Gizlilik, Önemi ve Götürüleri

1.4K 100 7
                                    

"Poyraz Bey, Gökçe Hanıma randevu onayı için ulaşamıyorum. Numara kullanılmamaktadır diyor, ne yapalım?" diye soran asistanı Canan'a baktı Poyraz gözlüklerinin üstünden.

Zaten günlerdir stresini yaşadığı randevudan kurtuluşu için harika bir fırsat olduğunu düşünse de içindeki duyarlı yanı engel oldu buna.

Durumunu çok sağlıklı görmediği ve bu seanslarında bir psikiyatrist görüşmesi önerdiğini açıklamayı planladığı Gökçe'yi öylece bırakmak istemedi. Hele de Görkem magazin haberlerinde böylesine yer alırken.

İçindeki ses adeta "sen de o habere kudurmadın mı sanki" diye ona alayla gülermiş gibi hissediyordu Poyraz. Kudurmuştu en doğru tabiriyle, ikisini beraber gördüğünden beri kafasında başka bir şey yoktu. Gönderilerini beğenmekten ödü koptuğu magazin sayfalarında gezdiği gerçeğini utanç verici anıları arasına eklemişti.

Söz konusu duyarlı yanı, Gökçenin hâlâ aşık olduğunu eski sevgiliyle yatıp kaçan ve adama aşık olma sınırında gezen yanına kızgınlıkla el hareketi çekerken rahatsızca yüzünü buruşturdu. Kendi davranış ve hislerinin analizini bir süre yapmaması daha sağlıklı olacak gibiydi.

"Dosyasından formunu çıkar, acil durum numarasına yaz; ama nereden yazdığımızı söyleme terapi gördüğünü o kişiye söyleyip söylemedi mi bilmiyorum. Gizliliğe önem vermemiz lazım Canan."

Söyledikleri kendine bile karışık ve zor görünürken kıza baktı. "Sen en iyisi numarayı bana gönder de halledeyim."

Canan derin bir nefes verdi. Çay kahve istemeyen danışanlarına baktığı minnet ve rahatlama duygusuyla baktı Poyraz'a.

Telefonuna gelen numaraya göndereceği mesajı atmak için uygulamayı açtı Poyraz .İş numarası dışında kendi numarasını kullanacaktı bu iş için. Gökçeyle olan iletişimleri öylesine profesyonellikten çıkmıştı ki artık, bu yaptığı önemsiz bir ayrıntı gibi geliyordu ona.

0538..: Merhaba ben Gökçe Ilgın'a ulaşmak istiyordum ama

0505..: Ne alaka benimle Gökçe. Siz kimsiniz ayrıca?

0538..: Fazla bilgi veremiyorum ama tanıyorsunuz anladığım kadarıyla

0505..: Malesef tanıyorum ama uzun süredir bir ilgim yok. intihar falan mı etti yoksa

0538..:  öyle bir eğilimi mi var?

0505..: Bu nasıl bir görüşme ya ne konuşuyoruz şu an? Gökçe oyun mu oynuyosun benimle kızım? Şaşırmam ama yapsan da, normal değilsin çünkü. Her kimseniz söyleyin ona, uzak dursun benden

0538..: Görkem?/

0538..: Biliyorum garip bi soru olacak ama kimle görüşüyorum acaba

0505..: Böyle saçma oyunları hiç sevmem,korkum da yok Görkem ben. Götün yiyosa sen de söyle kimsin derdin ne? Gökçe eğer sensen de siktir git

Hasiktir diyerek elini alnına götürdü Poyraz. Gökçe acil durum olarak Görkemin numarasını vermişti resmen.

Sağlıklı bir karardan oldukça uzaktaki bu eylemin niteliğini düşünmeyi geçmişti, kendisinin bu işten nasıl sıyrılacağını düşünüyordu şu an Poyraz.

0538..: Çok özür dilerim güzellik salonumuza bu numara verilmiş de

0505: Kardeşim, hanımefendi, beyefendi? bunun için miydi o gizlilik gizemlilik. Siz de pek normal görünmediniz ama neyse. Gökçeyle alakam yok, bağlantım yok numaramı sistemden silin avukatımla uğraşmayın sonra

0538..: Peki efendim kusura bakmayın tekrardan

Rezilliğin ucundan dönmüş olan Poyraz sakinleşmeye çalışıyordu şimdi sandalyesinin arkasına başını yaslayıp.

Olayın detaylarını sonra düşünecekti şu an Görkemin ifadelerinin sertliğini değerlendirecek zaman değildi. Adamı seanslarda dinledikleriyle yeterince yargılamışken bütün tarafsızlığını yitirmişti zaten.

Mesleğini layıkıyla yapmaya çalışıp mütevazı hayatını devam ettirirken bir gün Gökçe kapıdan çıkıp gelmiş bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmamıştı sanki. Gökçenin suçu yoktu o bara giden kendisiydi. Bara gitmek de suç değildi ki. Neydi peki suç olan, canlı bir yunan heykelinden etkilenmek mi?

Evine gitmek zorunda değildin düşüncesiyle hesaplaşmak zorundaydı ama başlarken engel olamadığını devam ettirmemek elindeydi sonuçta.

Ünlüler, yeni ünlüler, ünsüzler eski ve yeni aşıklar, karşılıklı, karşılıksız, tek gecelik her türlü ilişki ve kavramlar kuraya girmiş ve bir torbadan çekilmeyi bekleyen kağıtlar gibiydi. Hepsi de Poyraz'ın hayatında toplanmıştı bu ara.

İşin içinden çıkmaya çalışırken kalbini de kaptırmıştı Görkem'e. Aklından çıkaramıyordu adamı hâlâ. 

Uzun zamandır yaşamadığı heyecanı ve hisleri yaşamıştı bir süredir, her şeyin en üst sınıra çıktığı o gecede ise yaşadığın farkına tekrar varmış gibiydi. 

Bedenin altında zevkle kıvranırken baygın bakışlarını ona dikmiş ve kendinden geçmiş o güzellik, şu an muhtemelen başkasıyla olan o adam, günün her anında Poyrazın zihninin misafiriydi.

Anılar yüzünden sertleştiğinin farkına varınca bir küfür savurdu. "Şimdi tam sırasıydı gerçekten de" diye söylendi.

"Görkem'in Gökçe'den böyle bahsedişine ve tavırlarına odaklan" dedi kendine başından beri bu yüzden kaçıyorsun ya ondan.

Peki Gökçe tamamen dürüst ve tarafsız mıydı? Belki ısrarlarıyla bıktırmıştı onu ya da kötü bir sevgiliydi. Hislerinden dolayı onu savunmaya geçiyorsun Poyraz
şiddet savunacaksın neredeyse düşüncesiyle utandı kendinden. Meslek etiği,kendine olan saygısı ve mutluluğu arasında bir seçim yapması gerekiyordu sanki.

Görkeme koşmak istiyordu her şeyi siktir edip. "Hayatımın içine et; ama bana öyle bak, bana öyle dokun yine. Sana doyur beni." diye kapısına giderdi mesela en ilkel en karanlık hisleri bedenini ele geçirse.

Gökçeyi beyninde taşımaktan vazgeçmiş Gökçe olmuş gibi hissetti o an kendini öylesine çaresiz öylesine kendine düşman. 

Ona dar gelmeye başlayan ofisten kurtulup hava almak için balkona çıktı üzerinde sadece ince bir gömlek varken. Ama soğuğu hissstmiyordu bile. Balkon demirlerine dayanmış derin nefesler alırken korktuğu başına geldi artık dramatikleşen hayatına uyumlu olarak.

Yan balkondan, çatılmış kaşlarıyla ve elleri haki rengi parkamsı uzun kabanın cebinde ona bakıyordu Görkem endişeyle.

"İyi misin sen?"

Kırgın maviler çaresiz mavilere kenetlenirken " Hayır ve artık bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yok Görkem" dedi Poyraz acı bir gülümsemeyle.









Saklambaç (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin