1.5

4.1K 271 86
                                    

Selamm nasılsınız??

Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayınn

Keyifli okumalar

______________________________________

İlahi bakış açısı..

Emine Kalfa, başka kalfalar ve bir kaç ağa hızla gözdelerin, ergözdelerin kaldığı yere geldi."Herkes baksın buraya!" diye bağırdı Emine Kalfa dikkat çekmek için alkış yaparak.

Herkes ona doğru döndü."Hepiniz gidiyorsunuz." dediğinde Eflatun hızla ayağa kalktı ve "Ne demek hepiniz gidiyorsunuz?!" diye sinirle bağırdı."Duydun!" dedi Emine Kalfa.
Başını dik tutarak "Hünkarımız haremi kapatma kararı almıştır, hepiniz sıraya girin.Yaşı geçmiş olanlar evlenecek, diğerleri ya eski saraya ya da şifahaneye yardım etmek için gidecek." dedi Emine Kalfa.

"Ne demek bu, hünkarımız böyle bir şeyi nasıl ister?!" diye çığırdı Eflatun.'Kesin o İtalyalı gidi için yaptı.' diye aklından geçirdi de.
"Zorluk çıkarmayın, yoksa ağalar gerekeni yapar." dedi bir kalfa.Eflatun sinirli bir nefes verdi ama hiçbir şey yapamayacağını bildiği için sıraya girdi.

Diğerleri de sıraya girince ağalar bir kenarda durdu, kalfalar da yoklamayı almaya başladı.Emine Kalfa ise kenarda sorun çıkaracak olanları bekliyordu."Emine Kalfa!" diye bir ses gelince oraya döndü.Leo'yu görünce gülümsedi."Ne oldu?" dediğinde Leo eliyle 'gel gel' yaptı.

Emine Kalfa etrafına kısaca bakıp Leo'nun yanına gitti."Noldu?" dedi ona.Neden geldiğini merak ediyordu.Leo ise saldırıya uğradığında onu kurtaranın Emine Kalfa olduğunu bildiği için ona teşekkür etmek istiyordu.

"Ben sana minnettar Emine Kalfa, beni sen kurtarmak." dedi gülümseyerek.Emine Kalfa bir nefes verdi."Hiç önemli değil.Merak etme, o Mustafa denen ağa cezasını da çekecek.Hünkarımız onu mapusta bekletiyor." diye fısıldayarak konuştu.

Leo aklına gelen olayla yüzü düşse de sonlara doğru yüzünde bir gülümseme belirdi."Tamam, ben şimdi gidecek ama sen ne yapıyor?' dediğinde Emine Kalfa memnuniyetle gülümsedi."Türkçen düzeliyor, Leo.Her neyse hünkarımız haremi kapattırdı ya, yaşı geçenleri evlendireceğiz, diğerleri ya eski saraya ya da şifahaneye gidece-" derken bir kalfa bağırdı.

"Eski Ergözde Eflatun, haddini aşma!Derhal eski saraya gideceksin." dedi.Emine Kalfa "Ben gidiyorum Leo, sonra konuşuruz." dedi."Tamam." dedi yeşil gözlü çocuk.Emine Kalfa hızla içeriye girdi.

...

Murat Han divan toplantısından sonra Beyazıd paşaya "İntikamını alacağım, paşa." diyerek söz vermiş ve sinirle orayı terk etmişti.O kadar korkutucu görünüyordu ki Venedik elçisi bile yerinde tir tir titremişti.

Murat Han oradan çıktığı an arkasında ki birkaç yeniçeri ile Mustafa ağanın bekletildiği mapusa gitti."Açın kapıyı." demesi üzerine  kapıda bekleyen ağa kapıyı açtı ve ona yol verdi.

Padişah yavaş ama sinirli adımlarla içeri girdi.Yerde açlıktan ve susuzluktan, üstüne dayak yediği için harap olmuş adama baktı."Kaldırın şunu." diye konuşunca yeniçeriler hızla kaldırdı onu.Murat Han hızla bir yumruk savurdu ona."Sen kimsin de benim sultanıma saldırırsın, ha?" diye boğuk sesiyle konuşup bir kez daha yumruk attı.

Yeniçeriler korkuyla geriye giderken Murat Han hem Venedik tarafından kendisine 'genç ve toy' denmesi ve bu ağanın Leo'ya saldırması üzerine daha da sinirlenmişti.Ona yumruklarını savururken ağa "Hünkarım, acıyın." diye bağırıyordu.

Murat Han bir anda durup onun suratına baktı."Kim tuttu seni?!" diye sinirle bağırınca Mustafa ağa yutkundu."K-Kimse tutmadı." dedi."Demek kimse tutmadı." derken yumruklarını onun suratına vurmaya devam ediyordu Murat Han.

Mustafa ağanın üzerinden yavaşça kalktı ve kapıda ona korkuyla bakan ağaya döndü."Bunun kellesi alınmayacak, bu kadar çabuk olmaz.Yaşayacağı kadar yemek ve su verin.Konuşacağı zaman haber verilsin bana!" diye fısıldayıp orayı terk etti.

Arkasındaki yeniçerilerle birlikte yürürken kan olmuş ellerine baktı.Sinirle tısladı ve dairesine gitti.Kapıdaki ağa"Hünkarım, siz divanda iken valide sultanımız buraya gelmiştir, sizinle görüşmek isterler." deyince padişah bir nefes verdi."Çağırın, validemi." diyerek içeriye girdi.

O ellerini yıkarken ağalardan biri valide sultanı çağırmaya gitti.Kısa bir süre sonra kapı çalındı.Padişah kendine çekin düzen verip ellerini arkada birleştirdi ve "Gel." dedi.Valide sultan sinirli bir yüz ifadesiyle ve hızlı adımlarla padişahın karşısına geçti.

"Sen nasıl haremi kapattırırsın, nasıl bir karardır bu?!" derken gözlerinden ateş fışkıracak gibiydi valide sultan'ın."Benim kararlarımı sorgulayamazsınız, validem." dediğinde valide sultan "Ben senin validenim!" dedi.

"Bende bu cihanın padişahıyım." diye karşılık verince, valide sultan gözlerini kısarak baktı ona."Senin bu gözlerindeki ateş, hiç yabancı değil Murat." dedi, ne dediğini bilemeyerek.
"Babana benziyorsun." dedikten sonra hızla arkasını dönüp çıktı o daireden valide sultan.

Murat Han bir nefes verip arkasını döndü.Terasına çıkıp aşağıya baktı.Kollukları iki eliyle sıkıca kavradı.Biraz sonra kapının çaldı, ancak farkında değildi padişah.Kapı açılınca içeriye Leo girdi, etrafına baktı ama kimsecikler yoktu.Yavaş adımlarla terasa girdi, tam o an korkulukları sıkıca tutmuş, aşağıya bakan padişahı gördü.

"Murat." dediğinde, duyduğu ses ile daldığı yerden ayrıldı ve arkasına döndü."Meftun olduğum?" dedi şaşkınca."Ne zaman geldin?" diye ekleyince, Leo şirince kıkırdadı."Şimdi geldi ben padişahım." diyerek hünkarın yanına adımladı.

Yanına geldiğinde padişah kolunu onun beline sararak kendine çekti, kafasını boynuna gömdü.Derince kokladı.Öpmüyordu, sadece kokluyordu.Sanki oksijeni Leo'nun boynundaymış gibi kokluyordu.Leo'da iki elini ensesine sarmış okşuyordu.

"Sen üzgün?" dedi, sorar gibi Leo.Murat Han, yeşil gözlü çocuğun boynuna dudaklarını kısaca değdirip uzaklaştı ve yüzüne baktı."Üzgündüm, ama seni görünce daha iyi oldum yârim." dedi, gözlerine aşkla bakarken.Leo, duyduklarıyla memnunca gülümsedi.

Hoşuna gitmişti.

"Sen haremi kapattırdı?" diye sorduğunda Murat Han başını salladı."Hep senin için." dediğinde Leo'nun gözlerindeki parıltılar sanki mümkünmüş gibi daha da arttı."Murat,ben galiba sana meftun olmak." dediğinde padişah ilk bir kaç saniye Leo'nun ne dediğini anlamaya çalıştı.

Hemen sonra anladığında yüzünde kocaman bir gülümseme oldu."Sen bana meftun musun?" dedi emin olmak istercesine."Hmhm.Ben sana meftun olmak." deyince padişah kocaman gülüp, sevdiğinin belinden tutup havalandırdı ve etrafında döndürdü.

Onlar orada aşklarını yaşarken onları kendi terasında sinirle izleyen Safiye sultandan bihaberlerdi."Sultanım." dedi, Bülbül ağa."Ne var?" diye sinirle ona döndü Safiye sultan."Harem kapattırıldığı için yoklama alınıyordu, bazıları eski saraya bazıları da şifahaneye gönderilec-" dediğinde onun sözünü kesti Safiye sultan."Asıl meseleye gel, ağa."

Bülbül ağa," Dediğiniz gibi Mustafa ağaylayken yanımızda duran cariyeyi eski saraya göndertecektim ancak.." dediğinde Safiye sultan "Ancak ne?" diye tısladı."Emine Kalfa izin vermedi, bir sebebi yokken kimse gönderileyeceğini söyledi." diye devam etti Bülbül ağa.

"O Emine denen Kalfa zaten bu aralar çok gözüme batıyordu, ertesi gün onu yanıma çağırın.Başım ağrıyor, şu an olmaz." dedi başını ovalarken.Cümlesi bittiği an Leo'nun şen kahkahasıyla sinirle söylendi ve dairesine girdi.

Yarın ilk iş olarak valide sultanla bu Leo meselesini konuşacaktı.

Selaamm

Yazım yanlışlarım varsa affola 🔥🔥

Bu bölüm nasıldı?

Aklınıza takılan bir şey varsa sorabilirsiniz.

Eflatun'un gitmeyi bu kadar çabuk kabullenmesi sizce iyi mi oldu, yoksa kötü mü oldu?

Sizleri çok seviyorum, kendinize dikkat edin💞💞

Hoşçakalın.🤍

PADİŞAH/ GAY Where stories live. Discover now