10.

225 25 6
                                    

Arkadaşlar bölümü geciktirdiğim için üzgünüm 😭

Iyi okumlar bebekler

felixten

Koltukta bütün duygularını kaybetmiş bir canlı gibi oturuyorum. Düşüncelerim donuyor, kendimi aşık olduğum için suçluyor ve bütün bunlar yüzünden tanrını suçluyorum. Çünkü, ben sadece kendi kendine yaşayan birisiydim. Ne ara böyle şeyler oldu bilmiyorum. Dilimde kötü bir tat bıraktı. Ama elimden gelen her şeyi yapacağım. Onunla birlikte kaçar ve saklanırım. Bize yeteceğini düşünüyorum.

Bizim için, ikimiz için, ikimiz için. Her şeyi yaparım, hazırım. Yemin ederim ona ve kendime yardım etmeye çalışacağım. Ama sadece deneyeceğim, yapa bileceğimden emin değilim.

Kapı açıldı, ve içeriye Hyunjin girdi.
"Ah, Benim tatlı Felix'im..."

Oda karşıma geçip oturdu. Beş dakika boyunca hiçbir şey hakkında konuşmadık. Çünkü yapamadık. Ağzımızı açamadık ve kelimeleri koşmaya bırakmadık. Bizim hatamız değildi, biliyorum. Ama bu yüzden ayrılmış olmalıyız.

"Felix biliyorsun, bazı şeyler var-"

"Biliyorum, ayrılmalıyız."

"Bekle, ne diyorsun?"

"Yapamayız Hyunjin."

"Benden hoşlanmıyor musun-"

"Hoşlanıyorum, ama öyle değil. Zor tamam mı? İnsanlar beni öldürmeye çalışıyor. Ve korktuğumu hissediyorum. Aslında yaşamak istiyorum-"

"Yaşamak istiyorum!  Ama sensiz yaşamak istemiyorum!  Sen benim için müzikten daha önemlisin.  Sen çok özel birisin.  Sen şimdiye kadar gördüğüm ve dinlediğim en iyi melodisin! Bunu anlayacağını düşünmüştüm ama anlamadığını görüyorum. Sadece müzik alanındaki işlerimi bitirmek istiyordum. Ama sen beni bitirmek istedin."

"Hyunjin, istemediğimi biliyorsun-"

"Peki neden Felix? Neden ayrılmak istiyorsun?!"

"Çünkü bu senin için de zor!"

"Her şeyi düzeltebilirim!"

"Hayır yapamazsın! Ben senin aşağı tabakanım!"

Dedikten sonra ayağa kalktım ve kapıya doğru yürüdüm. Kapının dışarıdaki personelden beni ön kapıya götürmesini istedim.

Evi tamamen terk ettikten sonra yağmurlu havada sadece yürüyordum. Ah, şu işe bak! Ne zaman başım belaya girse yağmur yağıyor. Bu beni tedirgin ediyor. Sadece bu galaksiden ayrılmak istiyorum. Gerçekten ölmek istemiyorum. Ama o benimle ölmek istiyor. Gerçekten ne yaptığım hakkında hiçbir fikrim yok. Sadece bir yere yürüyorum. Evin nerede olduğunu bilmiyorum. Evde birisi var mı bilmiyorum. Saçlarım ıslak, vücudum ıslak ve şimdi kalbim ıslak.

Çünkü kalbim bile ağlıyor...

Ve Kore'de hava karanlık ve gece.

Bedenim yavaşça yere yığılıyor ve tam orada uyuyorum. Umarım budadan daha mutlu bir yer görürüm.
Beni terk eden annemle, beni istemeyen babamla. Sadece bunu umut edebilirim.

Hyunjinden..

"Hayır onun beni bırakmasına izin vermeyeceğim! Kalbimi bu şekilde kırmışken gidemez!"

"Efendim, sakin olmalısınız!"

"Bana emir mi veriyorsun? Bu ne cüret!?"

"Üzgünüm efendim. Ama iyi bir fikrim var."

"O nedir?"

"Dinle, onu bir süre yalnız bırakmalısın."

"Ama yapamam!"

"Lütfen dinleyin!"

Işte o fikir beni aydınlığa götüre bilirdi.

Yazardan...

"Felix, burada ne yapıyorsun!?"

"Hmmh, Jisung?"

"Baş belası! Ne yapayım ben seninle?"

Jisung Felixi zorla ayağa kaldırdı. Telefonunu bir taksi aramak için çıkardı.

"İçtin mi sen bu ne hal?"

"Jisung eve gidelim lütfen.."

"Tamam, taksi geliyor merak etme."

Felix bitik bir durumdaydı, düşünmek istemiyordu. Düşünmek çok yorucuydu. Uyumak daha uygun.

"Ah, taksi geldi işte hadi gel."

Jisung ve Felix taksiye oturdular. Jisungun evine gidiyordular. Felix başını sakince Jisungun omzuna koydu. Bunu öğreneceği anı hep bekledi. O adam onun babası değildi. Onun çok iyi bir babası daha var.Çocukluğunda her zaman bunun hayalini kurardı. Ama aynı zamanda bunun gerçekleşmeyeceğini de her seferinde biliyordu. Ama hayal kurmak iyidir. Yani sürekli rüya görüyor. Gerçekleşmeyecek bir hayal.

Sadece kafasının içinde çığlık attığı anlar var.

"Baba lütfen yapma!"

"Ama baba!"

"Baba lütfen anneme vurma!"

"Anne, beni bırakma!"

"Baba lütfen beni öldürme!"

Neden hep onun kelimeleri 'lütfen' olmalıydı ki?

"Evet, burası çok teşekkürler!"

Jisung, Felixi zar zor kaldırıp arabadan indirdi. Felixin rengi solmuşdu. Tıpkı bir sarhoş gibiydi. Jisung apartmana ireliledi ve asansörün tuşuna bastı. Şükürler, olsun ki, asansör birinci kattaydı onlar on üçüncü kata çıkmalılar. Jisung Felixle birlikte kendisini içeriye attı.

"Tanrım, kurtar beni bu olaydan!"

"O Minho seni o gün ekmeseydi bunlar olmayacaktı. Hepsi o şerefsiz yüzünden!"

"Kocam ne yaptı ki şimdi ah. Felix seninle ne yapacağım? Hadi, bizim kata geldik."

Jisung, Felix'le birlikte onun evinin kapısına kadar yürüdü. Şifreni girip kapını açtı.

"Hadi içeri gir. Aç mısın?"

"Beni uyumaya götür jis.."

Jisung iç çekti "Senin için endişeleniyorum lix. Yarın konuşuruz."

Jisung Felixi yatak odasın götürdü. Felixin uyumak için kıyafetlerini hazırladı. Ve çıkarken,

"Gir bir duş al, böyle üşüteceksin! Belkide üşüttün ama yinede git duş al. Endişeleniyorum."

"Tamam Jisung."

Felix ruhsuz bedeni ile kalktı ve duşa girmeye hazırlandı. İçeriye girdi ve sıcak suyu sadece kendisine tuttu. Ve uzun uzun düşündü. Zaman kavramını unuttu sadece durdu öylece.

"Felix çıkmıyorsun bir sorun mu var?"

Cevap veremedi. Galiba hala aklı Hyunjinde.

"Felix, beni korkutma."

"İyiyim." Bir kelimesi ile bütün endişeni öldürdü. Aslında hayat tamamı ile böyleydi. Herşey senin kelimelerinle ya iyileşir ya da daha kötü olur. Buna alışmanız gerek.

Biraz zaman geçtikten sonra Felix duştan çıktı üstünü değiştirdi. Saçlarını kurulamadan, direkt kendisini yatağa attı. Üstünü sıkıca örttü. Bu gün onun için yeterince soğuktu.

Ayyy, nasıl oldu bilemedimm. Umarım siz beğenmişsinizdirr.💞

Görüşürüz💗💗💗

Concert's prince •HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin