Concert's prince •Hyunlix

8.

Biraz geç geç yazıyorum üzgünüm. Dersler çok yoğun o yüzden 💗

İyi okumalarr<3

Felixten...

Hyunjin ile birlikte mukemmel bir akşam yemeğinden dönüyorduk. Hyunjin yine beni lüks mekanlardan birine götürmüşdü. Ama ben yine pek yiyemedim. Hyunjinde ağzıma tıkıştırdı yemekleri bildiğiniz. Şimdi ise yürüyerek gece ile birlikte eve geliyorduk. Sanki gecenide kendimizle götürüyormuşuz gibi hissediyorum. Gece, gökyüzü ve yıldızlar hepsini kendimizle götürüyorduk. Hyunjin elimi tutuyordu. Bu mükemmel anı karşımızda duran araba sonlandırdı.

"Hyunjin, neler oluyor?"

"Hiçbir fikrim yok Felix, ama korkma."

Hyunjin beni sıkı sıkı kucakladı. Cidden çok korkuyordum. Bu arabada neyin nesiydi!? İçeriden garip büyük yapılı adamlar çıkıyordu. Onlar etrafımızı sarmıştı. Sonra ise bir anda bir el ağzımı kapattı ve bana uyuşturucu (?) koklattı. Hemen dengemi kaybedip yere yığıldım. Gözlerim kararmaya başladı. Tek duyduğum şey Hyunjinin "Felix!" diye bağırışı oldu. Gözlerimi biraz açmayı başardım. Ve ilk gördüğüm şey kırmızı tutamlar oldu...

2 saat sonra...

Gözlerimi karanlık bir odada açtım karşımda birisi duruyordu. Elinde silah vardı galiba. Neler olduğunu hatırlamıyorum. Hatta neredeyse hiçbirşey hatırlamıyorum. Gözlerimi açtığımda karşımda Chunmae pisliğini gördüm. Sonra ise herşey aklıma teker teker gelmeye başladı.

"Seni kızıl pislik."

"Bu iltifat mı tatlı çocuk?" Dedi ve bana yaklaştı. Kollarını oturduğum sandalyenin kenarlarına yerleştirdi ve beni kolları arasına aldı. Anında o iğrenç sigara kokusu burnuma geldi. Babam denen o pislikte sigars içiyordu hep...

"Sus seni pis kırmızı."

Bana bakıp sırıtması çok sinir ediyordu beni. Bunları neden yaptığını biliyorum. Hyunjini benden almak istiyor. Çok net. Ben hyunjin ile yakınlaşınca hemen bana bakıp şeytani bir şekilde sırıtıyor. Sanki bana yapacak iğrenç planları varmış gibi. Hayır, hayır Hyunjini elimden alamaz. Hyunjin benim yaralarımı örtmeme yardım ediyor. Beni mutlu ediyor! Ben ondan, Chunmae'nin hoşlandığından daha da hoşlanıyorum!

"Hyunjin ile birlikte olmamalıydım tatlım?"

"Seni pislik! O benim anladın mı?"

"Kalbin kırılacak."

"Kalbimi kırmana razıyım! Hyunjini benden alma yeter! Ondan hoşlandığını biliyorum. Ama Hyunjin ve ben bir birimize aşığ-"

"Ben mi Hyunjinde hoşlanıyorum?" Cümlesini tamamladıktan sonra bir kahkaha koparttı. Diz çöktü ve bana doğru eğilip aramızdaki mesafeni azaltarak konuştu.

"Ben seni istiyorum, güzelim."

"A-ama-"

"Benim sana ihtiyacım var güzelim! Lütfen Felix bana gel! Seni o konserde gördüğüm ilk andan beri seviyorum! Lütfen güzelim lütfen tatlım! Sana karşı ayrı bir takıntım var! O Hyunjin piçi seni mutlu edemez! Ama ben ede bilirim! Senin için herşeyi yapa bilirim! Sadece beni seçmen gere-"

Chunmae son cümlesini daha tamamlayamamıştı ki, kapı kırılarak açıldı. Ve içeriye beni kurtarmak için bir prens girdi.

Hyunjin Chunmae'nin boğazına yapıştı. "O benim seni küçük piç!" Chunmae refleks olarak Hyunjini boğazından tuttu. "Hayır benim!" Ben sadece şok bir şekilde onları izliyordum. Şok üstüne şok yaşıyordum. Hem Chunmae beni seviyordu, hem Chunmae Hyunjini boğuyordu.