12.

51 10 2
                                    

Bu son zamanlar çok bölüm yazmağa çalışacağım, çünkü sınavlar sonunda bitiyor 🎀💓

3 yıl sonra

Felixten...

Jisungla üniversiteyi bitirmiştik. 22 yaşımızda gelmiştik artık. Ben ayrı bir eve çıkmıştım, ama Jisungla hala yakındık. Kendime gelmiştim ve bir kafede yarı zamanlı işte çalışıyordum. Hayatı güzel idare ediyordum. Her ne kadar tıp fakültesini bitirmiş olsamda henuz doktor olmamıştım. Kendimi birazda toparlayıp bir işe başvuracağım. Bugün Jisung bana bir süpriz yapacaktı. Beni bir mekana çağırmıştı, neredeyse tahmin ediyordum ne olacağını, ama pas vermiyordum.

"Felix-sshi geliyor musun?"

"Bekle jisung geliyorum. Beyefendi biraz hızlana bilir miyiz?" Taksini süren kişi bizimle aynı yaşlarda olan bir gençti dediğime sapıkça gülmüştü.

"Her iki konuda hızlana bilirim." Bunu dedi ve bana ön aynada bakarak sırıttı. Telefon diktafonda'ydı ve Jisung bunu duymuştu. Telefondan bağırmaya başladı.

"Bana bak Ahjussi! Terbiyenizi  evinizde saklayın lütfen! Kendinize de saygı duyun! YOKSA SİZİ CİDDEN BULUP YOLARIM!"

Şoför Jisung'u duyup güldü ve bana doğru döndü o zaman o kişini tanıdım.

"Bana Ahjussi demen çok kabaca Han." Bu Jeongindi, eski sınıfarkadaşımızdı. Jeongin biraz sapık bir kafaya sahip olduğundan söylediyimede şaka yapmıştı.

"Aaaa Jeonginsshii!" Bunu deyip ona yakınlaştım ve o arabayı sürerken arkadan ona sarıldım. Jisung bu olanları duyarken telefondan bağırdı. "Ne!? Jeongin mi dedin, Felix?"

"Kapatıyorum Jisung. Geliyorum zaten konuşuruz." Dedim ve telefonu kapattım. Sonra Jeonginle konuşmaya başladım.

"Seni tanımadım hiç üzgünüm."

"Sorun değil, Felix. Bende anlamadım ilkte zaten. Telefonumu al numaranı kaydet arada konuşuruz. Bu arada Changbininde numarasını kaydet. Şerefsiz adam bana ulaşmıyor."

Changbin ve Jeongin lisedeyken sevgiliydiler. Changbin benimlee tıp fakültesini okumaya başlayınca mecburiyeten Jeonginle ayrılmıştı. Jeonginde bu olaya baya sinirli duruyordu.

Jeongin bana telefonunu uzattığında alıp numaramı kaydettim. Changbininde numarasını kaydetmeği unutmadım. Mekana geldiğimizde açık bir konser alanıydı. Tahmin ettiğim gibiydi.

Arabadan indim ve Jeongine parayı ödeyip oradan uzaklaştım. Telefonu açıp Jisungu aradım. Jisung açar açmaz konuştum.

"Jisung, neredesin?"

"Önlere gel." Burası büyük bir sahnenin önüydü ve havaya açıktı. Burası hemde baya kalabalıktı. Kalabalığın arasından zorla kurtulup önlere geldim ve Jisungu buldum.

"Sonunda Jisung!"

"Sonunda Felix! Neyse şimdi sus ve sahnenin açılmasını bekle." İkimizde ne hakkında konuştuğumuzu biliyorduk ama dilimize getirmiyorduk. Sonra bir anda müzik yükseldi ve sahneye 1.79 boylarında, yakışıklı ama yakışıklı bir genç çıktı.

"What's up Seoul city?" Haykırışlar yükseliyordu ve ben neredeyse oturup ağlamak üzereydim. Üç yıldır onu görmüyordum onu yeniden görmek garip hissettirdi. O kalabalıkta onun gözleri benim gözlerimi gördü bir an bakıştı gözlerimiz. Gözlerin gözlerimin gördüğü gözlerinin güzelliğini görseydi şok olurdu gözlerin. Müzik yeniden güçlü bir şekilde geldiğinde Hyunjin göz temasını kesti ve mikrofonu eline aldı ve o güzel sesiyle şarkıya başladı...

Just one more tear to cry
One teardrop from my eye
You better save it for
The middle of the night
When things aren't black and white
Enter, Troubadour
Remember twenty-four?

And when I'm back in Chicago, I feel it
Another version of me, I was in it
I wave goodbye to the end of beginning
This song has started now
And you're just finding out
Now isn't that a laugh?
A major sacrifice
But clueless at the time
Enter, Caroline
Just trust me, you'll be fine

And when I'm back in Chicago, I feel it
Another version of me, I was in it
I wave goodbye to the end of beginning
(Goodbye, goodbye, goodbye, goodbye)
You take the man out of the city, not the city out the man
You take the man out of the city, not the city out the man
You take the man out of the city, not the city out the man
You take the man out of the
And when I'm back in Chicago, I feel it
Another version of me, I was in it
Oh, I wave goodbye to the end of beginning
(Goodbye, goodbye)

Yine kalbime işlenecek bir şarkı söyledi ve bitirdi. Bütün şarkıları duygulandırdıyordu beni. Ciddi anlamda duygulanıyordum. Ne yapacağım hakkında bir fikrim yoktu ve ellerimle yüzümü kapattım.

"Şimdi ise bu güzel parçanı güzeller güzeli sevgilime armağan ediyorum..."

Sevgilim dediğinde gözlerime bakıp göz kırptığı için yüzümü jisungun göğsüne gömdüm. Jisung'ta beni gülerek itmişti. Kendimi yine toparlayıp sahneye odaklandım. Şarkının müziği başlamıştı bile.

Hem gündüzüm hem gecem
Her saniyem her bir hecem
Her cevabım sensin
Hem de her bilmecem
Durup baktın göz ucuyla
Başka biri vardı yanında
Sakin kalamazdım
Benim olacağını bilmesem

Bilmem kaç yüz kişi içinden
Gördüm deli gözlerini birden
Belki tanımazdım seni
O konsere gelmesen
Gece sonunda kayboldun
Baktım sana yok olmuştun
Sakin kalamazdım
Benim olacağını bilmesem
Emindim zaten gelceğinden
Gördün beni sen merceğinden
Bense kaçtım gerçeğimden
Kayboldum
Emindim zaten gelceğinden
Bense kaçtım gerçeğimden
Sen gördün beni merceğinden
Benimle kayboldun
Benimle kayboldun

Bahsettiğim seks değil
O da içinde ama tek değil
Türkçe yazılmış bir şiiri
Sana çevirircesinden
Saçlarında kayboldum
Dudaklarında kavruldum
Rüzgarlarında savruldum
Gel durdur istersen

Emindim zaten gelceğinden
Gördün beni sen merceğinden
Bense kaçtım gerçeğimden
Kayboldum
Emindim zaten gelceğinden
Bense kaçtım gerçeğimden
Sen gördün beni merceğinden
Benimle kayboldun
Benimle kayboldun

Bu şarkıya dayanamayıp ağlamaya başladım. Şarkı yüreğimden bir parçanı alıp kendine götürdü sanki. Konserde cidden fenalaşmıştım. Hyunjin'in kendisi, sesi, gözleri herşeyiyle mükemmel. Bugünden itibaren bizim hikameyiz yeniden başlıyor.

Ayyayyyysyayay

Concert's prince •HyunlixWhere stories live. Discover now