26-Geçmiş

1.6K 154 71
                                    

Selam,

uzatmak istemiyorum, keyifli okumalar dilerim.

01.01.2024

"Burada düşüncelerin bile seni terk etti Lina, sen terk edilmeye mahkumsun."

LAVİN LİNA'DAN

Boğulacaktım, koşuyordum ama nereye bilmiyordum. Kafamın içine yankı yapan seslerle ellerimi kulaklarıma götürmek istedim fakat bozulan dengemle kendimi yerde bulmuştum. Bir anda gözlerim kanlanınca bakışlarım kontrolsüzce yere dönmüştü, yerde yükselen kanın tüm vücudumu kaplaması panikle sıçramama neden olmuştu.

"Ailen," yankılanan sesle bir daha sıçramış ve sesin kaynağını aramaya başlamıştım.
"Onlar nerede, merak ediyor musun? Lina."
Anlayamamıştım, biyolojikler neredeydi? Peki ya ben neredeydim?

"Sen," dedi o ses. "Geçmişindesin, kaybolduğun düşüncelerinin içindesin, ruhunu acıtan sözlerdesin. Kısacası hayatının içindesin, yani acının." Dediğinde yerdeki kanlar, oturduğum yerde neredeyse belimi geçmişti. O sırada söylediklerini neredeyse hiç umursamamıştım. Sahi, ne demişti? Benim hayatım bir acıdan ibaretti öyle değil mi? Düşünmek için kendimi ne kadar zorlasamda sanki aklımda hiçbir şey canlanmıyordu. Boşluğa bakıyordum ve bu boşluk can yakıcıydı.

"Burada düşüncelerin bile seni terk etti Lina, sen terk edilmeye mahkumsun." Sanki bir güç beni eliyle tutup duvara yapıştırmış gibi geriye sürüklendiğimde, nereden geldiğini bilmediğim sarmaşıklar tüm vücudumu ele geçirmişti.

Etrafa bakınmaya devam ettiğimde hissettiğim duygunun adı yoktu. Sadece duyduğum bağırış seslerinin nereden geldiğini merak ediyordum.

"Gerçekten yaşamayı hak ettiğini falan mı düşünüyorsun Lina? Tüm yaşadıklarını hak ediyorsun, ölmen gerekirken yaşaman bile sana verilmiş bir nimet olmalı. Neden yaşadığına şükretmiyorsun?" Sarmaşıklardan kurtulmaya çalışırken duyduklarım bir ok gibi saplanmıştı kalbime. Bir anda çığlıklarımla her yeri inleterek ağlamaya başladığımda aslında buna ne kadar çok ihtiyacım olduğunu fark ediyordum.

Nereden geldiğini anlamadığım ses ağlamam karşısında susmuştu, ben ise hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ediyordum. "Ben yaşadığım hiçbir şeyi hak etmedim! Ben bir şey yapmadım! Beni suçlamayı bırakın artık, ben çok yoruldum." Sona doğru sesim kısılmıştı. Derin nefesler almaya başladığımda karşımda biyolojikleri görmeyi kesinlikle beklemiyordum.

"Sen, her şeyi hak ettin Lina. Sen sevilemezsin, senin sevilmen oldukça adaletsiz olur. Bu yüzden her şeyin ve herkesin seni bıraktığı gibi onlar da seni bırakacak."

Onlar mı? Biyolojikler mi beni bırakacak?
Bırakmazlar ki, onlar her şeyi değiştireceklerdi hani? Benim abim olacaklardı. Ben şimdi yeniden mi tek kalacaktım? Bunu yapamazlardı!

"Hayır!" Diye bağırdım acıyla. "Siz beni bırakamazsınız, bırakmazsınız değil mi?" Sustuklarında gerçekten cinnet geçirecektim.
"Neden cevap vermiyorsunuz?" Hâlâ sustuklarında hayal kırıklığıyla bağırdım.
"İlk defa bu kadar güvenmişken beni bırakamazsınız, güvenimi yeniden kıramazsınız!"

"Ben buna izin vermeyeceğim! Her şey beni terk etmişken beni bırakmanıza izin vermeyeceğim!" Yeniden ağlamaya başlamıştım. Sadece ağlıyordum çünkü sarmaşıklar hareket etmeme izin vermiyordu.
"Sizler," derin bir nefes aldım. "Hayatımda gördüğüm en korkak adamlarsınız!"

LAVİNKde žijí příběhy. Začni objevovat