39.Bölüm

1.9K 126 2
                                    


ATEŞ'TEN

"Yekta"

" Alo Ateş evde misin? Sana geliyorum."

" Evdeyim. Gel bekliyorum."

" Tamam abi 5 dakikaya oradayım."

Telefonu kapatıp cebime koydum.

Eylül'ün yanına uğramadan aşağı indim.

Bugün fazlasıyla gerilmiştim. Kendime bir viski alıp salona geçtim. Yekta geldiğinde ona da viski ikram ettim.

"Ne abi bu suratın. Yüzünden düşen bin parça"

"Yok bir şey"

"Var bir şey var. Daha kaç gün oldu evleneli. Bugün yasta gibisin."

Koltukta arkama yaslanıp derin bir nefes aldım. Yekta yakın arkadaşımdı. Eylül ile aramdaki mevzulardan haberi vardı.

"Bugün de imam nikâhı kıyıldı ona bakarsan."

" sorun ne peki ne oldu?"

" Ne olacak. Eylül'ün havası değişsin diye dışarı çıktık yemeğe. Restorana bir gittik. Bütün çakalların gözü üstünde. Giymiş kısacık bir elbise deli etti zaten beni."

Yekta viskisinden bir yudum alıp oda arkasına yaslandı

"Sorun bu mu yani? kısa elbise giymesi mi?"

Kaşlarım çatıldı.

"Oda bir sorun tabii de. Yemeği burnumdan getirdi. Laf sokup durdu. Şerefsizin biride Eylül'ü kesip duruyordu yandan yandan. Zaten sinirliyim. Adamın tuvalette gittiğini gördüm. Bende arkasından gidip bir güzel patakladım. Bütün hıncımı aldım derken. Eylül'ün yanına bir gittim. Benim masama oturmuş bir adam. Yine geldiler bana tabii. Onunda burnunu kırdım. Yemek zehir oldu anlayacağın." dediğimde, Yekta sırıtıyordu.

"Ne gülüyorsun oğlum komik mi?"

Hemen kendini toparladı.

" Yok abi komik değil de, sizin de olaysız gününüz yok maşallah. kaostan falan mı besleniyorsunuz?"

"Eylül rahat durmuyor ki. Ne zaman ılımlı yaklaşayım desem, yok olmuyor. birbirimizi yerken buluyoruz kendimizi. Bana inat yapıyor. aklınca böyle intikam alıyor."

" Yenge sana çektirecek gibi. İşin var anlayacağın."

" Onu anladık zaten oğlum. Ne yapalım katlanacağız." Dedim. Viskilerimizi içip sohbete devam ettik. Saat baya geç olmuştu. Yekta alkol içtiği için burada kalmasını söyledim.

" Yarın beraber geçeriz şirkete. Geç misafir odalarından birine uyu"

" tamam abi. Hadi iyi geceler sana"

Yekta odasına gidince, bende odama çıktım. Eylül uyuyordu. Yanına uzanıp onu izledim her zaman ki gibi. Saçlarını okşadım. Ezberledim yüzünü. Uyurken ne kadarda masumsun. Anca uyurken böylesine seve biliyorum seni. Güzel kadınım benim. Güzel ve hırçın kadınım.

Sabah gözlerimi açtığımda Eylül'ü bana sarılmış halde gördüm. Bu olay gülümseme me sebep olurken, ona doğru iyice döndüm. Yanağını okşayıp saçlarının kokusunu içime çektim. Hayalini kurduğum her şey tek tek oluyordu. Sevdiğim kadın yatağımda, yanımda nefes alıyordu.

Ben onu doya doya izlerken birden gözlerini açtı.

Zümrüt yeşili gözlerine doya doya bakmak vardı ama ben gözlerimi kapatmayı tercih ettim. Benim uyuduğu mu düşününce bir süre hareketsiz kaldı. Sonra yavaşça yanımdan kalkmaya çalıştı. Daha bir sıkı sardım kollarımın arasına. Yine huysuzlanmaya çırpınmaya başladı

Dedim ya, Eylül'düHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin