10.Bölüm "Peri Tozu"

5.1K 432 78
                                    

Gözlerimi araladığımda gördüğüm ilk şey Sehun'un uyuyan yüzü oldu. Normalde her zaman çatık olan kaşları gevşemiş, gergin yüz hatları rahatlamıştı. Bir melek tarafından öpülmüş gibiydi. O kadar güzeldi ki kalbim ağrıdı.

Kendimi durduramadan parmaklarımı onun pembe dudaklarında gezdirdim. Ama o dudaklar birden parmağımın etrafına kilitlenince gözlerim kocaman oldu.

Diğer kolum vücudumun altında kaldığı için ayağımla onu itmeye çalıştım.

"Yah! Sehunnie!" Oyunbaz bir ışıkla parlayan kahverengi gözleri benimkileri buldu. Parmağımı bırakmak yerine ısırdı. Beni utandıracak kadar tiz bir çığlık attım. Güldü ve parmağımı emip bıraktı. Bir kenara ittiğim sabah ereksiyonum kendini belli etti birden.

"Kendimi vitaminlere boğacağım." diye homurdandığımda bana anlamamış bir şekilde baktı. O kadar şirindi ki güldüm ve dudaklarına bir öpücük kondurdum.

"Bu ne içindi?" diye sordu hafif bir şekilde gülümserken.

"Seni öpmek için bir sebebe mi ihtiyacım var?"

Başını iki yana salladı ve burnumun ucunu öptü. "Benim seni öpmem için de bir neden gerekmiyor."

O anda, birden dişlerimi fırçalamadığımı fark ettim. Gözlerim büyüdü ve elimi ağzıma kapattım. Bir de onu öpmüştüm.

"Ne yapıyorsun?" diye sordu ben yataktan kalkmaya çalışırken.

"Dişlerimi fırçalamadım." Benimle birlikte kalktı. Gülüyordu.

"Ben nane kokan bir ağızla uyanmıyorum. Sakin ol."

Birlikte banyoya girdik. "Diş fırçamı atmamışsın." dedi şaşırarak.

"Yine gelmeni bekliyordum." Yeşil renkte fırçamı aldım. O da kendi, mavi fırçasını aldı. Macunu önce o sürdü sonra bana uzattı.

Aynayı paylaşmak bile beni mutlu etmişti. Yanımda Sehun'la uyanmıştım ve evli çiftler gibi aynı anda dişlerimizi fırçalıyorduk. Ağzımı çalkalayıp tükürdüm. Sehun da beni tekrar etti.

"Sen tıraş oluyor musun?" dedi çenesiyle jileti gösterirken. Ona yandan bir bakış attım.

"Benim de sakallarım çıkıyor."

Burnundan güldü ve uzanıp çeneme dokundu. "Şeftali  tüyü belki. Ama sakal? Hayır."

Ona kötü kötü baktım ve yatağı dağınık bırakıp mutfağa geçtim. O hala odadaydı.

"Bugün bir şey mi yapsak?" diye seslendim. Dolaba bakınırken.

"Dinlenmen lazım." diye seslendi o da. Akşamdan kalma çorbası diye geçen çorbadan yapmak için malzemeleri çıkardım.

"Çok bunaldım." diye homurdandım. Mutfağa geldiği için sesimi yükseltmemiştim.

"Evden çıkmıyoruz." dedi itiraz istemiyorum ses tonuyla.

"Ben evde tıkılı kalacaksam sen de benimle kalacaksın." dedim pilav makinesine pirinç eklerken.

"Fark ettiysen çoğul konuştum başımın belası."

Ona omuzumun üzerinde bakıp gülümsedim.


**



Sehun birkaç parça eşya almak için eve gitmişti sadece. Ailesine ne demişti bilmiyorum ama 2 gece boyunca bende kaldığı halde arayıp sormamışlardı bile. Bu süre boyunca tüm dışarı çıkalım ısrarlarımı kulak ardı etmişti. Evde kalmış bir milyon tane kadar film izlemiştik.

I Dare You To Kiss Me, Oh Sehun!Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum