Medeniyet Dediğin...

1.3K 99 19
                                    

Kaderin ağlarını ördüğü anların birinde yine karşılaşmışlardı işte. Ya da aktif çalıştıkları ofisleri yan yana olan iki sıradan insanlar diyeydi bu tesadüf bilinmez.

Sıradan iki komşu olmalarını kolaylıkla bozan gerçek, birbirlerine duydukları yoğun hislerdi. Yoğun bir tutku, yoğun bir özlem, yoğun kızgınlık ve kıskançlık...

Düşüncelere boğulduğunu hissettiği an kendini attığı ofisinin balkonu, Görkemin de şans eseri yaptığı o gereksiz telefon görüşmesinin sinirini atmak üzere sığındığı balkona komşuydu.

İlişkinin başlangıç anlarında, güzel günlerinde yaratıcının, ya da inanılan kavram neyse, bir işareti gibi algınan denk gelişler kriz anlarında ise şanssızlıkla özdeşleşiyordu.

"Neden iyi değilsin" dedi Görkem. Onu böyle görünce endişelenip kızgınlığını unutmuş gibiydi bir anlığına.

"Karışık işler Görkem Akay" dedi Poyraz göz kırparak

"Konu her ne ise kaçarak daha da karıştırmışsındır sen kesin" dedi Görkem fırsatı kaçırmayarak

" Anlamadım kar tanesi"

" Pardon ben senin kadar medeni olamıyorum sanırım Poyraz" dedi göz devirip. Ardından da "ya da pişkin mi desem" diye mırıldandı.

Adamın hâlâ şaka yapabiliyor olmasına sinirlenmeden edemedi. O an empati perileri kanatlarını kullanarak sekizinci kata kadar çıksa ve geçmiş maceralarındaki tavırlarının nasıl göründüğünü Görkem'e büyük bir ekrandan izletseler bu etkiyi veremezlerdi kesinlikle.

" Ya aslında ben de çok medeni sayılmam ilişkini tebrik etmedim sonuçta Görkem."

Eklemeden edemedi " Benimleylen var mıydı minik divan?"

" Bi biz vardı yani ortada kabul ediyosun" diye kaşlarını kaldırdı Görkem.

Poyraz sesini alçalttı elinden geldiğince

" Yattık biz farkındaysan şimdi de sevgilisi olan biriyle mi yattım diye merak ediyorum"

" Yoktu" dedi Görkem sinirle "sonrasında oldu rahatladın mı?"

Aralarındakini sadece yattık olarak nitelendirmesiyle delirip mantığından uzaklaşmıştı bir an. Çocuklaşmadan edememişti, etik değerleri ortamı terk ederken Alyayla olan anlaşmalarını istemese de Poyraz'a karşı kullanmıştı işte.

" Sevindim önem veririm ben sadakate. Sen sadık mısındır ilişkilerinde Görkem? şimdi burda benimlesin falan ya mesela ayıp oluyo mudur kıza?"

" Poyraz iyi misin sen?sarhoş falan mısın?" Görkem balkonun en köşesine yanaşarak konuştu.

" İyi değilim dedim ya" diyerek omuz silkti Poyraz

"Randevun mu kötü geçti yoksa?"

Poyraz anlamsızca baktı " Hangi randevum?" dedi çattığı kaşlarıyla

Görkem dişlerinin arasından konuştu sinirle " Geçen gün konuşuyodun ya arkadaşınla randevu konusunu"

İçine yayılan minik sevinç dalgasına anlam veremeyerek yanıtladı Poyraz. Sevgilisi olan taraf olarak ona hesap soruyordu şu an Görkem.

" Evet ya kötüydü. Çocuk küçükmüş biraz. Ben 30 uma geliyorum o 26 falanmış. Çok genç bence, uyum sağlayamayız dedim. Özgüvensiz gibi kendimden çok küçüklerle takılıp onları istediğim gibi yönlendirmeye çalışacak kadar ezik miyim yani? Değil mi ama Görkem"

Görkem kendini tutmaya çalışsa da engel olamadığı kahkahayı bastı birden.

"Var öyleleri değil mi ya? Neyse ki sen aklı başında ve tutarlı bir insansın da uzak durmuşsun bu tehlikeden.Neyse benim içeri girmem gerek ama aklım da sende kalacak hadi beraber girelim."

"İyiyim ben merak etme" dedi Görkem'e.

" Tamamdır görüşürüz sonra, buralardayım sonuçta. Umarım sorun neyse düzelir. Her şeye rağmen konuşmak istersen burdayım" dedi ve bir baş selamı verip içeri girdi Görkem.

Her şeye rağmendeki o kırgın vurguyu fark edecek bilinç halinden çok uzaktaydı ne yazık ki Poyraz.

Son zamanlarda yaşadığı en garip diyaloglardan birinin bitimiyle orada bekledi biraz daha. Soğuk hava yüzüne çarparken Görkem yokken bulunduğu yerin ona ne kadar anlamsız geldiğini fark etti. Adamın birkaç dakikalık varlığı bile kendine alıştırıp gidişinin hüznünü düşürüyordu içine.

Çaresizce iç çekip saatine baktı ve randevu saati yaklaşmış danışanını karşılamak için içeri girip masasına yerleşti.

1 saat sonra

"Betül Hanım buyrun devam edin lütfen" diyerek 50 yaşlarındaki danışanına baktı Poyraz samimi bir ifadeyle.

Kadın üniversite çağındaki başına buyruk olarak nitelendirdiği oğluyla mücadele ederken yorgun düşmüş, çocuğun sınav stresi yanlış arkadaş seçimleri ve  babasıyla olan sert çatışmaları yüzünden adeta yaşama sevincini kaybetmiş ve kendini burada bulmuştu.

" Peki uyku sorunlarınız devam ediyor mu? İlaç takviyesiz uyuyamıyorum demiştiniz geçen seansımızda"

Betül Hanım soruyu cevaplamak tam ağzını açmıştı ki dışarıdan gelen bir kadın çığlığıyla donup kaldı ikisi de.

Poyraz ofisinden koşarak çıkarken Canan korkuyla masasında oturmuş olaylara anlam vermeye çalışıyordu. Adam kapıya yaklaştıkça artan seslerden olayın koridorda gerçekleştiğini tahmin etti ve kapıyı açtığında karşısında gördüğü üçlüye gözleri büyüyerek baktı.

Seslerin kaynakları ise; acından çığlık atan Alya, ellerine Alya'nın uzun kızıl saçlarını dolamış Gökçe ve ikisinin arasında kalmış tırnak ve şans eseri zayıf tekme darbelerine maruz kalarak onları ayırmaya çalışan Görkemdi.














Saklambaç (BxB)Where stories live. Discover now