1.3

4.7K 311 147
                                    

Selamm nasılsınız?

Keyifli okumalar

______________________________________

İlahi bakış açısı...

Emine Kalfa, Kader sultanın emri ile hızla padişaha haber vermişti.İçinden keşke vermeseydim diyordu çünkü Murat Han bunu duyduğu an sinir küpüne dönmüştü.

"Bu nasıl olur, kim yaptı bunu benim sevdiğime?" diye bağırdı.Belki padişah ne dediğinin farkında değildi ancak Emine Kalfa ve Mehmet paşa bunu duymuştu ki birbirleri ile kısaca bakışıp tekrar padişaha döndüler.

"H-Hünkarım," dedi titrek bir sesle, Emine Kalfa."Kapınızda bekleyen Mustafa ağa yaptı." dediğinde Murat Han'ın şalterleri atmış gibiydi.O iğrenç şeyi sevdiğine layık bulan kişiyi öldürmek istemişti ama önce sevdiğinin yanında olmalıydı.

Hızla dairesinden çıkmış ve koşar adımlarla yürümeye başlamıştı.Emine Kalfa da seri bir şekilde hünkara yetişti."Hüsna sultanımızın dairesindeler, hünkarım." dedi.

Murat Han hiçbir şey demeyerek cariyelerin, gözdelerinin olduğu kata girdi."Destur Sultan Murat Han hazretleri." diye bir ağa bağırdı.Herkes anında selam dururken yolun kenarında ayağına sopa vurulan Eflatun'u görmemişti bile padişah.

Merdivenleri ikişer ikişer çıktıktan sonra kapıyı bile çalmadan hızla açtı ve içeri girdi.Hüsna sultan ve içerdikler selam dururken padişahın gözleri sadece dizlerini kendine çekmiş, kollarını bedenine sarmış ve kafasını da eğmiş Leo'da idi ve onu bu halde görünce içi acıdı.

Her zaman şen şakrak olan Leo'yu şimdi bu halde görmek Murat Han'ı üzmüştü."Meftun olduğum," diyerek yanına yavaş adımlarla gitti ve yanına oturdu.Hüsna sultan içerideki cariyelere bir bakış atınca hepsi hızla daireyi terk etti.

"Leo'm." dedi padişah elini yeşil gözlü çocuğun saçına atarken.Leo başını asla kaldırmazken yerinde hafifçe sallanıyordu."Bak bana n'olursun." diye ekledi padişah.

"O cennet yüzünü benden esirgeme." dedi.Leo yavaşça başını kaldırıp dolu gözlerle baktı ona."Murat." diye ağlayarak boynuna atladı padişahın, küçük çocuk.Murat Han anında kollarını onun beline sardı.Saçını öpüp kokusunu derince soludu.

"Çok korktu ben." diye ağlamaya devam etti Leo."Şşt!Bak bitti artık, ben yanındayım." derken küçük çocuğun saçlarını okşuyordu Murat Han.Bunu duyan Leo kollarını daha çok ona doladı.Gözyaşları istemsizce hünkarın boynuna geliyordu.

Sevdiğinin ağladığını boynundaki ıslaklıktan anlayan Murat Han derince yutkundu.İkisinin de canı acıyordu. "Yekpare'm benim." dedi Murat Han şefkatle.Leo o kelimenin ne anlama geldiğini bilmiyordu, sadece padişahın o ses tonuyla huzurla dolmuştu içi.

(Yekpare, en değerli, en kıymetli anlamına gelmektedir.)

Hüsna sultan, padişahın Leo'ya olan hitabı ile ağzı hafifçe açıldı.Zaten birbilerine sarılmaları, Leo'nun hünkara ismiyle seslenmesi yeterince şaşırmasına neden olmuşken şimdi hünkarın ona 'Yekparem' demesi daha fazla şaşırmasına neden olmuştu.

Murat Han ondan yavaşça ayrıldı ve elini onun yanağına yasladı."Sen nasıl bir şeysin?" dedi içi giderken."Letafet-i Harika'm." diye de ekledi.
İşte Leo bu kelimenin anlamını biliyordu.

(Letafet-i Harika, dünya güzeli demektir.)

"O kadar çok güzelsin ki..Kalbinde bir o kadar güzel." dedi ve dudaklarına doğru yaklaştı.Leo'da ona doğru yaklaştı.

PADİŞAH/ GAY Where stories live. Discover now