¿Estás feliz de verme, prima?

3.4K 207 213
                                    

Simsiyah bir gecenin, öfkesiydi sözlerin.Hayat kırmadan anlat isterim.Yarım kalan sigara boş şişeyle yan yana,onlar arkadaş şimdi bana.

El olduk efendim.Velhasıl ziyan olduk, ziyadesiyle.

____

"Bu ne Taehyung! Bu ne!"Jimin pijamayı adamın göğsüne atarken vurmuştu. Taehyung şuan boka batmıştı gerçekten,yalan söyleyemezdi görmüştü çoktan."Aç kolunu seni pislik!"

Taehyung'un, sweetshirtinin kolunu yukarı doğru katlamaya başladığın da Jungkook daha iyi görebilmek için Taehyung'a yaklaştı.Jimin sol kolunu da katlayınca kurumuş kan lekesini ve derin kesiği gördü. Gözleri büyürken ellerini ağzına kapatmıştı. Jungkook inanamamış gibi adamın büyük elini avuçları arasına aldı.Parmak uçlarıyla kesiğe dokunurken,"Bunu benim yüzümden mi yaptın?"diyordu. Taehyung sabır dilenirken gamzeli adamdan büyük bir tokat yemişti.

"Kendine gel Kim Taehyung! Zaten Yoongi'yi kaybettik,bir de sen!Senin ölümünle başa çıkamam anlıyor musun!"

Jungkook korku ile elini ağzına kapatırken adamın kızaran yanağına bakıp ağzında ki elini yanağına koyup okşadı.Taehyung tek kelime etmiyordu,ne söyleseler haklılardı. "Tebrikler Taehyung, artık senin yüzünden aç değilim."

Hoseok, arkadaşını tebrik etmiş omzuna çarparak salona doğru adımlamıştı.Taehyung bir şey hissetmiyordu,ne dese bilmiyordu ağzından çıkan cümleler sizi ilgilendirmez olacaktı sadece. Ama onları kırmak istemiyordu.

Çocuğun minik eli adamın hala yüzündeydi, Taehyung çocuğun dolu dolu gözlerine bakıp ağlamaklı bir şekilde gülümsedi.Jimin ve Namjoon hala ordaydı, arkadaşları için üzülüyorlardı. Asla kötülüğünü istemiyorlardı.

Hepsinin iştahı kapanmıştı,otursalar yiyemezlerdi bile.Jimin ağlamasını durduramazken kendini serbest bırakıp yere diz çöktü."Bu konuyu daha sonra konuşacağız,onu odasına götür Jungkook." namjoon sakin olmaya çalışıyordu, sonuçta Taehyung kötü bir psikolojideydi, böyle zamanlarda asla üstüne gitmemeliydi.

Jimin'in yanına çöküp sakinleşmesi ve ağlamasını durdurması için sırtını okşadı. Sadece Taehyung intihar etmesine değil sevgilisi Yoongi'nin ölümüne de ağlıyordu. İçine oturmuştu, büyük bir yük vardı omuzlarında.

Jungkook ve Taehyung mutfaktan çıkıp ikinci kata çıkmak için merdivenlere doğru adımladı. Salonda oturan Hoseok'a kısa bir bakış atıp durgunca basamakları çıkmaya başladı.

Jungkook ağlamasını durduramazken çoktan odalarına girmişlerdi. Çenesini sıvazlarken yatağın kenarına oturmuştu Taehyung.Jungkook adamın yanına otururken kesik olan kolunu avuçlarına aldı tekrar. "Acıyor mu?" Taehyung çocuğun dolan gözlerini izliyor yanak içlerini ısırıyordu."Acımıyor." Elbette acıyordu,sadece çocuğa bunu belli etmek istemedi.

Jungkook burnunu çekerek yaraya dokunurken Taehyung,"Hadi ama! Alt tarafı bir çizik,bu kadar ağlama."diyordu. Jungkook hızla başını salladı."Alt tarağı bir çizik değil. Sen kolunu keserken kafanda milyonlarca neden ve duygu vardı." Taehyung çocuğun böyle düşündüğünü bilmiyordu. Dudaklarını ıslatıp kafasını başka tarafa çevirdi hemen.

Jungkook kesiğe parmak uçlarıyla dokunurken,"Kalem var mı?"diyordu. Taehyung, çalışma masasının orayı eliyle işaret etmiş yatağa iyice yerleşip bedenini uzatmıştı.

Jungkook kalemi almak için yataktan zıplayarak hızla masaya doğru ilerledi. Kalemlere bakıp mavi olanı alıp tekrar adamın yanına oturdu. Jungkook adamın bileğini avuçlarına tekrar alıp kalemin kapağını açtı.Taehyung duyduğu sesle ne ara kapattığını bilmediğimiz gözlerini açıp,"Ne yapıyorsun sen?"diye sordu.Jungkook gülümsemeye çalışırken, kesiğin üzerinde desenler çizmeye başladı. "Bir şeyler çiziyorum üzerine."

Diosa Lavinia | TaekookWhere stories live. Discover now