17.Bölüm "Aman Tanrım"

4.3K 358 147
                                    

Öğretmen tam olarak ben Sehun'un kucağındayken girdi sınıfa. Boğuluyormuş gibi bir ses çıkarınca Sehun'la birbirimize bakıp sırıttık. Kalkıp kendi sırama oturdum ve öğretmene bir bakış attım. Tüm yüzü kıpkırmızı olmuştu.

"Bay Ryang!" dedi uyarı dolu bir sesle. "Müdirenin odasına gidin."

Tek kaşımı kaldırdım ve gitmek için hareketlendim ama Sehun omzumu tutarak kalkmamı engelledi.

"Birinin gitmesi gerekiyorsa ben giderim." dediğinde öğretmenin yüzü kırmızıdan mora dönmeye başladı. Dudağım istemsiz olarak kıvrıldı.

"Yani, çok da gerek yok sanırım." deyip kitaplarını masaya bıraktı. Boğazını temizledi. "Derse başlayalım mı?"

Teneffüs zili çalana kadar sıkıntıdan tam anlamıyla patladım. Zil çalınca hemen ayaklandım.

"Bahçeye çıkalım mı?" diye sordum Sehun'a. Sehun, Woo Bin'e bir bakış attı. O dönünce ben de o tarafa döndüm. Bize baktığını gördüm. Yüzünde garip bir gülümseme vardı. Bu beni çok huzursuz etmişti.

Ona daha fazla bakmamı engellemek ister gibi ayağa kalktı. "Hadi gidelim."

Birlikte sınıftan çıktık ve bahçeye indik. Bahçede turlarken "Neden bu kadar sessizsin?" diye sordum. Sehun yalnızca kafasında bir plan kuruyorken bu denli sessiz ve dalgın olurdu.

"Woo Bin'in ilk hamlesinin ne olacağını düşünüyorum."

Dudaklarım aşağı büküldü. "Ben de bilmiyorum."

"Teorime göre herkesin içinde yakalamaya çalışacak seni. Cevap vermek zorunda kalacağın bir ortamda."

Bir süre düşündüm. "Bu tam onun tarzı gibi görünüyor. Ama böyle bir ortam bulamaz."

"Belli olmaz. Kafasında bir plan olduğuna eminim."

Uzanıp onun elini tuttum. "Benim sevgilim bir çete lideri. Başa çıkabileceğimden eminim."

Bana baktı. Elimin üstünü başparmağıyla okşadı. "O hamlesini yapmadan önce ona kiminle uğraştığını görmesi için çocukları yollamak da seçeneklerimin arasında."

Güldüm. "Bu benim meselem. Çocukların karışmasına gerek yok."

"Bizim meselemiz." diye düzeltti.

Başımı salladım.

"Luhan kafanın karışık olduğunu, daha da karışabileceğini biliyorum." dedi beni kendine döndürüp. "Ama biz seninle bir ilişkinin içindeyiz. Seni kaybetmeye niyetim de yok. Bu yüzden sana istediğin şeyleri vereceğim. Karar vermen gerekiyorsa beklerim kararını. Ama asla boş durmayacağım. Beni seçmen için elimden geleni yapacağım."

Sözleri gözyaşı kanallarımın açılmasına neden oldu. Dolu dolu gözlerle ona baktım.

"Woo Bin geçmişimin önemli ama acı dolu bir parçası. Evet, hala tereddüde düşüyorum, refleks gibi benim için. Ama seni kaybedeceğim hiçbir şey yapmam Sehunnie." Biraz duraksayıp aramızdaki tek adım mesafeyi kapattım ve kafamı geriye atıp gözlerinin içine baktım. "Bu kadar anlayışlı olduğun için teşekkür ederim."

Uzanıp gözkapaklarımı öptü. "Sen benim en karanlık anıma şahit olduğun halde beni bırakmadın Bambi. Senden uzaklaşmam için aptal olmam gerekir."

Zilin gürültülü bir şekilde çalışı aramızdaki elektriğin sekmesine neden oldu. Okula doğru yürürken omzuna bir öpücük bıraktım. Bir şey söylememe gerek yoktu. O zaten beni anlıyordu.

I Dare You To Kiss Me, Oh Sehun!Where stories live. Discover now