Küçük Adımlar

1.9K 111 3
                                    

Telefondaki adamın "durakta taksi yok gelince göndeririz" cevabının üzerinden yarım saat geçmişti.

Görkem Poyraz'ın sabırsız şekilde saate bakıp duruşunu izliyordu ve sonunda dayanamadı.

"Taksiciler tarafından ikinci kandırılışına tanık oluyorum" dedi alaycı  gülümsemesiyle.

"Sorma ya" dedi Poyraz. Bu adamın kendisiyle ilgili her şeyi hatırlama gibi bir özelliği vardı sanki. Güçlü bir hafızası olmalıydı.

"Acelen mi vardı?" diye sordu Görkem merakla.

"Evet aile yemeği için kız kardeşime davetliydim. Yağmur biraz azalsın diye burada bekleyeyim dedim ama görüyosun" dedi dışarısını işaret ederek.

Bu sırada Esin masalarına gelmişti "Beyler bir şeye ihtiyaç var mı?"

"Taksiye ihtiyacım var Esin keşke menünde olsa" dedi Poyraz somurtarak

"Arabana ne oldu?" diye sordu kız merakla. "Kaza falan mı yaptın yoksa?"

"Yok canım hemen aklına kötü bir şey geliyor senin de."

Omuz silkti kız "Ne bileyim ya sen arabasız gezmezsin de ondan sordum."

"Arabam araç muayenesindeydi, Gökhanın çalışanına verdim götürsün diye. Şimdiye kadar bırakırdı ama trafikte kalmış o da. Şimal de bekliyor öyle terslikler oldu işte." Görkem'e de Esine de açıklama yapar gibiydi.

"Hımm talihsiz olmuş Poyrazcım. Şimal napıyo? Kadıköy'de mi hâlâ"

"Evet aynı yerde. Ne yapsın ya iş güç işte" diye yanıtladı Esini

Kardeşinin ismini ve adresini bilecek kadar samimi oluşları Görkemin dikkatini çekmişti, Poyraz hakkında Esin'den bilgi alabilirdi demek ki.

Şimdi ise elindeki fırsattan faydalanma zamanıydı.

"Ben götürebilirim istersen" dedi Görkem. Teklifinde gayet samimi görünüyordu.

"Sağol Görkem hiç zahmet vermeyeyim ya taksi gelir heralde." ezberlemişcesine çabuk yanıtladı onu Poyraz.

"Lütfen artık bir taksiciye inanma. Neden zahmet olsun ya gel hadi"

Aynı arabada 1 saatlik yol. O ve Görkem ha, kabus gibi bir ortamdı hayal edilince.

Ama terapist Poyraz Bey'in kendi terapisti olarak iş gören beyni şunu emretti.

"Sorunların ve yapabiliyorsan korkularının  üzerine git"

"Peki gidelim" dedi Poyraz bir çırpıda resmen kendine meydan okuyordu.

Görkemin yüzünden önce şaşkınlık ardından sevinç ifadesi geçti kimsenin farkedemeyeceği kısacık bir anda.

"Ben bir lavaboya uğrayayım sonra çıkalım olur mu?"

"Tamamdır." diye onayladı Poyraz.

Görkem'in arkasından bakınca lavaboya değil de kasaya doğru ilerlediğini gördü. Bu numarayı da yemişti evet. Ama zaten kendisine kahve ısmarlamasını kabul etmişti itiraz etmek oyunbozanlık olurdu.

Telefonundan gelen bildirim sesiyle Görkem'i izlemeyi bırakarak mesaja baktı. Kız kardeşindendi mesaj

Şimal: Poyricim geleceksin değil mi? Duru çok özledi seni

Poyraz: Şartlar çok elverişsiz ama prensesim için geliyorum

Şimal: Aşkolsun biz neciyiz

Poyraz: Duru doğup hastane odasına getirildiği andan itibaren hepinizi sattım canım kardeşim

Şimal: Tamam anladık dayısın

Poyraz: 1 saate gelirim

Şimal: tamamdır. Babam acıkmış söyleniyo

Poyraz: Durunun çikolatalarından koy ortaya çaktırmadan yesin çok seviyo.

Şimal: Rıza Beyin şifresini ben küçükken çözebilseydin daha rahat bir ergenliğim olurdu.

Poyraz: Kocan da tüyo için yalvarıyo de vermiyorum

Şimal: ücrette anlaşamadın tabi Semihle

Poyraz: Aynen :)

Görüldü

Görkem lavabodan çıkıp yanına geldiğinde Poyraz çoktan kapının yanına gelmiş, kapşonunu kafasına geçirmişti. Uzun boyuna yapılı vücuduna rağmen sevimli bir çocuğa benzetti onu Görkem. Gülümsemeden edemedi ve Esinle vedalaşarak hızlıca yanına vardı.

"Hadi  artık gidebiliriz. İstersen bekle arabayı getireyim,ıslanma"

"Yok artık. Hem hava şartlarına uyumsuz giyinmiş olan da sensin" dedi üzerinde siyah deri bir ceket olan Görkem'e kendi kapşonunu işaret ederek.

"Haklısın. Neyse araba yakında sayılır"

Araba yakınsa da yağmur hızlıydı. Su birikintileri içine gire gire yürüdüler geniş otoparkta. Nihayet arabaya ulaştıp içine girdiklerinde Görkem ıslak saçlarını eliyle geriye taradı.Özensizliğin en güzel haliyle şekil aldı kumral tonlarındaki saçlar.

Islanmış deri ceketini çıkardı sonra ve ince beyaz tshirtüyle  kaldı arabanın içinde.

Poyraz da karşı koyamadı bu güzelliğe izledi bir süre. Uzun beyaz boynunda, kaslı kollarında,belirgin adem elmasında,dövmelerinde gezdirdi gözlerini sonra irkilerek normale döndü ve camdan dışarıyı izlemeye başladı en azından denedi.

Çok dar bir alandaydılar, malesef fazla yakınlardı. Poyrazın dürtüleri savunmasız haldeydi.

Görkemin sorusuyla ona doğru döndü:

"Sigara içebilir miyim? Rahatsız olursan içmem tabi"

Çok masum geldi ona soru sorarken. Poyrazın içinde çoktan indirdiği perdeler rüzgarla bir o yana bir bu yana uçuşuyordu sanki.

"Bana da verirsen neden olmasın" diye yanıtladı onu gülerek.

"İlk kez içten bir gülümseme" diye düşündü Görkem.Paketi ve çakmağı uzattı Poyraz'a.

Camı biraz aralayan Poyraz, sigarasını yaktı ve aldıklarını geri verirken eli Görkemin eline değdi. Toy bir oğlan oluverdi sanki birden, elini çekti ateşe değmiş gibiydi.

Görkem, sarışının bu tepkisine gülmeden edemedi; ama çaktırmamak için yanaklarının içini ısırdı.

Adamıbin beğeni dolu bakışlarından aldığı mesajı, tavırlarından alamıyordu asla. Oysa Görkem, kendisini beğenen birini anlayabilecek tecrübede olduğundan emindi.

Yönelimini kabullenemeyen biri olabilir miydi Poyraz? Ondan mıydı bu mesafesi? "Psikolog adam, herhalde bunu çözmüştür içinde" diye düşündü. Başka bir şey olmalıydı sorun.

Her zaman istediğini almaya alışkın biriydi Görkem, netti de bu konularda. Poyraz'a karşı fazla ısrarcı mı olmuştu acaba?

"Daha küçük adımlar" diye düşündü. Belki de doğrusu budur.








Saklambaç (BxB)Where stories live. Discover now