0.3

6.8K 420 181
                                    

Nasılsınız??

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın.

Sizleri çok seviyorum, keyifli okumalar💖

______________________________________

Nakkaşhaneye biri girmişti ancak hiç o tarafa bakmadan işime devam ettim.

Yanımda iki gölge hissedince kafamı kaldırıp baktım.Gözlerim hafif açıldı.Birisi dün beni padişahın yanına çağıran adamdı ve diğeri de ağaydı.

"Kalk nakkaşçı Leo, işimiz vardır." dedi."Bugün mü?" dedim adama."Evet." dediğinde bir nefes verdim.

"Erken değil mi?" dediğimde kaşları hafif çatıldı."Padişahımız nasıl isterse öyle olacak, nakkaşçı." dedi.Sinirlensem de bir şey demeden ayağa kalktım.

"Ama eşyalar bana lazım ." dedim bozuk Türkçeyle."Aldırırız." dedi."A şey var bir de.Osman ustaya haber verdi mi siz?" dedim.

"Verdik nakkaşçı,verdik.Hızlı olman gerekir." dediğinde kafamı salladım.Tam bir daha soru soracağım zaman adam "Soru sorma artık nakkaşçı." dedi.

Kafamı salladım.O önümden yürürken bende peşinden yürümeye başladım.

.

Atlı arabalarla gelmiştik.Atlar durduğunda korku ve heyecanla yutkundum.Perdeyi açtım ve indim.

Gördüğüm saray ile ağzım hafiften açıldı.Çok büyüktü.Hele bahçesi o kadar şahaneydi ki ağzım açık kalmıştı.Etrafa hayran hayran bakarken adam "Bakma öyle etrafa, bizi takip et." dedi.

Bir şey demeden onu takip etmeye başladım.Bir yandan da etrafı inceliyordum.Sonunda durduğumuzda karşımda gördüğüm padişah ile hemen selam durdum.

Kafamı biraz yukarı kaldırdım ve suratına baktım.Padişah koltuğa oturmuş, elindeki üzümü yiyordu.

Kafamı sağa doğru çevirdiğimde gördüğüm şeyler ile kaşlarım kalktı.Sultan kıyafeti giymiş kadın ve erkekler bir yerde toplanmış oturuyorlardı.Birisi ile göz göze geldiğimde hemen kafamı çevirdim.

"Tam zamanında geldin, Leo." dedi.Bir şey demedim."Hadi o zaman geç karşıma da çiz nakışımı." dediğinde kafamı salladım.

Eşyalar hemen gelmişti.Padişahın karşısına geçtim ve elime fırçayı alarak çizmeye başladım.

Bir süre sonra padişahın sesi ile irkildim.Dalmıştım.

"Şu anlık bırak Leo, yorulmuşsundur." dediği zaman kafamı salladım.
"Tamam padişahım." dedim.

Padişah yerinden kalkıp sultanların olduğu yere giderken ben arkasından bakıyordum.Yanımda hissettiğim bedenle sağa tarafıma baktım.

Bir çocuğun deryaları hatırlatan gözleri ile bana baktığını gördüm.

Üzerindeki kıyafetlerle bir sultanın evladı olduğu kesindi.

"Merhaba." dedim neşeyle."Merhaba." dedi o da kısık sesiyle.

"Noldu, neden geldin?" dediğimde "Türkçe bilmiyorsun." dedi gülerek.

"Öyle deme, ben biliyor bir şeyler." dediğimde tekrar güldü.

Bazen dilim sürtüşüyordu.Ama böyle de alay etmek olmazdı yahu.

Suratım asıldığında gülmesini kesti."Ben seni üzdüysem beni isti'fa-yı kusur yap." dedi.

(İsti'fa-yı kusur, özür dilemek demektir.)

"Ha?" dediğimde kahkahalarla güldü."Ne demek olduğunu bilmiyorsun iştee." dediğinde suratına öylece baktım.

PADİŞAH/ GAY Where stories live. Discover now