2.1

3.5K 410 751
                                    

Uzandığım yataktan tavanı izlerken hâlâ gelen su sesiyle daha vakit olduğunu anlayarak yatakta yan döndüm.

Hyunjin'in evindeydik, teklifimi geri çevirmemişti.

Ama benim kafam o soruyu sorarken başladığım kelimelere takılmıştı, borcumu ödemekten bahsetmiştim anın ihtiyacıyla ama şu anda bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum. Seks mi teklif etmiş sayılıyordum?

Su sesi kesildiğinde uzandığım yatakta oturur pozisyona geldim, bunu yaparken hızlı davrandığım için boğazım kısa bir an acımıştı. Hyunjin'in duştan çıkmasını bekliyordum, teklifimi kabul etmişti ama duş alması gerektiğini söylemişti. Aynı zamanda benim de yıkanmam gerekiyordu, üstümüzdeki bana ait olan kan ne kadar temizlense de yıkanmadan rahat edemezdik.

Hyunjin bana on dakika duş alıp geleceğini ve endişelenmemem gerektiğini söylediğindeyse dayanamamış ve onunla gelmek istediğimi söylemiştim. O duş alıp üzerini giyindikten sonra bana gidecektik ve ben de alacaktım. Adama yapışmış gibi hissediyordum ama gerçekten elimde değildi, ne kadar süreceğini bilmediğim garip bir duruma sokmuştum kendimi. Yalnız kalmak istemiyordum.

Ebeveyn banyosunun kapısı açıldığında Hyunjin'in bakışları yatağında oturan beni süzdü, benim bakışlarımsa sadece altına bir havlu sarmış olmasından kaynaklı tüm bedeninde geziniyordu istemsizce. Gözlerim karın kaslarından kasıklarındaki havluya doğru yavaş yavaş kayarak kaybolan bir su damlasına takıldığında bakışlarımı güçlükle tekrar gözlerine çıkarttım. Tanrı onu yaratırken diğer insanlardan çalmıştı kesinlikle.

"Üstündeki tişörtü niye hâlâ çıkartmadın?"

Dolabına doğru ilerlerken ona olan bakışlarımı fark etmeden sorduğu soruyla gözlerim üzerimdeki kurumuş kan lekeleriyle kaplı tişörte döndü. Ardından bilmiyorum dercesine omuz silktim. "Duşa gireceğim zaten birazdan, bir şey olmaz."

Hyunjin dolabından çıkarttığı iç çamaşırını havlunun altından giydiğinde bana arkası dönük olmasından kaynaklı hiç çekinmeden onu izliyordum. Siyah iç çamaşırını giyinmesinin ardından havluyu kenara bıraktı, havluyu kenara bırakırken gördüğüm iç çamaşırının üzerinden bile belli olan büyüklüğü, yutkunmama sebep olmuştu. Arkadan onu bolca kesmeye devam ettiğim, sırt ve bacak kaslarına takılmaktan ana odaklanamadığım sırada tekrar konuştu.

"Duş alamazsın, boynundaki yaraya su değmemesi gerek."

"Evet." diye mırıldandım neye cevap verdiğimi bilmeden. Omuzları niye bu kadar genişti?

"Oraya su gelmeyecek şekilde vücudunu ve saçlarını ayrı ayrı yıkayabiliriz."

"Evet." dedim tekrar, o kendine çıkarttığı siyah eşofmanı giymeye başladığında. Islak olduğu için mi daha çekiciydi yoksa bugün kahramanım olduğu için mi?

"Sana gitmemize gerek yok, burada yıkarız. Benim kıyafetlerim olur sana zaten."

"Evet."

"Tamam o zaman geç sen banyoya. Ben de gelirim yardıma birazdan."

"Evet," diyerek tekrar onu onayladığım sırada altına eşofmanını giymesinden kaynaklı kafam çalışmaya başlarken şokla sordum. "ne?"

Beynim gittikçe açıldığında şaşkınlıkla tekrar sordum. "Ne yardımı? Ne diyorsun?

Hyunjin'in kaşları havalandı, ardından önündeki dolaba bakınmaya devam ederken söylendi. "Sana güvenemedim, kesin yarana su değdirirsin." Ardından yandan bana kısaca göz kırparak ekledi. "Ben yıkarım seni."

Gözlerim ardına kadar açılırken oturduğum yerden dikkatli bir şekilde ayaklandım ve yanına doğru yavaşça adımladım. İtiraz ediyordum bir yandan da her ne kadar her zamanki gibi alaycı bir tavırla söylediğini bilsem de. "Saçmalama istersen, tamam kötüyüm ama kendimi yıkayamayacak kadar değil."

run away | hyunlix ✓Where stories live. Discover now