2.4

2.9K 385 781
                                    

İnsanlar bir şeyden çok bahsetmenin o olayı çağırdığından bahsederdi ben küçükken, bense inanmamayı seçerdim buna. Sonrasında ailem vefat ederse ben ne yapardım diye düşündüğüm günler yüzünden belki de onları kaybetmiştim çok küçükken bir araba kazasında. Fazlasıyla küçük olduğum için acısı hiç taze değildi ama yine de benim çağırdığımı düşünmüştüm bazen bunu.

Şimdi de öyle düşünüyordum, ben daha yeni bu konuda ne yapacağımı bilemediğimden Jisung'a bahsetmişken Hyunjin benden sevgilisi olmamı istiyordu.

Anın şaşkınlığıyla gözlerim kocaman olurken boynuna sarılı olduğum için yüzümü görmediğine şükrettim. Boynuna sardığım ellerim bile titremişti kısa bir an sorusu yüzünden.

Hyunjin cevap bekler gibi, başka hiçbir şey demeden sessizliğe gömülmüştü. Ancak sırtımı okşayan eli artık okşamıyordu, bekliyordu öylece.

Kafamda binbir tane düşünce geziyordu ve içlerinde en yapmak istediğim şey onu onaylamaktı ama bunu yapamayacağımı biliyordum. Oysa Hyunjin benden sadece cinsel olarak etkilendiğini düşünen tarafımı öyle güzel bastırmıştı ki tek sözüyle, benimle bir ilişki yaşamak istediğini açıkça söylemişti. Benim aksime oldukça cesurdu, her zamanki gibi.

Akıp giden dakikaların ardından bir cevap vermem gerektiğinin farkındaydım ve dakikalardır düşünen ben değilmişim gibi, dudaklarımı araladığımda saçma sapan şeyler döküldü.

"Hyunjin, ben..."

Reddedecektim, bu kadar basitti. Onu kendimle beraber ne tehlikeye atabilirdim ne de bir gün çıkar gidersem açıklama yapabilirdim. Sevgilin olamam, demem gerekiyordu ama kelimeler bir türlü ağzımdan çıkmıyordu. Basit olduğunu iddia ettiğim bu şeyi yapamıyordum, onu reddedemiyordum.

Hyunjin cümlemin devamını bekledi bir süre, ardından derin bir iç çektiğinde gergince yutkundum. Cevap veremediğimi anlamış gibi sert çıkan sesiyle söylendi.

"Sen, ne?"

Bu sefer iç çeken ben olurken boynuna doladığım kollarımı çözdüm usulca, ellerimi omuzlarına kaydırdım ve oradan destek alırken aramıza biraz mesafe koydum. Böylece yüz yüze gelmiştik, onun da sırtımdaki elleri artık daha gevşek tutuyordu. Aramıza benim yüzümden girecek olan mesafe şu an somut olarak da girmişti.

Sanki yüz yüze gelmemizi ben sağlamamışım gibi güçlükle bakışlarımı kaçırmama engel oldum ve oldukça ciddi bakışlarına karşılık verirken isteksizce mırıldandım.

"Ben şu an bir ilişki istemiyorum, üzgünüm."

Hyunjin'in kaşları bu dediğimle çatıldı, birkaç saniye kafasında anlamlandırmaya çalışmasının ardından alaylı bir gülüşle kafasını yana doğru çevirirken "İlişki istemiyor musun?" diye söylenmişti inanamıyor gibi.

Bunu ona açıklayamazdım, hiç yakınım olmayan ve sırf iş arkadaşım olan birinin ölümü bile beni derinden sarsmışken hoşlandığım kişiyi tehlikeye atamazdım. Bu yüzden başımı sadece öne eğmekle yetinirken omuzlarındaki ellerimi kendi kucağıma çektim. Ona hiçbir cevap veremememle Hyunjin'in alaylı gülüşü dağıldı ve derin bir nefes alarak daha sakin bir şekilde konuştu.

"Hayır, sadece fiziksel bir şey mi istiyorsun diye soracağım ama..." Eğer ona daha da bağlanacaksam fiziksel olarak bile yaklaşmamalıydık birbirimize, ama gelin görün ki kucağındaydım bunu düşünürken. Hyunjin'in tek eli çenemi parmaklarıyla hafifçe kavrayarak ona bakmamı sağladığında ekledi. "o zaman neden eski sevgilimi kıskandın?"

Kıskanmıştım, üstüne üstlük benden başka kimseyi öpmek istememesi gerektiğini bile söylemiştim. Şimdiyse ilişki istemediğimi söylüyordum, ne dese haklıydı.

run away | hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin