. Sasuke'yle böyle bir anda arkadaş olmamız zaten beni yeterince heyecanlandırmıştı. Şimdi de beraber dağa çıkıyorduk. Gerçi tüm okul beraber gidiyorduk ama sonuçta Sasuke'yle vakit geçirecektik. Umarım yani.

Çantamı elime alıp hızlı adımlarla okul bahçesine yetişmeye çalışıyordum ki otobüsün kalkmasına hala yarım saat olduğunu fark ettim. Naruto'yla okula gidip gelmekten alışkanlık olmuştu koşar adım okula gitmek. Bu alışkanlığı yenmek istediğim de söylenemezdi. Herkese onlar yokmuş gibi davranıp unutmak istediğimi söylediğim en iyi arkadaşlarımı unutmamak için kendi önüme en büyük engelleri koyuyordum.

Vardığımda yola çıkmamıza 10 dakika vardı. Otobüse büyük bir umutla bindiğim anda yüzüm düştü. Sasuke basketbol arkadaşlarından biriyle oturmuş muhabbet ediyordu. Zaten ne bekliyordum, beni beklemesini falan mı?   Henüz iki gündür doğru düzgün konuşuyorduk, bir de gelinlikle gelseydim bari. Aptallığıma üzüntüyle karışık sırıtarak arkaya doğru yürürken Sasuke'nin arkasındaki koltuğun boş olduğunu gördüm. Arkamdan gelen kızın orayı kapmaması için tüm kaslarımı en aktif şekilde kullanarak koltuğa zafer gülümsememle oturdum. Sasuke'nin arkasını sümüklü Karin'e bırakacak değildim sonuçta. O oflayarak kendine başka bir yer seçerken yanına damdan düşer gibi oturduğum çocuk garipser bakışlarla bana bakıyordu.

"Bir sorun mu var?"

Sorduğu soruyla dışarıdan ne kadar ucube göründüğümün farkına vardım. Kızararak ellerimi birleştirip başımı eğerek konuştum.
"Garip davranışım için üzgünüm, iyi bir yer kapamayacağım için endişelenmiştim."

Çocuk sadece kafasını sallayıp önündeki mangaya geri döndü. Ben de "Sasuke'yle nasıl konuşma başlatabilirim?" diye düşünürken çantamı koltukların üstündeki bölüme koymak için ayaklandım. Tam o sırada otobüsün keskin bir virajı yüksek bir hızla almasıyla çantam elimden fırladı ve dengemi kaybettim. Arkamda oturan Karin'in üstüne düşecekken önümdeki çocuk bileklerimden yakalayıp dengemi sağlamayı başardı, fakat çantam için aynı şey söylenemezdi. Çoktan Sasuke'nin kafasına düşmüş, elindeki poğaçayı da yerle bir etmişti. Sasuke bunu yapanın kim olduğunu merak etmiş olacak ki çantayla beraber arkasını döndü.

"Şey, selam Sasuke." En azından konuşma fırsatı elde etmiştim.
"Kusura bakma. Otobüs öyle hızlanınca..." Fırsatı pek de değerlendirememiştim.

"Günaydın. Sorun değil. Dikkat et." dedi ve yanındaki arkadaşıyla konuşmaya devam etti.

Canım sıkkın bir şekilde yerime oturduğumda yanımdaki çocuk beni tutarken yere düşürdüğü mangasını almış kıkırdıyordu. Az önceki sinir olmuş tavrından eser yoktu. Fakat şimdi ona ben sinir olmuştum.

"Ne gülüyorsun ya? Komik bir şey mi var?"

"Bir teşekkürü hak etmiyor muyum sence?"

"Sağol ama bu alaycı tavrın için ben de bir özür hak ediyor olmalıyım. İnsanlık hali sonuçta, herkesin başına gelebilirdi."

"Kusura bakmayın hanımefendi fakat bu garip tavırlarınıza da kim olsa gülerdi. Önce resmen atlayarak yanıma geldin, şimdi de yere yapışacaktın. Üstelik tıka basa dolu çantanla birini öldürmeye teşebbüs ettikten sonra."

"Seni eğlendirdiğime sevindim öyleyse, ukala." kollarımı birleştirip kafamı çevirdim. Tekrar kıkırdayarak konuşmaya başladı.

"İsmim Sasori."

"Sakura."

"Çantanda ne var Sakura?"

"Bunu benimle dalga geçmeye devam etmek için mi soruyorsun yoksa sadece merak mı?"

last christmas without you | | sasusakuWhere stories live. Discover now