Demlendim Kollarında, Ateşinde

576 43 3
                                    

Poyraz'dan

Görkem önümden yürüyüp beni hızlı adımlarıyla yatak odasına yönlendirirken kalbim bulunduğu yeri sarsarcasına çarpıyor, bedenimse gönüllü şekilde onun yörüngesinde hareket ediyordu.

En yakınında olmayı çok özlemiştim ve beni affedip aramızdaki bir duvarı daha kaldırmaya istekli oluşu sebebiyle bulutların üzerinde gibiydim.

Son zamanlarda, tatsız yanlış anlaşılmalar yüzünden yoksun kalacağım o ihtimalleri düşündükçe delirecek gibi oluyordum çünkü sık sık.

Dünyasına dahil oldukça onunla paylaştıklarımı, benim için ufak karakol maceramız için bile göze aldıklarını düşündükçe ona attığım hiçbir adım hızlıymış gibi gelmiyordu artık; hatta içimdeki o mantıkla bağımlılık ilişkisi içerisinde yaşayan Poyraz'ın itirazları duyulmuyordu bile.

Bu odaya bugün ikinci girişimdi, sabaha karşı Görkemin ısrarıyla geldiğimiz evinde yatağını gerçekten de sadece uyumak için kullanmıştık. Ateşle barut bir araya gelsede ve sadece kendi içinde yanmıştı her biri.

Tadını bildiğiniz lezzetli bir yiyecek masada ve sahipsizken ona uzanamamak gibi bir histi de diyebilirim irademi zorlayan o anlara.

Bu kez her şey çok tanıdık hem de çok yeniymiş gibi hissettiriyordu.

Elimin içinde sıkıca sardığım avucundan bile hissettiğim alev alev yanan teni ve baskın turunçgil kokusu çok tanıdıktı mesela. Zaten aklınıza kazıdığınız, yoksunluğunu çekecek kadar etkilendiğiniz  duyuların tanıdık gelmesinde de anormal bir durum yoktu.

Ne istediğini bilen ve istediğini almayı normalleştirmiş o tavrıyla bana rehberlik ederek karanlık yatak odasınsa adımlıyordu sevgilim. Beni istiyordu ve kabul etmem uzun da sürse ben zaten çoktan beri onundum.

Farklı olan kısım ise kendime itiraf edebildiklerimdi bu kez. "Bu adam sana zarar verebilir" uyarıları yerine artık "bu adam senin ihtiyaç duyduğun o sıcaklık, o heyecan... Yıllar sonra gerçekten yaşadığını hissetmeni sağlayan o kutsal kaynak" diyordu beynim.

Göğsümden sertçe iterek sırtımı yatakla buluşturduğunda gülümsedim keyifle. Özlemimin karşılıklılığı ve onun bu derece sabırsız olması gururumu okşuyordu.

Derin bir nefes verip giysilerini aceleyle çıkararak üzerime çırılçıplak şekilde uzandı ve kasıklarını benimkine dayadı zaman kaybetmeden. Sertliklerimiz birbirine sürterken Görkemin dudakları boynumdaki yumuşak deriyi aralarına alıp sıkmaya başlamıştı bile.

Sıcak nefesinin yarattığı ürperme hissim, burnunu dayayıp kokumu uzun uzun içine çekmesiyle bana hissettirdiği tutku ve özlemle birleştirdiğinde o meşhur mantığım bile kolayca ikna oluyordu sevildiğime.

Zaten benim dün geceki itirafımdan sonra dile de getirmişti bunu Görkem. Açık sayfalarla yaşıyordu yine, o sayfaları sevgimle süslemek benim en büyük isteğim ve planımdı artık.

Oyunbozanlık yapmak istemesem de duyduğum dayanılmaz ihtiyaçla dudaklarımdan döküldü onu güldüren talebim. Belki de yalvarırcasına çıkan sesimdi onu tebessüm ettiren bilemiyordum.

"Işık... Seni görmem lazım Görkem, lütfen" dediğimde başını artık nerddeyse hep oraya ait olduğuna inanmaya başlayacağım boyun boşluğumdan çekmeden el yordamıyla bulduğu düğmeye bastı ve yatağın kenarındaki aplik loş ve sarı bir ışık doldurdu odaya.

Onu sahnedeki ilk görüşlerimi andıran tanıdık hissi andıran,aslında günlük hayatta sıradan sayılabilecek bir ışıkla buluşma anıyla bile nefesim kesildi tekrardan.

Saklambaç (BxB)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora